YASSIADA DURUŞMALARI de kızılca kıyamet koptu. Hattâ ai- lesi küçük Ayhanı reddetmeğe dahi kalktı. Kendisini bununla tehdid et- tiler. Ne var ki küçük Ayhan yara- dılışı icabı kafasına koyduğu şeyi yapmadan edemezdi. Nitekim kara- rından vazgeçmedi ve Konservatua- rın kapısına gidip imtihan için veri- len sıra numarasını aldı. Ayhan Aydanın hayatında geçir- diği en büyük heyecan imtihana gir- diği sıralarda çektiği heyecandır. Genç kız -genç kız bile denilemezdi- 14 yaşına yeni basmıştı. Halbuki Konservatuara o sıralarda girebilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak lazım Konservatuarda heyetinde bulunan ünlü Alman sanat- çısı Karl Ebert, Ayhandaki vasıfları sezdi ve itirazları önledi. Ebert, di- ger imtihan üyelerinin muhalefetini, söylediği şu sözlerle bertaraf etti: "— Eğer bu kabiliyet Konserva- tuara alınmazsa ea kaşar ve böylesini biraz sor bulu üçük Ayhan KR ODSOADAN varını yoğunu ortaya döktü. Hoca- larının da teşvikiyle iyi bir talebe ol- du. Kusursuzdu. Yıllar ilerledikçe genç kızdaki kaabiliyet işleniyor ve gün geçtikçe gelişiyordu. O kadar ki, daha dördüncü rg ilk temsile çıkarıldı ve büyük muvaffa- kiyet kazandı. Oynadığı eser Mozart'- şanlı" takip etti. Ayhan Aydan "Sa- tılmış Nişanlı"yla ilk defa şöhretin basamaklarını tırmanmaya başladı Konservatuardan o1944 yılında mezun oldu. Artık olgun bir sanatçı ve erkeklerin pek beğendiği güzel bir genç kızdı. Etrafında dolaşılmasına rağmen Ayhan kendini operaya o ka- dar kaptırmıştı ki dünya evine gir- mesi gene bir eser dolayısıyla oldu. Ayhan Aydan "Satılmış Nişanlı" yi bir kere daha oynarken temsilin provalarında, Orkestra Şefi Ferit Al- narla tanıştı. o Nişanlandılar. Bu ni- şanlılık tam bir yıl devam etti ve iki sanatçı sanatçılara yakışır bir esp- riyle evlendiler. Aydan ve Alnar ev- lendiklerinde afişte "Figaronun Dü- günü" vardı. Aydan basrolü oynu- yor, Alnar ise orkestra şefi bulunu- rdu. Altı yıllık evlilik o hayatı Ayhan Aydanın sanat hayatında büyük ba- şarılarla dolu senelerdir. Bu arada Edinburg festivaline iştirak etti ve rolün diğer sahibi olan Amerikalı sa- natkâr hazırlıksız gelmişti. Aydan, "Figaronun Düğünü"nde primadonna 16 olarak sahneye çıktı ve sonsuz başa- rı sağladı. Sesi B.B.C. tarafından bütün dünyaya yayıldı. Aydan bu programlarından büyük paralar ka- Genç sopranonun evlilik hayatı 1950 yılının başlarına kadar sürdü. Kendisinden fazla yaşlı olan koca- sıyla geçinmesi müşkil hal almıştı. Ferit Alnarda bir takım acaiplikler başlıyordu. Buna rağmen şöhretli orkestra şefi ayrılmalarından oo kısa bir süre önce şöyle demişti: yhan, evlilikte yedinci sene pek tehlikelidir. Sonra, onbirinci se- ne gelir. Bunları atlattın mı, artık evlilik bozulmaz. Biz, birincisinin eşi- gindeyiz." Fakat aile bu tehlikeli dönemeci atlatamadı ve bir oğullarının bulun- masına rağmen -çocuğun adı Aydan- dır ve halen lisede okumaktadır- Al- narlar birbirlerinden dostça ayrıldı- lar. İlk tanışma Pera zaman geçti. Güzel Aydan arkadaşlanyla geziyor, dolaşıyor, gençliğin ve dulluğun tadını çıkarı- yordu. Gene bir gün, yemek yemek üzere Baraja gitmişlerdi. Kalabalık- tlar. Yanlarında, Ayhanın akrabası Mithat Dülge de vardı. Bahardı ve Adnan Menderes Günahkâr adam hava nefisti. İşte ne olduysa o gün oldu, Ayhan Aydan şairin dediği gibi gi" böyle bir bahar u. eğe yeni başlamışlardı. Bir- den gazino karıştı ve garsonlar ka- pıya koşuştular. İçeri gömleğinin ya- kaları dik ve kolalı, kravatı ince bağ- lanmış, elbisesi üzerine tıpatıp yapı- şık, düz, koyu tane renkli saçlı birisiyle, ağzında sigara izmariti, kı- sa boylu ve devamlı düşünür gibi ha- li olan bir başkası girdi. İlk önce, gi- renleri Aydan ve arkadaşları tanıya- madılar. Ama adamlar birkaç adım atırtca bunların Başbakan Menderes ile Dışişleri Bakanı Köprülü olduğu- nu anladılar. Gazinoda Aydanlrınn ma sasından başka dolu masa yoktu. Bu yüzden güleç yüzlü Başbakan -D.P. iktidarının ilk yıllarıdır- sahne sa- natkârlarından müteşekkil masaya doğru yürüdü. Mithat Dülge kalktı. Selâmlaşıldı ve iki devlet büyüğü, davet üzerine masaya oturdu. Sohbe- te koyuldular. Menderes Aydana bi- raz dikkatlice bakıyordu. Bu dikkat daha sonra arttı. Aydan Başbakan- dan geri kalmıyor ve güleç yüzlü po- litikacıyı hayranlıkla seyrediyordu. Sohbet uzun sürdü. Sonra Baş- bakan Menderes ve Köprülü kalktı- lar, arkalarından da Aydanlann gru- bu gazinoyu terketti. Ayhan Aydan Sağlık sokağındaki evine döndüğün- de işin, sonralan bu kadar büyüyece- gini bilmiyordu. Ama Başbakan Ay- danın peşini bırakmadı. Alaka tele- fon muhavereleri ve küçük hediyeler- le başlayıp, 0002 numaralı Cadillac'ın Sağlık sokağını sık sık ziyaretine ka- dar gitti. İki aylık bir platonik devreden sonra düşük Başbakanın bahsettiği "karı-koca hayatı" başladı. Mende- res Sağlık sokağa evvelâ taksiyle ge- liyor, çapkınlığını gizli yapıyordu. Fa kat sonradan, hele Ulus gazetesinde Ratip Tabir karikatürlerini bikinili kadın kılığında çizmeye başlayınca işi aleniyete döktü. Başbakanlığa ait kırmızı plâkalı muhteşem Cadillac oynaşının evinin kapısı önüne daya- nıyor, komşular açık perdeler arasın- an Menderesi, bazen pijamayla sey- rediyorlardı. Menderesin o şekilde pencerelere, balkona dahi çıktığı olu- deta resmi vazifesi meyanında oyna- şının koynuna girip çıkıyordu. Verimli bir aşk 1 ahbap çavuşlar aşklarının İlk iki meyvesini 1953 ve 1954 yıllannds aldılar. Ayhan Aydan Soruşturme Kuruluna verdiği ifadede bu hususi açıklamaktan çekinmedi. Güzel sop rano ilk çocuğunu üç aylıkken bir AKİS. 31 EKİM 1960