Süratle sokağa fırladı. Böylece Feyzioğlu, 27 Mayıs inkılâbının he- yecanını sabahın ilk ERLER iti- baren teneffüs etmeğe o başladı. Bu heyecan, Kurucu Meclis Tasarısını Başkan Gürsele sunarken hâlâ aynı samimiyetle devam ediyordu. Doğrusunu (o söylemek gerekirse kesilmedi, inkılâbı müteakip Feyzi- oğlu için, tıpkı devr-i demokraside olduğu gibi yorucu bir çalışma baş- i. Bunun için Feyzioğlu inkılâp idaresinde vazife almakta te- reddüt etmedi. İlk vazifesi Antide- mokratik Kanunları Ayıklama Ko- misyonundaki vazifesiydi. Komisyo- na bir aylık süre tanınmıştı. Bu bir aylık zaman içinde Komisyon işlerini halletmiş, antidemokratik kanunları ayıklamış olacaktı. Feyzioğlu, arka- daşları ile birlikte paçaları sıvadı ve işin üstesinden geldi, işe, Basın Kanu- nundan başlandı. Onu Gösteri Yü- rını bizzat müşahede etmiş bir insan olarak Komisyona çok faydalı olu- yordu. Bu arada tam 13 antidemok- ratik kanun didik didik edildi. Bu ka- nunlar kaldırılırken, yerlerine yenile- rinin konması gerekiyordu. İşte bu- nun için Feyzioğlu ve arkadaşları günde ortalama 12 saat çalıştılar ve idaresine yardımcı oldular. bir politikacı mahzurlarını bizzat müşahede etmiş- ti. Bunun için Komisyonda, kanunun kaldırılması tezinin ateşli bir sözcü- sü oldu Antidemokratik Kanunları Ayık- lama Komisyonu vazifesini ikmal e- dince, Feyzioğlu yeni vazifeler al- makta gecikmedi. Türkiye Öğret- men Dernekleri Federasyonu temsil- cisi olarak toplantılara katıldı. Ne var ki bu arada siyaset hayatına ve- da etmek lüzumunu hissetti. Anlaşı- lan, Feyzioğlunu politikadan soğutan bazı hâdiseler cereyan etmişti. Nite- kim bir yaz günü, İstanbul yolculuğu arefesinde uğradığı AKİS Yazı İşleri Müdürlüğünde bu kırgınlığını dile getiriyor ve: "— Muhalefette çalışmak çok ko- laymış, asıl şimdi işler zorlaştı. Ben bu tip politikanın âdâmı değilim. Bence Üniversiteye dönm kürsü- me kavuşmak daha iyidir" diyordu. AKİS, 25 KASIM 1960 Bahri Savcı İş bitmedi Nitekim öyle yaptı. Yıllardır uğ- runda hiç bir fedakârlıktan çekin- mediği C.H.P. nin idare organların- dan kendini yavaş yavaş ayırdı ve evvelden verilmiş bir sözü tuttu. Fey- zioğlu (Üniversitedeki e malüm sebeplerle ayrılırken, mal nizam avdet, edince tekrar di. vaya döneceğim" demişti. İşte dönü- yordu. Hemen Siyasal Bilgiler Fakül- tesi Dekanı Fehmi Yavuza dilekçey- le başvurarak, vaktiyle o Dekanlığını yaptığı bu Fakülteye bir öğretim ü- yesi olarak girmek istediğini bildir- di. Fakat Feyzioğlunu başka bir ilim merkezi almak istiyordu. ,, Feyzioğlunun Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne tâyini, bir parça da ilmi kariyeri ve öğrencilerin ısrarları üzerine yapılmıştı. Feyzi- oğlu, tasavvurlarına uygun bulduğu Orta Doğu Teknik Üniversitesinde hemen işe koyuldu. Gayesi, bu Üni- $ YURTTA OLUP BİTENLER versiteyi hem Türkiyenin hem de Or- ta Doğunun en kiymetli ilim adam- lanın yetiştirebilecek hale getirmek- ti. Vasat hazırdı. İş çalışmakla hal- ledilebilirdi. Feyzioğlu ise bundan Sa- lacak adam değildi Buna rağmen böyle bir sırada Feyzioğlu gibi bir adamın politika- dan elini eteğini çekmeye kalkışma- sı hiç de talihli bir davranış olmadı. Hâdiselere koyduğu teşhis yanlıştı. İhtilâl olmuş, ama "Normal nizam" avdet etmemişti. "Normal nizam" i- çin belki de eskisinden fazla çalışmak gerekecekti. Nitekim hâdiseler bunu gösterdi. Ve istifa... eyzioğlunun Orta Doğu Teknik Ü- İ niversitesindeki Rektörlüğü, proje ve plânlarını tatbik mevkiine koya- cak kadar uzun sürmedi. İnkişaf e- den hâdiseler, onun birgün bir Basın toplantısı yaparak,sırf bir meslek tesanüdü sebebiyle Rektörlükten is- tifa etmesini intaç etti. Mesele, vazi- felerinden affedilen 147 (o Üniversite öğretim üyesi meselesiydi. Feyzioğlu, kendisinin mesul olduğu Üniversite- den tek bir öğretim üyesi affedilme- tü < G6 e © 5 © © çı o Çi 5 o Z v9 a 5 GS E 3 » Bp ı ğı gerekçesiyle, vazifesinden istifa e- diyordu. Ne var ki Feyzioğlunun, kendi yerine vekil tâyin etme yetkisi yoktu. Hemen mütevelli heyet mese- lenin müzakeresine başladı. Fehmi Ya- vuz, Seha Meray, Sami Küçük, Ne- jat Eczacıbaşı, Orhan Mersinli, gad- rettin Alpan, Muhsin Özbay ve Orhan Alsaçtan müteşekkil mütevelli heyet oy birliğiyle Rektör Feyzioğlunün is- tifasını kabul etmeyince, işler karış- t. Bir tarafta prensiplerinden feda- kârlık etmemeğe kararlı bir Rektör, diğer tarafta Feyzioğlunun Üniver- sitenin başında bulunmasından fayda mülâhaza eden bir mütevelli heyet vardı. İşler böylesine karışıkken Fey- zioğluna yeni bir vazife tevdi edildi. Kurucu Meclis hazırlığı İ sarı bir zarfın Feyzioğluna tes- limi ile başlamış oldu. Feyzioğluna Devlet Başkanı Gürselden gönderilen zarf, onu, Kurucu Meclis teşkil ede- cek tasarıyı hazırlayacak komisyona başkan tâyin ediyordu. San zarfın muhtevası oFeyzioğluna her şeyi u- nutturdu ve onun yeni bir-çalışma devresine girmesine sebep oldu. Fey- zioğluna verilen müddet yirmi gündü ve kendisinden yirmi gün içinde ta* sarıyı hasırlaması orica ediliyordu. Genç ilim adamı hemen arkadaşları- nı seçti ve ilk toplantıyı Türk Tarih Kurumunda yaptı. Ondan sonra gün- ler günleri kovaladı. Nihayet Feyzi- oğlu, haftanın başındaki gün tasarı- yı Devlet Başkanına yetiştirdi. Gerçi 9