YASSTADA DURUŞMALARI meydana çıkmıştı. Yüksek Adalet Divanında yaptıkları işlerin hesabım vermekte olan bu muteber zevatı, hepsi birer tertip eseri olan bu dos- yalarla ilgili suçlarından dolayı Yük- sek Adalet Divanı huzuruna yeniden ve yeniden çıkarmamak, doğrusu on- lara karşı işlenmiş bir saygısızlık o- lurdu. Olayları nasıl hazırladıkları- nın, nasıl düzenlediklerinin, bunları yaparlarken gizlenmiş hakiki niyet- lerinin Yüce Divan huzurunda bütün memleket efkârına bir kere daha du- yurulmasında elbette büyük fayda vardı. Seç, seç al! je bu yüzdendir ki bu haftanın başlarında bir gün, saatler 10 u gösterdiği sırada, aldatıcı bir güneş altında yüzleri kavuran soğuktan kendilerini korumak isin yakalarını kaldırmış paraşütçülerin muhafaza ettikleri, Teni Büyük Millet Meclisi- nin D Blokundaki ikinci katın toplan- tı salonunda hararetli görüşmeler ya- pılıyordu. Görüşmelerin esasını Yük- sek Soruşturma Kurulunun elinde bu- lunan 800 ün üzerinde dosyalar hak- kında yapılacak muamelenin tayini teşkil ediyordu. Bütün dâvaların en geç 27 Mayıs 1961 tarihine kadar bi- tirilmesi, görüşmelere hakim olan e- sas arzuydu. Mesele tâyin edilen müddet içinde bu dosyaların nasıl ve ne şekilde neticeye bağlanacağıydı. Bu konuda ileri sürülen fikirler muh- telifti ve şimdilik hiç biri üzerinde kesin bir karara varılamıyordu. Gö- rüşmeler sonunda şu prensip üzerinde mutabakata , varılabildi: Dosyalar başlıca Üç gruba ayrılacak ve ona gö- re bir işleme tâbi tutulacaktı. Birin- ci gruba 27 Mayıstan önceki âdi yol- suzluklar ve sabıkların şahıslarıyla ilgili suçlar dahildi. İkinci grubu sa- bık milletvekillerinin, O milletvekillik- lerinden doğan suçlar teşkil ediyordu. Üçüncü grupta ise, hükümet üyeli- ğinden doğan suçlar bulunuyordu. Hükümet üyeliğinden doğan suç- ların Yüksek Adalet Divanında ka- sara bağlanması gerekmekteydi. Mil- letvekilliklerinden doğan suçların da aynı şekilde ele alınması, zaten çok yüklü bulunan Yüksek Adalet Diva- nının işlerini daha da ağırlaştıracak- tı. Bu suçların normal mahkemelere havalesine de imkân görülemiyordu. Çünkü hazretlerin hepsi de Anaya- sayı ihlâl suçunu işlemişlerdi ve bu suçun hesabını Yüksek Adalet Di* vanında vermek zorundaydılar. Onlar için yeni bir tertip düşünmek gere- kiyordu. Adi suçlara gelince, bunların nor- mal mahkemelerce karara bağlanma- sı esasen olağandı. Yüksek Soruştur- ma Kurulunda bulunan sabıkların 28 Yüksek Soruşturma Kurulu faaliyet halinde İşler yolunda gidiyor yolsuzluklarıyla ilgili dâvaların özel mahkemelere verilmesi gerekiyordu. Meselâ Ankarada Toplu Asliye Ceza Mahkemesi, verilen dosyaları kısa zamanda neticeye bağlıyarak başa- rılı bir imtihan geçirmişti. Bu misâl göz önünde tutularak, yeni dosyala- rın da buna benzer mahkemelere ve- rilmesi konusunda fikir birliğine va- rıldı. Asıl netice ASV neticenin alınabilmesi için cu- martesi gününü beklemek gereki- Kitaplar Alemi Yazana, yayınlıyana ve okuya- na hizmet. Yayınladığınız kitapları kitap- severlere tanıtan tek dergi:. KİTAPLAR ALEMİ Yeni yayınlanan belli başlı ki- tapları mahiyet, fiyat ve sipa- riş adresleriyle tanıtan tek ergi: KİTAPLAR ALEMİ Yılık abonesi 3 liradır. Adres : P.K. 193 — ANKARA yordu. Çünkü Yüksek Soruşturma Kurulunun toplantı salonunda yapıl- makta olan görüşmelerin bir kaç gün daha devam edeceğini tahmin güç değildi. | Üyeler de bu fikirdeydiler ve toplantıların cumartesi günün- den önce bitmiyeceginde ittifak edi- yorlardı. Mesele, 800 dosyanın akıbetini bir karara bağlamak ve bu karar gereğin ce bir an önce çalışmalara başlamak- t. Bu konuda ilk adım atılmış ve müessir bir hâl çâresinin bulunması için meseleye ciddi bir şekilde el ko- nulmuştu. Bu haftanın ortasında, Yüksek Soruşturma Kurulunda neticesi alın- mış olan dosyaların hemen hepsi Yük- sek Adalet Divanına verilmiş o bulu- nuyordu. Fakat bu arada bâzı ufak dosyaların içinde büyüklerle ilgili ö- nemli bir takım meseleler de bulunu- yordu. Meselâ düşük Başbakan Ad- nan Menderesin bizzat imzaladığı bâzı tamimler ortaya çıkmıştı. Bu tamimlerde münfesih D.P. teşkilâtı- na, İnönünün karşılanması sırasında yapılması gereken işler izah ediliyor ve seçimlerden önce alınacak tedbir- ler bir bir anlatılıyordu. oTamimler tarihe birer kara vesika olarak ge- çecek mahiyetteydi. Elbette ki dü- seciyeleri noksan tanıtılmış olacak- tı. AKİS, 25 KASIM 1960