taaddisine takat getirüp alem harap alduğuna şüphe yoktarı. Deyvlet otoritesinin yıkılması vilâyetlere şu manzarayı vermişti! Anadolu ve Rumeli âdeta Tavaili Mülük devrine dönmüştü. Me- selâ Trabzon ve Lâzistan Tuzcu oğlunun, Diyarbekir ve Harput tarafları Ekrat beylerinin ve Bay beylerinin, Musul Abdulhalil zadelerin, Sürye Şahabilerin, vasati Anadolu Cabbar zadenin (Çapan oğlunun) İzmir tarafları Kara Osman oğullarının, Bal- kan ve Tuna havalisi Pazvant oğlunun, Yılık oğlunun, Make- donya Serezli İsmail Beyin, Cenubi Arnavutluk Tepedelenlile- rin, Şimal kısmı İşkodrulı Mustafa Paşanın, Bolu Hacı Ahmet oğullarının, Kastamoni Tahmisci oğlunun ilh. elinde idi, Yalnız istanbul ve civarı saltanata tâbi idi. Fakat hakikatı halde bura- s1 da yeniçerilerle bektaşi dervislerinin hükmü altına girmişti. Hü- kümet Alemdar zamanında bütün bu derebeylerini ve âyanları İstanbula davet ederek onlarla bir ittifak aktetmek zafını bile göstermişti. & Tarihlerimiz Osmanlılarda derebeyliğin bir tasfiyesi devrinden bahsederler. Bu devir Sultan Mahmut devridir. Hakikaten Suk- tan Mahmut zamanında yukarda isimlerini yazdığımız derebey- leri ve âyanlar tedricen temizlenmişti. Fakat bu temizlik hiç bir zaman derebeylik rejiminin kül halinde tasfiyesi değildi. Dev- let içtimai bir temizlik değil, tamamen siyası bir temizlik yap- mışti. Zorba ve ösi derebeylerinin yerine uslu ve Devlete muti derebeyleri gelmişti. — Derebeylerinin tasfiyesi — esnasında beylerin, âyanların, voyvodaların, mültezimlerin ve salire- nin ellerinden gayri meşru yollarla edindikleri toprak- ları alınarak köylüye tevzi edilmişti. Bunların mülkiyet- leri aynen muhafaza edilmişti. Şarktaki Ekrat beylerile tekkele- rin durebeyliği bu tasfiye işinin haricinde kalmıştı. Tasfiye Şarka kadar uzanmamıştı. Sipuhi derebeyliği de 1839 da yeni aşkeri teşkilat yapılırken ilga olundu ve timar arazisi miri araziye İl- hak olunarak limar sahiplerine maaş bağlandı. Timar toprakları yine köylüye tevzi olunmadı. Hem esasen timar ve zaamet ara- zisinin pek mühim bir kısmı bu tarihe kadar mülk olarak bir çok kimselere geçmiş ve timarlı adedi pek azalmıştı. 1848 de neşrolunan arazi kanunu zahiren bir zirai reform gibi 834