messillikleri gibi teşkilât davanın unsurlarile pearkende olarak uğraştığımızı gösteren emarelerdir. Tağiş, mücerret bir mefhumdur. Kredi, mücerret bir mefhum- dur. Sürüm, müceret bir mefhumdur. Bütün bu mücerret mef- humları konkrelestirmek, müşahhaslaştırmak, maddeleştirmek icabeder. Her madde için ayrı istihsal şartları, ayrı tağşiş imkânları, ayrı kredi vaziyetleri; ayrı standart ve ambalâj usulleri, ayrı sürüm yolları olduğuna göre bütün bu mes'eleleri maddeden tecrit ede- rek mütalea etmenin imkânı yoktur. Bizde, ekseriyet üzere, teşkilât mefhumunu mücerretleşstirmeğe, maddeden ayırmağa doğru bir temayül vardır. Halbuki, teşkilât, madde için yapılır. Mefhum için teşkilât yapılmaz. Madde için yapılan teşkilat bir thtisas organıdır. Orada mütchassıs kendi- sini evinde duyar ve tekemmül eder. İhtisas organları ayni zamanda yeni unsur yetiştirmek için de bir mekteptir. Halbuki umumi ve mücerret mefhumlar için yapı- lan teşkilât içinde, yeni unsur yetiştirmek şöyle dursun mütehas- sıslar, ihtisaslarını unuturlar: Bürokratlaşırlar. Bütün ziraat ve sanayi teşkilâtımızın tarihi bu hükmümüzü teyit eder. Ne kadar ziraat memur tanıyoruz ki, işine başladığı zaman bir ziraat şubesinin amatör veya mütehassısıydı; fakat zamanla bir «Kalem efendisi» olmuştur. Ve yine ne kadar mütehassıs sana- yicilerimiz vardır ki, bu günkü sanayi teşkilâtımız içinde muafi- yet tezkeresi doldurmak yüzünden kâtipleşmiştir. Eleman, mad- de teşkilâtı içinde yetişir ve tekemmül eder. O halde yapılması lâzımgelen iş: madde teşkilâtlarımızı kurmak ve meycut mefhum teşkilâtlarını maddeleştirmektir. Bir malın rekabet kabiliyeti istihsalden, istihlâake kadar muhte- lif âmillerin muhassalasıdır. Dünya piyasalarında karşılaşan ra- kip malların talihi üzerinde müessir olan bu muhtelif âmilleri en ziyade zaptü rapt altına almış olan milletlerdir ki, rekabet cida- linde muvaffak olurlar. Münferit iktisadiyattan, teşkilâtlı iktisadiyata geçmek zarureli bundan ileri gelmektedir. 15