YURTTA OLUP BİTENLER Genç Binbaşı, biraz evvel gazeteci- lerle konuşmak istemediğini söyleme- sine rağmen Basın mensuplarını kı- ramamıs, çok iyi tanıdığı gençlerle sohbete başlamıştı. Bir ara kapı ara- landı ve dışarıda kalanlar da içeri doldular. Şeref salonunda bir dost sohbeti başlamıştı. Erkanlı âdeta ra- hatlamıştı. Bir gazeteci sordu: " —Eşyanız yok mu?" Binbaşı tebessümünü ve: "— Ne olacak bizimeşyamız? Biz kendimiz eşya olduk" dedi. özleri adamakıllı nemlenmişti. Ama kendini tuttu. Bir başka gaze- vi, Erkanlıya: — Çok uzağa gidiyorsunuz. Ne - den siz de Avrupada bir yer isteme- diniz?" diye sordu. genişletti tuldu. Sevinsin. Biz gidiyoruz işte. Tezviratına devam etsin" Salonda sinek vızıldasa duyula- caktı. Genç Kurmay sözlerini şöyle bağladı: ”— Eğer Cumhuriyetin ması Ahmet Emin beye k yandık! Yakında bir manda daha ister". Etraftakiler gülüştüler. Ama Bin- başı gülmüyordu bessümü acıydı. Bir hafta evvel Milli Birlik Komitesi Sekreteri olan Binbaşı Orhan Erkan- lı, gerçekten üzgündü. Kendini tutu- yor, gördüğü sıcak alakadan fazla- sıyla memnun olduğunu hareketleriy- le belli ediyordu. Bir ara yanında bulunan sınıf ar- kadaşlarına tembihatta bulundu: — Ben gittikten sonra, 3. Ordu kurtul- aldıysa- idaresi Soyuyüce ailesiyle Esenboğada Ayrılık birşey değilüzüntü yar bir yandan.. Binbaşı, sualin üzerinden üç dört saniye geçtikten sonra konuşabildi: "- Kaderimle oynamak istemem ben" Kurtulan Cumhuriyet ohbetin bundan sonrası hakikaten S son derece üzücüydü. Erkanlı a- yağa kalkmış, ellerini arkasında bağ- lamış, başını öne eğmişti. Gözleri a- yakkabısının ucuna bakıyordu. Ara- da bir başını ve kaşlarını kaldırıp, eski ahbaplarına gülümsiyerek bakı- ordu. Bir ara: — İçinizde Vatandan kimse var so rdu. atan gazetesinin muhabiri iler çıktı. Erkanlı başım km sallıya- rak devam — Ahmet Emin beye selâm söy- leyin. Artık ikinci 14 Cumhuriyet kur- Kumandanı Celâl Paşaya telefon e- din. Teşekkürlerimi o bildirin. Bana hakikaten son derece iyi muamele etti. Hayatımda bu kadar itibar gör- düğümü hatırlamıyorum. Gerek Elâ- zığda, gerek Erzurumda... Arkadaşları sordular: *—Oralarda mıydın bu kadar gündür" Erkanlı, gene başını hafifçe salla- dı. Kaşlarını kaldırıp, alnıı kırıştır- dı: "- Küçük bir Doğu seyahati, ca- Ve nihayet.. İşin burasında bir Hava yüzbaşısı uçağın hazır olduğunu söyledi. Er- kanlı, yanında gazeteciler, iki sınıf arkadan ve kendisini Alana getiren subaylarla uçağa doğru yürümeğe başladı: Merdivenin Mali geldiğinde bin gazeteci dayanamadı ve Erkanlıya sarılıp, öptü. Geli Binbaşı artık ken- dini tutamadı ve gözlerinden yaşlar boşandı. Ama bir iki saniyede kendi- sine hâkim oldu ve diğerleriyle veda- laşarak merdivenleri süratle tırman- dı. Foto muhabirlerinin, arkasından bağrışıp çağrışmalarına kulak asma- dan içeri girdi, gayet geri dönüp bak- saydı, görülmesini istemediği iki damla gözyaşının yanaklarından aşa- ğı süzüldüğünü, uğurlamağa gelen- ler farkedeceklerdi Uçağın baş tarafındaki ikinci sı- raya oturan emekli Binbaşı, işte bu- rada tamamen boşandı ve kahverengi nefis elbisesine acımadan gözyaşları- nı koluyla kuruladı. Bu sırada Binbaşı Erkanlının kahverengi ve içinde kitaptan başka bir tek eşya bulunmıyan bavulu uça- ğa getiriliyordu. Erkanlının Meksika böyle başladı. yolculuğu "Benden söylemesi.. İ stanbulda işin sekli değişti. Nemli gözlü Binbaşı uçaktan iner inmez etrafını gazeteciler sardılar. Erkan- lı, meşhur tebessümü ile gazetecileri karşıladı. Sualler birbiri ardına genç Kurmaya tevcih adildi. Basın men- supları hücumlarını Erkanlının en hassas noktasından yaptılar: "— Siz ve arkadaşlarınız, Gene- ral Gürseli bertaraf etmek mi isti- yordunuz?" Erkanlı birkaç saniye durakladı. Başım hafif hafif (osalladı ve birden karar veren bir insan tavrıyla bu se - fer kendisi hücuma geçti: "— n hâdiseden çok daha evvel istifa eitim, Devlet Başkanı Gürseli üzerimdeki evrakı kendisine Söyliyecek fazla bir şeyim Genç Kurmay bunları söyledikten sonra âdeta rahatladı. Tebessümünü daha da genişleterek Basın mensup- larını süzmeğe başla eşilköydeki kısa misli sırasın- da Erkanlı, fazla birşey söylemedi. Karavel tipi uçak pistten tekerlekle- rini kestiği sıralarda Basın mensup- ları, Erkanlının aman tahkik için gazetelerine ula Yolcu yolunda ger Zaten haftanın başından itibaren Ankara hava alanı bu neviden u- ğurlamalara sahne oldu. Haftanın tâ başındaki gün, koyu gri elbiseli bir genç adam gene o alanda çocuğu- nu kucağına alıp öpmeğe hazırlanır- ken, foto muhabirlerinin hücumuna AKİS, 25 KASIM 1960