artık tasni fve tescil edilmiş sayılıyordu. Bugün Papa, her zaman- kinden fazla kuvvetlidir. İtalyanın dış politikasında ferz rolünü, katoliklik oynıyor. Mussolini, katoliklerin hamisi vazifesini öyle zorlu bir surette üzerine aldı ki, kongregasyonlar düşmanı Fran- sa, jakoben Framsa, Avusluryada iyi dövüşebilmek için Vali- kan'da, güzel iyiliyor, iki kat iyiliyor. Angliken kilisesi, yahudi- leri Almanyada himaye ediyor. ÂAmerikan protestanlığının bay- raktarı sofu hatuncuklar, Hollywood'un uzak şarka kadar ihraç edilen filimlerini Çin çocukları ve Japon kadınları namına hıris- tiyan ahlâkiyatı bakımından sansür ediyorlar. İhtiyar İncil, Pi- erre |/Hermite zamanında olduğu kadar revactadır. © Garp, hendi sanatina ve hendi kültürüne inanırdı. Fakat on dokuzuncu asrın başında halka doğru ineceğini söyl- yen garp kültürü, bütün iktısadiyat gibi, havaslasşa havaslaşa nihayet obskürantizmi bile kendi bediine müdufua etüirmek te- reddisine kapılmış ve kendini yığınların idrakinden gittikçe nez- vtmişlir. Bugün artık bir sanat yoktur. Bizim divan devrimi- zi bile makul gösteren bir tasannu vardır. Fakat Garp, her şeyderi önce ve her şeyden fazla emperyalizme inanırdı. Gidiniz Dörtler'in davulunu yaklaymız. Hattâ çalınız. Samimi- yet tenhası bir ses duyacaksınız. Şu geçenki Lanrdra iktisat Ran.- ferarsı'nı hatırlayınız. Dikte etmek için toplanmışlardı. Zavallı- lıklarını bile saklayamadan dağıldılar. Silâhlarından en güçlüsü altın idi. Ona malik olanlar onu birbir- lerinin başına çaldılar. Öteki silâhları, bildiğimiz silâhlardı. Bu silâhlar, bir gün kendi- Liklerinden ateş açacak diye ötleri patlıyor. Emparyalizm! Meğer o da çoktan samanla doldurulmuş. Bu ne inansız, bu nc zındık, bu ne karmakarışık âlemdir! Bu ma- nevi ve maddi iflâs, geçen asırki ihtişam turasının yazı tarafın- dan başka bir şey değildir. İstismar, bütün ihtiyatlarını aşındır- 21