Zirai emtiamızdan hiç birinin rekabet kabiliyeti üzerinde mües- sir olan âmillere hâkim vaziyette değiliz. İstihsal ve sürüm işlerimiz, tabial nasıl hükmederse, fert nasıl bi- lirse, talih nasıl isterse öyle cereyan edip gidiyor. Halbuki bütün milli varlığımızın talihi, bu istihsal ve sürüm işlerinin düzelmesine, iktisadiyatımızın tanzimine bazlıdır. Bu kadar hayati bir davada ne kadar hassas davransak yeridir. Onun için tabiatın cilvelerine, ferdin kifayetsizliğne, talihin o- yunlrına karşı cephe almak icabeder. Bu zaruret, prensip itibarile kabul edildi mi, o vakit Devletçilik yolunda peszinde Lberal an'aneler, ferdiyetçi hasis endişeler ö- nünde zikzaklar yapmadan ilerliye biliriz. Devletçilik, bölünmek kabul etmiyen bir bütünlüktür. Yarı dev- letçilik, tam bir Hberalizmden daha menfi olabilir. Devletin ikti- sat işlerine müdahalesinden şikâyet edenler, Devletçiliği suçlu çıkarmak istiyorlar. Halbuki hangi iktisat sahasında Devletçili- ğin tam bir tatbikine şahit oluyoruz? Gerek zirai, gerek sınat istihsal sahasındaki hudutsuz başıboşlu- ğu bu itibarla bir an evvel nizam altına almak lâzımdır. Münakalât siyasetimizin vahdeti bilhassa milli tarife siyasetinde ifadesini bulmalıdır. Kredi sahasında nazım bir siyasete ve kredi menbaları ne olursa olsun iszale edilecek kredilerin, hiç olmazsa, tek zaviyeden kon- troluna muhtacız. Tek kredi değilse bile, ilk adımda tek kontrol bu siyasetimizin şiarı olmalıdır. Emtiamızın sürümü sahasında ise hâkim olan henüz tam bir liberalizmdir. Milli iktisadiyatımızın bütün faaliyet sahaları için zaruri gördü- gümüz milli kontrolü, bilhassa bu sahada tahakkuk ettirmek icabeder, Türk Devletçiliğinin gayesini İsmet Paşanın İzmir nutkunda en veciz bir tarzda izah edilmis buluyoruz: «İktisatta milli varlığı müdafaa etmek ve iktisatta geri bıraktl- dığımız mesafeleri kapatmak mecburiyeti iktisadi devletçiliği- mizin izahıdır.» Milli varlığımızı müdafaa etmek ve geri bırakıldığımız mesafe- leri kapatmak devletçilizimizin ana ve esas gayeleri olduğuna 16