1 Ağustos 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 43
evvel ruhun kendini, kendi mev zuunun tefehhusıma vakfedişi ö; le bir ruh haletidir ki, bu halet, ciddi mevzular ve bilhassa inkılâ. bım seayrine ve inkişafına müteal- lik fikri taharriler üzerinde ha- fifmeşrepliği, bir ahlâk kuidesi olarak bervechipeşin reddeder. . * İstanbul'da, yarı münevverler u. lübünün alacalı kalabalığı içinde, a«Kadroyu anlamıyoruz: diyenle- rin yarısından çoğu, şüphe yok ki Kadroyu filen okumıyanlardır, Fakat buna rağmen onlardan böy le bir iddianın kanaat hülinde du- yuluşu, yarı münevsverler kulu - bündeki havanın sari ciddiyat - sizliğindendir. Binaenaleyh onla- rın, bu anlayışsızlık rollerini de o kadar ciddiye almasanız dahba iyi olur, Bence yarı münevvori, en hafif hava yelpazelerile bile istediğiniz temayüle derhal sevketmek ka - bildir. O kadar ki, mesclâ Kad - royu sevmiyen yarı mlünevverin sever pörünmesi, anlamıyan yarı münevverin <anlıyorum: demesi niye kabil olmasın? Bunua misa! Fakat bizzat İs - tanbul yarı münevverliğinin hu- yalından, bu bahis üslünde size, binbir misal verebilirim. mi istersimiz ? Nurullah Ata Bey, bana kalırsa, burada asıl üstlünde durulacak dava, Kadronun anlaşılıp anlu şılmamasmdan ziyade, İstanbul'- un yarı okur yazarları arasında günden güne derinleşen ve ka - ranlıklaşan fikri lâübaliliğin ve fikri hiffetin dehşet ve fecaatiua- dedir.
