İşte burada da diğger devletlerin siyasetlerini taklit etmek tema- yülü kendi hususi ve milli şartlarımızı hiç hesaba almamak gaf- leti apaçık görünüyor. Diger devletler ne yaparlarsa yapsınlar, biz ne yapmalıyız? Biz nasıl bir siyaset güdersek, en ziyade memleket ve millet menfaatlerini korumus oluruz? Diğer devletler böyle yaptıkları için değil, milli menfaatlerimiz böyle icabettirdiği için takip olunan siyaseltir ki, milli denmeğge lâyıktır. Nerde kaldı ki, Amerika gibi en liberal sayılan bir mem- lekette bile devletin hususi teşebbüsleri uluorta himayesi, artık hâdiselerin tazyıkiyle tasfiye olummağa dağru giden bir siyaset- tir. Her yerde devletin mutlak ve kayıtsız şartsız himayesi yerine devletin kontrolu ve hususi teşebbüslerin milli iktisat bütünlüğü içinde zaptü rapt altına alımışı kaim olmaktadır. (ÂAmerika, Al- manya, İtalya) Fakat yine tekrarlayalım ki, bütün bu misaller bizim için bir örnek olamazlar. Çünkü bizim iktisadi davalarımız bambaşka şartlar içinde bulunmaktadır. Biz, kendi milli şartla- rımıza ve ihtiyaçlarımıza göre mes'eleyi tetkike mecburuz. Biz bir yeniden oluş ve bir yeniden kuruluş davası içindeyiz. Di- ger memleketler kurulmuş ve mevcut olanı kurtarma kaygusu içinde bulunuyorlar. Biz, en kısa bir zamanda en mükemmeli yapmakla mükellefiz. Onlar açık pazar ve serbest ticaret şartları için kurulmuş istih- sal makinesinin mümkün olduğu kadar az zararla tasfiyesi işile meşgüller. Biz, en kısa zamanda en mükemmeli yapmak istemek- le beraber, onların düştükleri hataları tekrarlamamak ta istiyo- ruz. En ziyade çekindiğimiz şey, millet bütünlüğünü ve millet birliğini sımıflara parçalamak ve bu sınıflar arasında millet var- lığını yıpratan çarpışmalara yol açmaktlır. İktısat hayatının ağırlık merkezi husust teşebbüs olan memle- ketlerde sınıfların ve bu sımıflar arasında çarpışmaların dağma- sına mâni olacak bir mucize daha henüz keşfedilmemiştir. Onun için iktısadiyatımızın ağırlık merkezini devlet teşebbhüisle- rinin teşkil etmesi milli menfaatlerimizin emrettiği bir zaruret- tir. Yalnız içtimai bünyemizin sıhhati bakımından değil, ayni za- manda iktisadilik bakımmdan da devlet teşebbüsünün âön safta gelmesi şartir. Çünkü husust teşebbüs çok kerre kendi sermaye, 15