ün, sukutu hayal biçecekleri şüphe- sizdir. Masrafların sılması, kredi- yeni vergiler hiç değilse bir müddet ıçın enflasyon ü- zerine bina edilen iş hayatında bir durgunluk yaratacaktır. Meselâ halen alınan ilk karar, ya- ni kredilerin dondurulması — ticaret çevrelerinde büyük bir memnuniyet- sizlik uyandıracak, muhtemelen bazı iflaslara sebep olacaktır. Esasen mevduatın — çekilmesi — dolayısı ile bankalar bir aydır kredileri mecbu- ren kısmak sorunda kalmışlardı. Bu durum ticaret erbabıma feryatları- nın yükselmesine sebep — olmuştur. Ticari mahfiller halen kredilerin art- tırılmasını beklemekteyken umduk- larının bulmuşlardır. Kararın tatbikini önlemek veya hiç değilse kendi gemilerini kurtarmak için nüfuslu ticaret ve sanayi erba- YURTTA OLUP BİTENLER bının çok geçmeden bakanlık kapı- larına koşacağı şüphesizdir. malların ithali- dert- tir. İthalâtçılar en kârlı mallan ge- tirebilmek imkânlarını bulmak için ellerinden geleni yapacaklardır. En mühimi, yardımın ihracat kapasite- sini arttıracak şekilde kullanılması- dır. Ancak ihracat artarsa, yeni kre- dilerle de artan ağır borç yükünü BİR YARDIMIN HİKAYESİ G eçen haftanın ortasında, Pa- risteki müzakerelerden sonra Avrupalı bir mütehassıs Türkiyeye yardımın mahiyeti hakkında bılgı bir İ ce— Hakikaten 1958 ba- şında Fransa da Amerika, Avru- pa İktisadi İşbirliği Teşkilâtı ve Para Fonundan 655 milyon dolar sa, net kredi, 450 milyon Yardımın ya- rısını eri kalanını Av- olmak üzere Avrupa memleketle- ri vermişti. edi hikâyesi -tıpkı Türkiye- de olduğu gibi- Fransada da, mil- letlerarası mütehassısların ziyare- tiyle başladı. Alman Von Mongold -Türkiyeye geldi- ve bilhassa Para Fonunun aksi — büyükbaba tipli iktisatçısı Per Jacobsen bu işe memur edildiler. Gözlüklü ve siyah şapkalı Jacobsen'i Fransız Hükümetinin kendisine tahsis et- tiği son model Citroen'in — içinde hergün e de Rivoli'deki Mali- ye Bakanlığına gelirke görmek mümkündü. Pariste kaldığı iki hafta zarfında Jacobsen askeri kredileri, âmme yatırımı projele- rini, mesken kredilerini, devletin câri masraflarını, emisyon ve kre- di meselelerini İnceledi. Tabii ki bütün bu işler büyük bır gizlilik içinde yapılıyordu. Fakat bazı ha- berler basına sızmakta gecikme- di. Meselâ ciddi Le Monde, Jacob- sen'in Fransanın takip edeceği ik- tisadi siyaseti dikte ettiğini yazdı. Maliye B nlığı bu haberi tek- zipte gecikmedi. Polatkan ve Zor- lunun Paristen Anadolu Ajansına verdikleri beyanata çok benziyen bu tekzipte "Yardımın — verilmesi için hiçbir siyast -Cezayir mesele- sinin halli- ve iktisadi şart bahis konusu degıldır liyerek baklayı Demek ki, şartlara "evet" deniliyordu. Ankaradan Başbakanın hususi AKİS, 9 AĞUSTOS 1958 temsilcisi, yardım temininde mü- tehassıs Jean Monnet Washington yolunu tuttu ve oradan mesut bir haberle döndü. 655 mi tıpkı Yeşilköyde konuşan kan gibi "hükümetin muvaffaki- yeti" nden söz ediyordu. Dostla- rın büyük ölçüde kredi açması, sağla nsız iktisadiyatının lığının deliliydi. Fakat Fransız halk efkârı va- ziyeti kavradı. sa Amerikaya bir koltuk değneği verdi", "Dış ödemeler için oksijen balonu geliyor", "Fransız İktisadi- yatı vesayet altına alındı" şeklin- d haberler çıkıy rdu. Bu 1lâflar "cankurtaran si- midi" nden herhalde daha az. na- zikti. Fakat hakikati ifade ettik- lerinden şüphe yoktu Fransız basını, yardımın haki- ki sebeplerinde de yanılmadı. Bir gazete "Amerika bize bir defa daha yardım elini uzatmaktadır. Yardı- mı reddedebilir miydi? Ha ra hür dünyanın Frank bolgesı gi- bi mühim bir kısmının çökmesi, Amerika için ciddi bir askeri mağ- lübiyetten farklı olmıyacaktı di- yerek, yardımın siyasi veçhelerını memişti. çok şarta bağlanmış ve milletlera- rası mütehassıs Jacobsen bunun için Parise gönderilmişti. Şartların ne olduğu çabucak öğrenildi. ansız ve Amerikan Hükümetlerinin yayınladıkları teb- liğler ve Avrupa İktisad? İşbirliği Teşkilâtının bir sözcüsünün yaptı- meseleye ışık ge- i, Fransanın nın Fransız tebliği ise her üç ayda bir Parlâmentoya iktisadi durumun tablosunu çizen bir raporun sunu- lacağı, alınan tedbirler bütçe a- çıklarını azaltmaya kâfi gelmezse yeni çarelere başvurulacağını, kre- di — kontrollerinin arttırılacagını bildiriyordu. En vazıh bilgiyi, A- merika ve Almanyanın — gerisine gızlenmeyı tercih ettikleri Avrupa lktısadı İşbirliğinin sözcüsü ver- i. Sözcüye göre, — Fransanın bütçe masraf- için bir hudut — çizilmiştir. Masraflar bu hududun üstüne çı- kamaz. Bütçe açığı belli bir mik- tarı -600 milyar Frank- aşmıya- caktır. 2 — Fransa, Merkez sına başvurmaktan taahhüt etmiştir. Banka- kaçınacağını a vadeli mesken kre- dileri ve İktisadi Devlet Teşekkül- lerinin yatırımları kısılacaktır. 4 — Banka kredileri tahdit e- dilecektir. 5 Fransa, tedricen lisans u- sulünden vazgeçerek dış ticareti- ni serbest bırakacaktır. Fransa daha evvel doların ku- runu 350 Franktan 420'ye geçire- rek parasının dış değerini düzelt- tiği için bir para ayarlaması ba- his konusu olmadı. Tabii ki şartların kabulüyle iş bitmemektedir. Şartların ne dere- ceye kadar yerine getirileceği da- ha mühim bir mevzudur. Büyük- baba tipli Per Jacobsen, Parisi zi— yareti sırasında bilhassa bu zu üzerinde durdu. Jacobsen basıt fakat en tesirli yom —bulmuştu: Krediler kısım kısım verılecektı. se kremlerin mümkündü. Sam Amcanın vazife- lendirdiği kurt iktisatçı — Jacob- sen, rasathanesının teleskoplarım Parıs Üzerine — çevirmişti. Enflâs- onu önlemek ıçın Fransanın al- dıgı tedl)ırlere göre kredi muslu- u du- cobsen'in "Bütçe muvazenesızliği- nin bütün sebepleri ortadan kaldı- rılmalıdır. Ayrıca iş adamları, iş- çiler, Fransız hal efkârı girişi- len gayretleri neticesiz bırakması mümkün olan fiyat ve ücret art- tırmalarından, yeni kredi taleple- rinden kaçınmalıdır" sözlerini ko- layca unutamadılar. :' İşte Türkiyeye açılan krediler için, Avrupa İktisadi İşbirliği mü- tehassısı "tıpkı Fransaya yapılan gibi" derken zihninde bu “taahhüt listesi" vardı.