üeü ZT —e — a d Ş ea ÜRETA TÜ tak, ya ilim tarikile gelir., der. Bence Nazım bu cidalde, hem mücadelenin, hem de ilmin haricindedir. O sadece “gez- diği, bir mefhuma bağlanan ve inanıp bağlanma kabiliyetini bizzat kendine ahlâk yapan bir heyecan idealistidir. İdealist bir aksiyon adamı ve beynelmilel san'atkâr demek, muhitinden mücerret bir istigrak adamı, ruyada gezer gibi kafasındaki odalarda gezen bir somnanbul mu demektir? Üstünde yaşadığı bu topraktan ve içinde yaşadığı hayat şart- larından Nazım Hikmetin alacağı bir şey yok mudur? Onun elinde bu kadar güzelleşen, bu kadar erkekleşen Türkçe, bugünkü genç nesle “benimdir!,, diyebileceği bir ses veremez mir Niçin veremesin? Asırlardanberi dünya küresinin en terkolunmuş parçası olan Anadolu toprağı üstünde, insaniyetin em engin ruhlu ve en sevilmeye değer parçası olan Türk milleti için müstakıl, şen, ileri teknikli ve türlü inhilâl amillerinden beriy, nizamlı bir vatan kurmanın ruha vereceği sonsuz heyecan, bir idealisti tatmin etmezmi ? Asırlardanberi mahküm kılındığı iktısat esaretinin bütlün malüliyetlerini ve ufuk darlığını taşıyan buyünkü cemiyet şartlarına rağmen, ve bugün âsi olan, bugün evlâtlarını yarı aç ve yarı çıplak dolandıran bu kör tabiata karşı, tekniğin ve milli enerjinin bütün silâhlarıyle açılacak mücadelenin he- yecanı bir şaire ilham veremez mi? ! Dinledik taşlı tarlaların sesini, Gördük ki vermiyor Toprak altın başaklı nefesini Kara Sapanlara ! Bağların, tarlaların özlediği, Arzulu bir kadın gibi şehvetle gözlediği, Her tırnağında 1.000 manda kuvveti demirleşen, ve asu çalkalar gibi toprağı eşen, ruhu buhar makinalar |