Ike zamanında Amerikanın fezâ a- raştırmaları ve denemeleri alanında Sovyet Rusyadan çok geri kalmış ol- masına, eğitim işlerindeki eksik ve aksak taraflara ve fakir mahallelere, temas eden konuşmalarını cevaplan- dırmağa çalıştı. İşte, Nixon, bu alan- larda Kennedy'ye tatmin edici cevap- lar veremedi. Pek tabii olarak Kemoy ve Mat- su meselesi de iki aday arasında şid- detle münakaşa edildi. Kennedy, Ke- moy ile Matsu Adalarının Milliyetçi Çin, tarafından Komünist Çine terke- dilmesine taraftar değildi. Fakat o, Amerikan Silâhlı (Kuvvetlerinin bu Adalara Komünistler tarafından bir tecavüz vuku bulduğu takdirde bu araziyi savunma vecibesinden kurta- rılmasını isrtiyordu, Nixon ise, mü- teveffa Dulles'ın bu konudaki fikirle- rine sadık kalarak- Kemoy ile Mat- su'nun Amerika tarafından Milliyet- çi Çinle olan ittifak andlaşması dola- yısıyle- savunulması gerektiği ka- naatini ileri sürüyordu. Bu konuda Kennedy'nin cevabı susturucu oldu. Kennedy, Nixon'dan, Amerikan Hü- kümetinin geçen yaz Mareşal Çang Kay-Şek'i, Kemoy ile Matşu'nun sa- vunulmaması o lüzumuna inandırmak için birçok defalar teşebbüslerde bu- lunduğunu nasıl olup da hatırlayama- dığını soruyordu. Kennedy'nin görüşleri, atom de- nemelerinin durdurulması (o konusun- da da Nixon'unkilere nazaran çok da- ha mutedil ve mâkuldü- Nbcon, Rus- ların önümüzdeki yılbaşına kadar bu konuda bir anlaşma imzalamamala- rı halinde, Amerikanın atom dene- melerine yeniden başlamakta serbest olması gerektiğini savunuyordu. Ken- nedy ise, Amerikanın bir müddet da- ha beklemesi gerektiğine ve ancak yeni Cumhurbaşkanı iktidara geldik- ten ve Rusları ikna yolunda son bir teşebbüste daha bulunduktan sonra, Amerikanın kendisini hiçbir vecibey- le bağlı addetmemesinin zamanının geleceğine inanıyordu. Geçen hafta sonunda iki aday rasında yapılan mukayeseler, sâde ce, sarışınların Nixon'u ve esmerle- JİNEKOLOG * OPERATÖR Dr. NİHAL SİLİER Kadın Hastalıkları e Doğum Mütehassısı Muayenehane : Samanpazarı Billur Han, Kat 2, No.32 Tel; 19031 AKİS, 31 EKİM 1960 Krutçef Desteksiz atış rin Kennedy'yi, Amerikan erkekleri- nin çoğunluğunun da -Fransız asıllı- genç, güzel ve zarif Jaoaueline Ken- nedy'yi, güzellikle ilgisi orta yaşlı bir yüzlü Patricia Nixon'a tercih ettikle- rini değil, fakat, seçmenlerin çoğu- nun da şimdiki halde Nixon'a değil Kennedy'ye oy vermeğe hazırlandık- larını gösteriyordu. Sovyet Rusya Dehşet muvazenesi pp hafta başında Moskovada Stadyumunda toplanmış o- lan inikee insana Birleşmiş Mil- letler Genel Kurulundaki faaliyetleri hakkında izahat veren Sovyetler Bir- liği Başbakanı Nikita Kruşçov, son derecede önemli açıklamalarda bu- lundu. Mr. "K" hiç şüphesiz, Amerikaya, “emperyalistlerin başı" diye en şid- detli hücumlarda bulunacaktı. Onun için bundan tabii hiçbir şey olamaz- dı. Beklenmeyen değilse bile, yeni o- lan husus Mr. "K"nın İngiltereye ve Fransaya karşı yaptığı hücumlardı. Mr. "K" belli ki İngiltere Başbaka- nı MacMillan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki odemecine -eski bir Rus âdetine uyarak pabucunu çı- çok kızmıştı ve şimdi bağıra, çağıra acısını çıkarmağa uğraşıyordu. Onun gözünde İngiltere ve Fransa dünya- nın en büyük iki sömürgeci Devletin- den başka bir şey degildi. Doğrusu DÜNYADA OLUP BİTENLER istenirse, İngiliz sömürgelerinin, ardı rdına -sonuncusu Nijerya- istikrar ve muvazene içinde hızla bağımsızlı- ğa kavuşması Mr. "K"yı memnun et- memişe benziyordu. "K"ın Fransa hakkında yaptığı hücumlar ise Caza- yir konusu dolayısiyle idi. Çünkü, Fransanın -geçen çarşamba günü Moritanyanın'da bağımsız olmasın- dan sonra- Afrikada Cibuti'den ve Pasifik Okyanusunda -zaten bağım- sizlik oarzulamıyan birkaç adadan gayri- sömürgesi kalmıyordu. Tabii, zayir konuşunda de Gaulle'e karşı direk hücumlarının, Fransız Cumhur- aşi kendi o memleketinde ilk defa kuvvetli bir muhalefetle karşı- laşmasından sonra olması bilhassa dikkat nazarlarım çekiyordu. Buna karşılık Nikitanın, Demir- perde gerisindeki bazı unsurları -ki bunların çoğu Çinde bulunuyorlardı- azarlamaktan geri kalmadığı görül- dü. "K", -kendi anladığı tarzda- "sos- yalizmin behemehal süngülerin ve füzelerin ucunda (O kurulmayacağını" söylüyor ve "bir kuvvet vaziyeti ya- ratmak suretiyle tarihin tabii akışı- nı hızlandırmak isteyenlerin insanlı- ğı tahrip etmelerinden çekinilmesi gerektiğini" belirtiyordu. Belirtiyor- u ama, bir yandan da, i i Milletler Silâhsızlanma at, "K"nın en önemli açıkla- ması, Sovyet Rusyanın da tıpkı A- merika gibi füzeli denizaltılara mâ- lik olduğunu söylemesiyle oldu. Bunu palavra diye karşılamanın hiç mâna- sı yoktu. Gerçi, bu alanda Amerika- nın Sovyet Rusyadan ilerde olduğu muhakkaktı ama, "K"nın sözünün doğru olmaması için de hiçbir sebep yoktu. İki Dev'in karşılıklı olarak bu alanda da muazzam tahrip kudretine sahip olmaları hiç şüphesiz savaş ih- timallerini azaltıyordu. ak, yanılma ve cinnet ihtimal- lerinin de ortadan kaldırılması için Birleşmiş Milletler Silâhsızlanma Ko- misyonunun bir an önce ciddi işe gi- rişmesi lâzımdı. Diş Tabibi TÜRKAN KARAÖRS Pedodonti - Periodontoloji Amerikadan dönmüş, hastala- rn kabule başlamıştır. Tel: 482388, Taksim Abdülhak- hamit Cad. No: 16 Tüfekçioğlu Apt. Daire: 2