Cihan içinde Türkiye: 592-inci Konferans'ın Zabıtlarından çıkarılmış Bir Parçadır. Burhan Asnf. Sözü kesilen murahhas, denizdeki adamın simidi artık ele geçi- remiyeceğini anlaması gibi devam eder: — Efendiler! Tamirat ve harp borçları gibi davaların ruzname harici bırakılmaları onlar hakkında görüşmemize mani olamaz (gürültüler, doğru, işidemiyoruz, sadede! sözleri). Para esası mes- elesini görüşüyoruz. Para, tediyeler ile, tediyeler borçlarla alâ- kadardır. Bütün bu işlerin bir kül halinde müzakeresini teklif ediyorum. İner. Büyük devletlerden birinin başmurahhası: - Arkadaşlar! Ruznamenin bir mânası vardır. Ruzname demek, bir mes'eleyi halledebilmek için bütün alâkayı yalmız buna ait unsurlar üzerinde teksif etmek demektir. Doğrudan doğruya alâ- kadar, bilvasıta alâkadar gibi mantık oyunları ile keçinin ölümünü kuyumculuk ticareti ile de alâkadar göstermek kabil- dir. Ruznameden ayrıldığımız dakikadan itibaren, konferansı akamete mahküm etmiş oluruz (alkışlar). Arkadaşlar! Hepimiz, ayrı ayrı milletlerimizi temsil ediyoruz. 'Temsil işini bir takım dar telâkkilere bağlamağa kalkışırsak, s0- yatım size, burada ne işimiz var? (Şiddetli alkışlar ve bravolar). Herkes yerli yerinde kalırdı ve böyle bir konferansı toplamağa hiç lüzum kalmazdı. Bizi buraya getiren bir şey vardır. Hallede- ceğimiz bir dava vardır. Bu dava, şunun yahut bunun lehine ola- rak halledilemez. Bu dava, halledilirse, hepimizin lehine ve bit- tabi bir takım fedakârlıklar pahasına yani hepimizin aleyhine unsurlar ihtiva ederek halledilecektir. İnsanlık, umumi bir ıstırap 18