YASSIADA DURUŞMALARI Ziyaretler Sürpriz yolculuk B' haftanın ortasında birgün, Dol- mabahçe kulisinin saati tam 9.50 yi gösterdiği sırada rıhtımdan bir motor açık deniz istikametinde uzak- laştı. Motorun içinde tamamı tama- mına 50 yolcu vardı. Bozkurt -moto- run adı Bozkurttu-, Dolmabahçe rıh- tımının yabancısı değildi. Düşük a- vukatları, müvekkillerini görmek için daha evvel de hu motörü tutmuşlar ve Adaya gitmişlerdi. Yabancı olan, motorun iki yolcusuydu. Bunlardan biri sarışın, kibar tavırlıi ortanın üstünde yaşta bir hanım, diğeri de genç bir çocuktu. Hanımın adı Berrin Menderes, delikanlınınki Aydın Men- deresti. Düşük efendinin bahtsız ka- rısı ve oğlu, kendilerine verilen hu- susi bir müsaadeden o faydalanarak aile reislerini ziyarete gidiyorlardı. Herhalde bebek odâvasından dolayı, beraet ettiği için kendisini tebrik ede- ceklerdi. Berrin Menderes, Bozkurtun tek kadın yolcusu değildi. Bazı hanım avukatlar da müvekkillerini ziyarete gidiyorlardı. Bozkurt, saat 11'de Yassıada rıh- tımına yanaştı. Bir subay, Menderes- leri alarak telörgülerin gerisinde bir hususi mahalle götürdü. Orada Ber- rin Menderes ve Aydın Menderes, Adnan Menderesle tam bir saat baş- başa kaldılar. Mülakat bir odada cereyan etti. Daha sonra avukatlar kendilerine ayrılan mahalde müvekkilleriyle ve bu arada Adnan Menderesle görüş- tüler. Bu sırada Menderesin eşi ile oğlu J. 13 adlı hücum botu ile şehre müteveccihen Adadan ayrılıyordu. Berrin Menderes ve oğlu doğruca Di- van Oteline gelerek 303 numaralı o- dalarına çıktılar. Saat 17'de Talât Asal Menderesleri ziyarete geldi ve yanlarında bir saatten biraz fazla kaldı. Bu satırların yazıldığı sırada bü- tün düşükler içinde sâdece Menderese ailesini görme izninin niçin verildiği açıklanmış değildi. e Fakat böyle bir açıklamaya şiddetle ihtiyaç duyuldu- gu muhakkaktı. Zira bir düşük, aile- siyle temas edecekse, bütün düşükle- rin aynı haklardan o faydalanmaları bir insanlık borcuydu. Üstelik, husu- si müsaadenin halk arasında nasıl bir hava yaratacağı ve bunun bulanık su avcıları tarafından nasıl istismar o- lunacağı, haftanın ortasında, kehane- te lüzum göstermeyen bir bedahet halindeydi. Celseler Kabine toplantısı! ünlerden salı, saat 12.30'du. Men- deres kabinesi, bir kaç eksiğiyle, fakat bizzat Cumhurbaşkanı Celâl Bayarın başkanlığında toplandı. Sa- yın büyüklerin oturdukları "koltuk" lar o kadar rahat değildi ve kendileri hayatlarından öyle aşırı memnun gö- rünmüyorlardı ama, işte, hemen hep- si toplantıya gelmişlerdi. Bayar, gri elbisesi içinde her zamanki soğuk, a- gır, suni tavrını muhafaza ediyordu. Gözlükleri gene kalın çerçeveliydi ve kaşları havaya kalkmıştı. Dilini ağ- zının içinde dolaştırıyor, oavurtlarını şişiriyordu. Değişik olan Beyfendiydi. Beyfendi, mütadının dışında, iki düg- 6/7 Eylül sanıkları Yüksek Adalet Divanı Başkanını dinliyorlar Kulaklarına kar suyu değil, dolu kaçıyor AKİS, 25 KASIM 1960