komlar) — Damarlarda yer yer harabi- yetler teşekkül eder ve deri altı ka- namaları meydana gelir 5 Radyoaktiviteli cisimlerin kan hücrelerine olan tesirleri diğer dokulara nazaran ço azla- dır. Bu maddelerin tesiri ite beyaz kan hücrelerinde şiddetli bir azalma olur. Normal sayının çok aşağısına düşen bu müdafaa elemanlarının az- lığından dolayı hastalıklara karşı vücut mukavemeti kır ösemi radyoaktıviteli ci- simlerin insanda meydana getirdiği en korkunç hastalıktır. Kan kanseri demek olan lösemiye karşı tıbbın e- linde halen hiç bir mücadele imkanı yoktur. Yarınımız da tehlikede u elemanlardan bazıları vücuda girince kemiklerde depo edilir ve uzun zaman radyasyona devam eder- ler. Bunların sebep olduğu — hasta- lıklar çok sonra meydana çıkar. Hi- roşimadaki infilâk sırasında 3 yaşın- da olan bir Japon kızı hadiseden 9 sene sonra hastalanmış ve kemik kanserinden ölmüştü lim adamlarım en fazla — üzen radyoaktivitenin insan soyunda mey- dana getireceği değişiklikler ve to- hum hücrelerinde yaptığı - tahribat- tır. Bu gün Amerikalı ili m adamları bu endişelerimi açığa vurmuşlar ve Birleşmiş Milletlerden, HıdrOJen bom- basının insan soyuna yapacağı tah- ribatı incelemek için — milletlerarası bir komisyon kurulmasını — istemiş- lerdir. Radyoaktivitenin — hastalık tevlit etmediği insanlarda dahi to- hum hücrelerinde çeşitli değişiklik- ler olmaktadır. Bunların çocuk yap- mak kabiliyetleri azalmakta yok olmaktadır. Bunlardan çocuklarda çeşitli sakatlıklara rast- lanmaktadır Bu hususta Oak Ridge milli lâ- boratuvarı bioloji kısmı şefi genetik- çi Dr. W. L. Russel şu açıklamalar- da bulunmuştur Radyasyona uğrayan — insanların tohum hücreleri dejenere olur. larda meydana gelen bu dejenere - sans daha sonraki nesillerde ortaya çıkabilir. Birinci batında sıhhatli çocuklar doğsa bile daha sonraki ne- sillerde sakat, acaip şekilli ve geri zekalı çocukların doğması mukadder. dir. İşin kötüsü bu değişikliği mey- dana getirmek için muayyen bir do- za ihtiyaç yoktur. Bu degışıklıkler bünyeye ziyan vermeyen çok küçü dozlarla dahi meydana gelebilir. Genetikçi Alferd H. Sturterant her yeni hidrojen bombası infilâki en azından 70 yeni mutasyona sebep olmaktadır, diyor. Bu yeni ve deje- nere lmuş tohumların meydana ge- tireceği fertler ilerisi için çok garip durumlar yaratacaktır. Nobel mükâfatı kazanmış Ameri- kalı genetik âlimi Hermaan J. Mül- ler ise, "Bir atom harbinin insanlığa vereceği zarar, bu harbin ve haliha- zırdaki deneylerın daha sonra orta- ya çıkacak olan zararlarının yanın- da çok ufak kalır" demektedir. AKİS, 9 AĞUSTOS 1958 K I Doğan kardeş yayınları Bu yılın mayıs ayı ortalarında Floransada toplanan Milletlerara- sı Çocuk Kitapları Birliği Kongresi- ne katılan Türk delegesi, — yıllardan beri belki de ilk defa, göğsünü gere gere hazırladığı bir tebliği okudu ve çocuk eğitimi ile çocuk kitapları konusundaki fikirlerini belirtti. Dele- genin adı Vedat Nedim Tördü. Ve- dat Nedim Tör, kongreye sunduğu tebliğde şöyle diyordu: Nüfusunun yüzde altmış beşi o- kuma yazma bilmeyen bir memleket- ten geliyorum. Fakat Lâtin harfleri- nin kabulü sayesinde memleketimde okuma yazma bilenlerin — nisbeti günden güne artmakta ve tirajlar yükselmektedir. Arrık kitap mec- mua ve gazete bir elit zümrenin malı olmaktan çıkmış matbua piyasası ticari bir iş mahiyetini almıştır. Mat- bua pıyasanın ticari mahiyet al- ması da “iyi" ile "kötü" nun karşı- laşmasına yol açmıştır. Her arzın kalitesi talebin kalitesine göre ta- ayyün eder. Okuyucu yığınlarının zih- ni seviyeli ne kadar düşük olursa, kötü yayınların muvaffakıyet şansı a o kadar artar. ütün dünyada, hattâ medeni denilen memleketlerde bile zihni sathiliğe ve ruhi kabalaş- mağa doğru bir temayül müşahede edilmektedir. — Yığınlaşmanın doğur- duğu içtimai ve sıhhi problemler ya- nında yayın ve film alanlarında da millletlerin manevi sağlığını tehdıt eden tehlikeler belirmektedir. tün medeni memleketlerde gıda mad— Doğan Kardeş Yayınları Çocuklara gün — doğdu! TAPLA R deleri üzerinde ve yalnız insanların değil hayvanların ve bitkilerin bula- şıcı hastalıkları üzerinde sıkı sağlık kontrolları yapılmaktadır. Yine umu- mi sağlığı koruma gayesiyle her tür- lü uyuşturucu maddelere karşı da milletlerarası gayet amansız bir sa- Vaş açılmıştır. Buna karşılık zihin ruh uyuşturucu zehirlerin ticare- tıne karşı milletlerarası ne gibi ted- birler alınmıştır? Kötü yayınların çocuklar ve gençler üzerindeki cazi- besi ve bu y n mazhar oldukları geniş surum malumdur. Fakat, ay- nı zamanda 'bütün dünya pedagokla- rı, psikologları, sosyologları tarafın- dan yapılan araştırmalar, testler, an- ketler neticesinde matematik bir sa- rahatle anlaşılmıştır 'ki, bu "kara ede- biyat" gaddarlığı, katı yureklılıgı ah- lâksızlığı telkin eder. Kötü temayülle- re karşı mukavemeti azaltır. Muhay- yileleri anormal — hareketlere doğru sürükler. Çeşitli cürüm ve cinayet usullerini öğretir. Dövme, yumruk atma, bıçak sallama, tabanca çek- me gibi çeşitli fevri saldırma hare- ketlerine örnekler verir. Cemiyet düş- manı tipleri idealleştirir. Her türlü otoriteye karşı koymayı ve kanun yoluyla değil yumruk kuvvetiyle "ih- kak-ı hak"ı teşvik eder. Irklar ara- sında düşmanlıklar aşılar. Marazi cinsiyet temayüllerini dürter. Kısaca sevgisiz, şefkatsiz, kaba ve her tür- lü sosyal bağlardan 'kurtulmuş snop bir gençliğin üremesine yol açar Eğer bütün bunlar doyruysa, o vakit zannederim 'ki, insanlığın ide- alist kuvvetlerini bu büyük tehlike- ye karşı seferber etmek ve çocukla- rımızın ruhlarım bu manevi atom infilâklerinin mütemadi radyo aktif tahrip —ışınlarına — karşı korumak için harekete geçmek zamanı gelmiş- tir. Vedat Nedim Tör, hayli uzun olan tebliğinin sonunda "kara edebiyat"a karşı üniversel bir mücadelenin yol- larını arayaca ir merkez kurulma- sı teklifini yaptı ve bu teklif Millet- lerarası — Çocu Kitapları — Birliği Kongresi Üyelerince de son derece müsbet karşılandı. Tör, Floransadan dönünce de 'fikirleri memleketine üzerinde — 1s- rarla durdu. Çocuk kitapları pi- yasasını “"kara edebiyat" — kapla- mıştı. Bununla mücadele şarttı. A- ma bu mücadele tek başına yapılacak bir mücadele değildi. Memleketimiz- deki öğretmenlerin, Kadın Birlikle- rinin, derneklerin ve bilhassa aydın- larla anne ve babaların bu mücadele- de elele vermeleri gerekmekteydı İş- te yaz başından beri Vedat Nedim bunun —mücadelesini yapmaktadır. Bu —mücadeleyi yaparken bütün dünya çocuk kıtapları piya- sasını sardığı gibi, bizim kitap dün- yamızı da sarmış olan “"kara ede- biyat"ın — karşısına "ak edebiyat'ı çıkarabilmek için seri halinde kitap- 25