la a, gördükleri, artık Tür- kiyede mucip sebebi açıklanmamış hiç bir tasarrufun kabul edilmediğini anladıkları, bunun başka türlü olma- sını hiç bir kuvvetin sağlayamayaca- gım, en iyi çârenin umumi efkârı tat- min olduğunu sezdikleri takdirde mil- li birlik kuvvetlenecek, hava bir an- da eski haline dönecekti. Hatada 1s- rar etmek, -"mucip sebep gös- termeye mecbur değiliz, kuvvet bizde, biz ne istersek yaparız" demek tutu- labilecek bütün yolların en kötüsünü teşkil edecekti. Şimdiye kadar basiretin sesine daima, en sonda kulak vermiş olan Milli Birlik Komitesi gene aynı yolu inşallah tutacak ve bu vesileyle ken- di tehlikeli akıl hocası heveslilerinden kurtulacaktır. Politikacılar Bir tebrik merasimi Üzerinde Büyük Millet Meclisi ya- zılı tarihi kapıdan giren ak saçlı dinç adamın yüzünde belirli bir neşe seziliyordu. Ankara yine tarihi gün- lerinden birini yaşamaktaydı. Cum- huriyetin ilânının 37. yıldönümünün idrak edildiği bu güneşli öğle üzeri mütebessim bir yüzle B.M.M. nin ka- pısından içeri giren ak saçlı genç a- dam, P. Genel Başkanı ve Lo- zan kahramanı İsmet İnönüydü. üogün, mütadı veçhile saba- hın erken saatlerinde neşe içinde u- yanmış ve bu mutlu günün bir prog- ramım yapmıştı. e Programın başın- da, Devlet ve Hükümet Başkanı Or- general Gürselin tebrik merasiminde bulunmak geliyordu. Beraberinde Ge nel Sekreter Aksal ve Parti Meclisi üyeleri olduğu halde B.M.M. den içe- ri mi ve doğruca Şeref Salonuna alındılar Salon oldukça mütevazı tefriş e- i. Kenarlarda bulunan aynalı süydü. Duvarlarda Türk devlet baş- kanlarından pek çoğunun portreleri bulunmaktaydı. Bu arada bir portre bilhassa dikkati çekiyordu. Üzeri zarp işaretiyle iptal edilmiş bu port- re, sabık ve sakıt Cumhurbaşkanı Ce- lâl Bayara aitti. İnönünün Gürseli ziyareti ve bay- ramım tebrik edişi diğer tebriklerden pek farklı oldu. Zira Devlet Başkanı Gürsel bu eski askeri diğer tebrike gelenlerden ayırdı ve kendisine doğ- ru bir kaç adım yürüyerek mütebes- sim bir edayla elini uzattı. İki dev- let adamı el sıkıştılar. Buradaki tebrik merasimi kısa sürdü. İnönü ve beraberindekiler Şe- ref Salonundan çıkıp Meclis binasının AKİS, 31 EKİM 1960 YURTTA OLUP BİTENLER İnönüler Gürsellerle birlikte Silâh arkadaşları ve eşleri önünde göründüklerinde kapının ö- nünde biriken halk Paşayı çılgınca alkışlıyordu. C.H.P. Genel Başkanı bu sevgi tezahüratına şapkasını sal- layarak mukabelede bulundu. Hipodromda... şnönüye gösterilen sevgi tezahüratı | öğleden sonra Cumhuriyet bayra- mı merasiminin icra edildiği .Hipod- romda bir kere daha tekrarlandı. Ya- nında eşi Mevhibe İnönü olduğu hal- de merasim mahalline gelen Genel Başkan kendisine ayrılan yere otur- du. Ne var ki bir müddet sonra bu yerini şeref iribünündeki Cemal Gür- selin yanına giderek terk edecekti. Tabii bundan en fazla müteessir o- lanlar Paşanın yakınında oturan An- karalılar oldu. Devlet.ve Hükümet Başkanı Gür- sel, İnönüyü görür görmez yaverini çağırarak eski silâh arkadaşının ya- nına alınmasını rica etmişti. Böylece İnönüler Gürsellerle birlikte merasi- mi takip ettiler. Merasimin sonuna doğru hep bir- likte Şeref Salonuna geçildi, Bu ar- zuyu General Gürsel İnönüye "Bir kenarda bir parça görüşsek nasıl o- lur?" diyerek izhar etmişti. Şeref Salonunda yapılan görüşmeler tama- men hususi oldu. Bu arada Genel Başkan İnönü ile Devlet Başkanı Gürsel arasında şu muhavere cereyan etti: Gürsel: “— Sizi iyi gördüm. Deniz ban- yoları yaramış" dedi. vet, ben de kendimi iyi his- sediyorum. Sigarayı da bıraktım." "— Ben de bırakmıştım ama ol- madı, devam edemedim. Son hâdise- ler sebebiyle gene içmeğe başladım. General Gürselin son hâdiseler lâ- fını işiten gazetecilerin yüzlerine ha- fif bir tebessüm yayıldı. Zira onlar bu hadiselerin Üniversite meselesiyl ilgili olduğuna hükmediyorlardı. Sohbet on dakika kadar sürdü Daha sonra İnönüler Gürsellere veda ederek Hipodromdan ayrıldılar. Yüz- lerindekl tebessüm, samimi iki insa- nın görüşmelerinden doğan memnu, niyetin delilini teşkil ediyordu, 13