— Büyük ve varidatı çok timar ve zaametler mahlül oldukca talibine tevcih edilmiyerek hükümet tarafından miri mukatıata ilhak olunmıya başlanmıştı. B — Bir takım timar ve zanmetler, sarayı hümayun ağalarına çı- raklık olarak veriliyor ve eyalet sipahilerine mahsus dirlikler veziri âzam ile diğer devlet erkâmı tarafından kendi mensupla- rına ihsarn ediliyordu. C — Bir timar vaya zaamet mahlül olduğu zaman vali ve muta- sarrıflar istihkaka bakmıyarak kim fazla rüsvet verirse timarları ona veriyorlardı, D — Güya müruru zamanla bazı timarların varidatı pek fazla tenakus ettiğinden kimse talip olmadığı için bunların beratı se- pete konulmıya başlanmıştı. Halbuki bunların içinde varidatı pek yüksek ve talibi pek fazla timarlar vardı. Bunlara, vali ve mu- tasarrıflara mekel olmak üzere «sepet timarın denilmişli, E — Bir harp vukuunda vali ve mulazarrıflar, erbabı timar ve zaametin zenginlerinden para alırlar ve bir bahane ile fakirleri götürürlerdi. «Koçi» bey, risalesinde bu spekülâsyon işlerini şöyle anlatıyor: «Vüzera... iç halkına mütabeat ve hevalarına muvafakat idüp her ne mürat etseler diriğ eylemez oldular. Anlar dahi nice yüz yı! mukaddem fetholunmuş kariye ve mezreaları birer tarik ile kimin paşimenlik, kimin arpalık, kimin temlik ittirüp ve kendir- lara tamam ve istiğna geldikten sonra her biri tevabiine nice ti- marlar ve zaametler itlirüp erbabı seyfin dirliklerin kateyledi- lerv. «Aslında ve cinsinde dirlik tasarraf etmiyen şehir oğlanı raaya hısmından bir alay fürumaye ki, bir şeye yaramaz ol ma- kitle eşhasa iptida emirlerin rayehkân idüp zaamet ve timar mü- yat idenler, bir günde yüz bin ahçe timara istihkak eder oldular. Makhlülât dahi kanunu kadimin gayri asitanei saadet tarafından Verilmiye başlayup erkân ve vükelâ, düsşen mahlülü tevabi ve müteallikatına verip memaliki islâmiyede vâki olun timar ve za- ametin güzideleri hilâfı şeri serif ve mugayırı kanunu münif hi- mini temlik, kimini arpalık, himini paşmenlik, kimini havası hü- mayuna ilhak idüp kimini vakıf ve kimini bedeni sihhatta olan üice kimesnelere tekaütlük üzre verip bilcümle zaamet ve timar ekâbir mekeli oldu». «Bunun için memaliki mahrusada zasmet ve timarların öşrü nizasız olup madası bilküilliye nizalıdır». «Her S1