rında, nc kapitallist, ne de komuniat memleketlerin siyasetlerin- de yeri olmıyan tamamile kendi şeeniyetlerimize, kendi ihtiyaç- larımıza hâzs, milli bir siyaset düsturudur. Bu siyasetin eşsiz ve örneksizliğine inaudıkları içindir ki, Başve- kilimiz da makalelerini şu cümlelerle bitirmişlerdir: “Gelecek on semne nihayetinde ilmit cderim ki, Türk devletçiliği memlekciteki cserleri ve boey- melmiici tesirlerile iktisadiyatta devletçilik amla- yışının emn miültekâmil ihmi ve şaheseri olarak zikrolumnacaktır. ,, Nasıl ki, milli kurtuluş inkılâpları, cihanda metrepol ve müstem- leke tezadından doğan, her itibarla (müstakil milletler) yarat- mayı istihdef eden yep yeni bir inkılâp tÜpi ise, bunun temsil et- tiği iktısat siyaseti de tabiatile orjinal bir sistem olmağa mec- burdur. Eğer devletçilik taklit ve ühalât matahı bir siyaset düsturu al- saydı eğer devletçilik tamamile kendi milli ihtiyaçlarımıza hüs ve bize benzer milletlerin şartlarına uygun bir prensip olmasay- dı hiç Başvekilimiz böyle konuşabilir miydi? Başvekilimizin ikinci an sene için cizdikleri perspektif şuurlu Türk inkılâpçılarına heyecan, iman ve gurur veren bir beşaret olduğu kadar bütün milleti bu yüksek ülkünün gerçekleşmesi için seferberliğe çağıran bir direktiftir de. Biz, bu direktifin gönüllüleriyiz. Devrimiz millatlerin kayıtsız ve şartsız İs- tiklâlleri devridir. Tarihin her devrinde âle- min gidişine yol gösteren Türk milleti, bu devrin de öncüsü ve örneğidir.