bu kabil işlerde ehliyeti omüsellem Altan Öymen iki tarafı uyuşturması- nı bildi. Umumi Neşriyat Müdürünün kanaatince, mühim olan, gazetede birlikti. Bir defa gazete tutsun, on- dan sonrası kolaydı. Fakat bu sıralar- da kudretli Albay kudretini tedricen kaybetmeğe başlamıştı. Nihayet Müs teşarlıktan ayrılmasıyla gazeteye sağladığı destek de ortadan kalkmış oldu.Gazete bir mali buhran içindey- di. Bu mali buhranı izale edebilecek tak adam olarak ortada gene Ziya Tansu vardı. Tansu, fırsatı iyi kullan-. mak istiyordu. İlk iş olarak para meselesini halleden "Tansunun ikinci işi, kendi sütununda durmadan garip fikirler savunan ve bir İnönü komp- leksi içinde bulunan aydın başyazarı -tabir, Aydın Yalçınındır- hizaya ge- tirmek oldu. Bu, Umumi Neşriyat Müdürlüğüne yazılan son derece ki- bar bir mektupla halledilmek isten- di. Tansu, dikkatte kaleme aldığı bu ültmatomda Umumi Neşriyat Müdü- rüne, bir defa daha, gazetenin sahibi olduğunu hatırlatıyordu. Fakat Öy- men gene o nevi şahsına münhasır soğukkanlılığı içinde "çatlaklara meydan vermemek" esbâb-ı mucibe- siyle emri dosyasında saklıyordu. Albay Türkeşin kudretini kaybet- meye başlamasıyla birlikte Aydın Yalçın ve Fikret Ekinci rotalarını değiştirdiler. (Söyledikleri (Albayın niyetlerini osezmiş bulunduklarıydı. Bu niyetleri tehlikeli (o buluyorlardı. Sebep ne olursa olsun hakikat şuy- du: Trio, değişik ata oynamaya ko- yulmuştu. Türkeşin sözcüsü Ekinci başka çevrelerin sözcülüğüne talipti. Tansu müdahalelerine devam edince dehşetengiz başyazar küstü ve baş- yazılarına ara verdi. Bu sırada gaze- tede bir İç mücadele devam ediyor, huzursuzluk oluyordu. Aslında cereyan eden hadise iki ayrı hâdiseydi. Bunun bir tanesi po- litikti ve yüksek çevrelerde oynanı- yordu. İkincisi patron - işçi safhasıy- dı ve gazetenin içinde dönüyordu. Trio, politik hadiseyi ikinci hâdiseyle karıştırmaya ve hepsinin üzerine ikincinin etiketini yapıştırmaya mu- vaffak oldu. Bu, yazı kadrosunun ba- şındaki Umumi Neşriyat Müdürünün de işine geliyordu, zira genç gazete- ci dalma çalışanların sahip olacakla - rı bir gazete hayâl etmişti Ve hadi- BASIN seler böyle bir fırsatı dı gösteriyordu. İşte; bunun üzerinedir ki gaze- tenin sahibi -zahiren de olsa- kaale alınmaksızın Yalçının makaleleri Ön- cü sütunlarında arz-ı endam etmeğe başladı. Tansu tam müdahaleye ha- zırlanırken malüm 14'lerin affı trio- Hemen ze lar sağlayan patronu" Altan enindir- saf dışı m Öncü idarehanesinde, kapısının üze- rinde bilmem ne yasan odasında, tam bir Sherlock Holmes hikâyesi havası içinde devir muamelesi ikmal edildi ve gazete çalışanlar adına Öymen ile Yalçına devredildi. Geride kalan Tansu ise, umumi efkâra bir Türkeş- çi olarak tanıtıldı. Bu haftanın başında, Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan o- lan "İş adamı" Ziya Tansu Türkeşci- nin kendisi değil kendisini suçlayan- lar olduğunu haykırıp duruyordu. Politikacının fendi iş adamım yenmişti ama, öncü de yani karışık- lıkların arefesindeydi. AKİS, 25 KASIM 1960 31