BASIN göç etmişti. Fakat Yalçınlar gönül- lerinde yatan Aslanı da beraberlerin- de götürmüşlerdi, Türkiyede herke- sin sokağa döküldüğü "Kanlı ay"ı ta- kiben ihtilal çıkıp ta Menderes reji- minin devrildiği kafi olarak anlaşı- lınca, Yalçınlar vasatın gönüllerinde- İd aslanı kükretmeye müsait olaca- ğım düşünerek jet devrine lâyık bir süratle, palas pandıras memlekete koşmuşlardı. Yalçınlar Fikret Ekin- ciyi kolları açık karşıladılar. Böylece bir trio kurulmuş oldu. Alpaslan Türkeş ve Aydın Yalçın çok iyi anlaştılar. İki müşterek nok- talan vardı. Evvelâ siyasi ihtiras ta- şıyorlar ve bunu tatminin yolunu bir parti kurmakta görüyorlardı. Sonra, İkisi de tedavisi gayrıkabü bir İnönü kompleksiyle malül (bulunuyorlardı, ideal arkadaşlığı bu sağlam temeller üzerine kuruldu ve konuşmasını se- ven iki ahbap uzun "müdavele-i ef- kâr'larda bulundular, İş lâftan füli- yata da intikal etti ve Aydın Yalçın eski Hür. P. ni canlandırma vazifesi- ni omuzlarına aldı. Türkeş plânı uy- gun buluyordu. Nitekim "Aydın li- der" bâzı dostlarım kudretli Albayla bu konuda görüştürdü. Kudretli Al- bay parti mevzuunu saatlerce görüş- mekten bıkmıyor ve İstikbale ait ta- sarılar yapıyordu. Bu sırada Öncünün kadrosu ku- rulmuş, bol parayla iyi gazeteciler bulunmuştu. Ziya Tansu, dışarıya karşı bir patron, Albaya karşı İse bir organizatör rolü oynamakta devam Nilüfer Yalçın Lütfen sakin olunuz 30 ediyordu. Tabii bu İki cepheli durum, Tansunun hoşuna gitmiyordu. Üste- lik Albayın, kendi şahsı hakkında bâzı şüpheleri olduğunu sezinlemişti. Halbuki unutulmaması iktiza ederdi. Nitekim bu hissini arkadaşlarına açtı ve kudretli Albayın, kendisini gazete- nin sahibi yapmak istemediğini ifade etti. Fakat trio buna razı olmadı Onlar Tansusuz bir iş yapmak niye tinde değillerdi. Hep birlikte Başba kanlık Müsteşarına gidildi ve vaziyet anlatıldı. Tansu gazetenin sahibi ol malıydı. Gerçi başlangıçta Türkeşin eşi Muzaffer Türkeş gazetenin sahibi olarak gözükecekti ama, dedikodular buna meydan vermiyordu. o Üstelik Komiteden de asabi sesler yükselme- ğe başlamıştı. Bunun için gazetenin sahibi başka biri olmalıydı. Albay, gelenleri dikkatle dinledi ve: - Ama, Tansu hakkında dediko- düser? var, onları ne yapacağız?" de- di. Bu suale Aydın Yalçının zarif, fa- kat asabi mizaçlı eşi cevap verdi: "- Ziya Tansunun nesi varmış Beyfendi? Biz Tansunun üzerine ya- gacak bütün yıldırımları sinemizde söndürürüz". Albay, kalın kaşlarının arasında çizgiler peydah ederek başını iki ta- rafa salladı: — Pekâlâ, siz bilirsiniz" dedi. Böylece Ziya Tansunun sahipliği perçinlendi ve önce Yeni Işık adı al- tında hazırlanan, fakat Bayan Tür- keşin ortaklar arasında Bi ererzesi lüzumunun belirmesi üzerine adı Ön- cüye çevrilen gazete çıktı* Maddi güçlükler GEF başkentin pek çok iyi mu- habirini bol para vererek almış- tı. Bazı iyi yazı isleri müdürleriyle anlaşmalar yapmıştı. Geniş reklâm imkânı da bulundu. Fakat gazetenin, maalesef satmadığı görüldü. Aydın Yalçın başmakale sütununa kurul- muştu ve orada Türkeşin fikirleriyle tamamen mutabık fikirler savunu- yordu. Halen Öncü koleksiyonunda yatan bu ilk başyazılar, onlara ekle- nen Fikret Ekinci imzalı fıkralar ga- zeteyi, genç kadronun aksi istika- metteki bütün çekmelerine rağmen bir belirli politikanın şampiyonu ha- line sokuverdi ve Öncü, daha ziyade sözcü olup çıktı. Gazetede bir yazı kurulu vardı. Bu kurula Tansu, Yalçınlar, Fikret Ekinci ve perdenin gerisinde duran Albay Türkeş de dahildi. Kurulan ilk toplantısı Ziya Tansunun emektar yazıhanesinde Türkeşsiz yapıldı. Top- lantıda gazetenin prensipleri karar- laştırıldı. Bunlar şuydu: — Bu gazete M.B.K. organı gibi hareket etmiyecek, fakat milli inkılâp Aydın Yalçın Dehşetengiz başyazar hareketlerini geniş mikyasta aksetti- recektir 2— Gazete, komünizme karşı ola- caktır. 3 — İktisadi politikada bugünün şartları dikkate alınarak, devletçi bir politika ir edilecektir. 4 — Polemik yapılmıyacak, şah- siyatla mlmsilim acai ve tarihe malolmuş memleket kıymetlerine cep he alınmıyacaktır. Fakat prensiplerin ikisi -birinci- siyle dördüncüsü- süratle ihlâl edili- verdi. "Aydın lider" kendisini İktida- rın sözcüsü sayıyor ve 1945 Fatih Rıfkı Atayı veya 1950 Mümtaz Fa- ik Feniki edalı başyazılar döktürü- yor, "Komitedeki arkadaşlar"dan bahsediyor, memleket idaresinin ni- çin başka ellere -C.H.P. ye- devredi- lemeyeceğini anlatıyor, evvelâ bir partinin kurulması, sonra bu partinin gelişmesi, nihayet seçim- lere gidilmesi lüzumunu (savunuyor, bundan evvel bir seçim yapılmasının Şiddetle, dehşetle aleyhinde bulunu- yordu. Bahsettiği,partinin hazırlıkla- rı ise, bu sıralarda kudretli Albayın desteğiyle ilerliyor ve . bunlarda da "Aydın lider" esaslı rol oynuyordu. Fakat manzara m Bunun ü- zerine (“Aydın lider" Öncüde, yeni partinin keli itiraf eden bir açıklama yapmak zorunda kaldı. An- cak bütün bu tutum Öncünün tirajını frenledi de frenledi. Bunun neticesi mali güçlükler ol- du. İşler karışınca.. Öpcü içinde ilk karışıklık başyazar Aydın Yalçın ile Ziya Tansu ara- sındaki anlaşmazlıktan çıktı. Fakat AKİS, 25 KASIM 1960