KADRO. 1922. 30, Ağustosundan şimdi bizi ayıran, tam on yılın zaman mesafesidir. Zaman her an biraz daha yürüyor. Bu mesafe her gün biraz daha açılıyor. Fakat bu ne garip tecelli ki, bu zaman mesafesi bizi, 1922. 30, Ağustosundan ne kadar uzaklaştırırsa, uzaklaştırsın, biz mânen ona her ân biraz daha dönüyor, biraz daha yaklaşıyoruz, Ona döndükçe ve ona yaklaştıkca, hanımızda sıhhatin ve heye- canımızda tazeliğin, hudutsuz coşkunluğunu dayuyoruz. Tarih içinde, bu hkadar derin müânalı, fakat bu kadar yakın bir kahramanlık misali nasip olan kaç nesil vardır? Bu misalin en- ginliği bizi gün geçtikçe sarıyor, gün geçtikçe onu daha iyi anlı- yor ve ona daha çok bağlanıyoruz. © Bu günü yaşatmak ve yarını kurmak için çalışan neslin, dünün hatırasını zinde tutmak ve ona bağlarnmak istemesinden ne çı- kar? diyenler, bir nesil için kahramanlık seciyesinin ve ruh asa- letininm menbalarını tanımıyan ve kiymetini duymıyanlardır. Milli inkilâp tarihimizin bütün hamlelerini ve bütün kahramanlık mi- sallerini neslimizin tabüi mirası saymak, bu mirasa bağlanmak ve yeni inkilâp hamlelerinde bu misallerin her zaman zinde ve her zaman heyecan uyandırıcı hatıralarına yaslanmak ve onlar- dan kuvvet almak ahlâkı, bizim neslimizin -eğer tabir caizse- yepâne muhafazakar vechesidir, Bizden evvel yetişenlerin, millet davası bahse mevzu olunca, her şeye rağmen ve her ne şerait altında olursa olsun mücadele etmek an'anesini kendimize ahlâk edinmek öyle bir keyfiyettir hi, bu keyfiyet bir inkılâp gencinin ruhuna ancak asil bir heye- can verir, 8 Milli mücadele, bir cephe harbi şekline istihale etmiş bir milli kurtuluş ihtilâlidir ki, bu ihtilâlde milletin cebr ve zoru, so- kah mücadelesi etrafında değil, müstemlekeciliğe karşt bir harp 8