YURTTA OLUP BİTENLER bu prensibin nasıl tatbik — edildiği malümdur! etelik döviz — getirmi- yen, sadece dovız yutan guzelleştır— me yatırımları" bunun şaheser ör- neğidir. Karar bu sefer ciddi olarak sahneye konacaksa herşeyden evvel meşhur imarı durdurmak lâzımdır. Keza "size şunu yapacağız, yapacağız" siyasetinin de —Polatkan Pariste bu şartları müzakere eder ken Kurbanoglu Çorumda demiryolu vadediyordu- unutulması gerekmek- tedir. Dışarı ile münasebetlerde resmen "dolar 280 kuruş" tabusu muhafaza edilmekle beraber, düpedüz yuzde 322 nisbetinde bır develüasyona gi- dilmektedir. Bundan böyle — doların alım satımı -mılletvekıllerı de da- hil- 9 lira olacaktır, Merkez Banka- sına dolar götüren 2.80 6.20 — 9 lira alacaktır. Yalnız, satışı nisbeten kolay olan krom, bakır ve afyon için prim 210, üzüm, fındık, ıncır için 280 kuruştur. Diğer ihracatçılara dolar başına 620 kuruş prim verile- cektir. İhracatçılara -yani — başlıca dolar satıcılarına- Öödenecek — prim, dolar alıcılarından gelen 6.20 — lerle karşılanacaktır. Doğrusu Avrupa se- yahatlerinin cazibesi bir hayli azal- mıştır! Karar, enflâsyonist siyasetin Za- ruri bir neticesidir ve bu adımı at- mayı kabul etmekle hukumet isabet- li bir iş yapmıştır. Yeni primler sa- dece prim anarşisini önlemekle kal- mıyacak, ihracatı teşvik edecektir. Yegâne tehlike, ithal malları fiyat- larının B 322 artması dolayısı ile iç fiyatların yükselmeğe zorlanması- dır. Mamafih kredi . musluklarının kısılması gibi iç tedbirler sayesinde bu tehlike önlenebilir ve bazı zaruri ayarlamalardan sonra fiyatların mu- ayyen bir seviyede — durması temin edilebilir. Madalyonun bir yüzü lde edilen kredi miktarını kü- çümsemeye imkân yoktur. Artık normal sayılan Amerikan yardımına katılan bu 225 ilyon dolar borç, işini - bilen bir idare için büyük bir nimettir. Fakat biz veya çocukları- mız tarafından bir gün ödenecek o- lan bu "taze kredi" 1950'den beri yaptığımız dış borçlar yanında gös- terilmek istendiği kadar muazzam değildir. Halen Türkiyenin dış borç- ları 8 milyar Türk lirasını -1 milyar doların çok üstünde- — aşmaktadır. Demek ki borçlara eklenen yeni kre- diler, eski borçların ancak dörtte bi- rine ulaşmaktadır. Polatkanın dedi- ğine göre, 1961'e kadar 400 milyon doların üstünde ticari borç ödemek lâzımdır. Bu ağır borç, yakın yılla- rın iktisadiyat üzerindeki kötü tesir- lerini göstermektedir. Nitekim büt- çe gerekçelerinde verilen tediye bi- lançosu- rakamlarına göre. 1957 yı- lında Türkiye 278 milyonu ticari, 108 milyonu amme borcu ödemeleri ol- mak üzere 386 milyon lira -138 mil- yon dolar- borç ödemek zorunda kal- mıştır. Bu miktar, ihracat gelirleri- 8 James H. Smith Sonradan uyulan akıl nin hemen hemen yarısına yaklaş- maktadır. Ancak ihracatın — büyük ölçüde artması,,bu ağır borç yükü- nü tahammül edilebilir bir hale ge- tirecektir. Ne çare ki ihracat, art— mak şöyle dursun azalmıştır. Bu zalmaya rağmen P. İktidarı elı ne geçen bir kaç dolan imara veya ne döviz getiren, ne döviz tasarruf ettiren tesislere harcamıştır. — İsraf son haddini bulmuştur. Yolların in- dirilip bindirilmesi -parayı veren- de Erhardt Hans Dayı! Türk, kazanan da Türk olmakla be- raber- bü üyük masrafa malolmuştur. Eğer bundan sonra da aynı istika- mette ilerlenecek ve şehirlerin İkin- ci Fatihler, Üçüncü Fatihler tara- fından fethı ameliyesine devam olu- nacaksa 225 milyon dolar borç kız- gın güneş altındakı kar gibi derhal eriyecektir. Allahtan ki Türkiyeye yardım e- İini uzatan Sam Amcayla Hans Da- yı karın gu eşe dayanmayacagını gayet iyi bildiklerinden ardım kullanılmasını şarta baglamışlardır Madalyonun öteki y ımdı mesele, kabul edilen şart- la e dereceye kadar yerine getırıleceğıdır Bu haftanın başınd iktidar kolları sıvadı ve tedbirlerin me! e bır. istemiyen kredı vericileri kredinin hepsini birden v miyecekler, gerekli tedbirlerin alın- madığına veya ciddiyetle tatbik edil- mediğine kanaat getirirlerse musluk- ları kapıyabileceklerdir. Tabii ki İktidara, yardımın bir sürü şarta bağlı olduğunu itiraf et- tirmek im kansızdır Polatkan ve Zorlu daha Paristeyken, kredilerin şartla verildiği haberını kati b dıl- le yalanlamışlardır. Polatkan günü de aynı iddiayı tekrarlamıştır Maliye Bakam şimdiden bir tevil yo- lu bulmuştur: Pariste alınan karar- ları, hükümet çok daha evvelden tat- bike niyetli imiş gibi göstermeğe ça- lIışmaktadır. Nitekim Bakan, Yeşil- köye ayak basar basmaz yardımın "Hükümet program mında yer alan tedbirlere inzimam edeceği" . Hakikaten — Mendere Avrupa kti Teşkılatının ılerı surdugu şar hiç farklı değildir. O zamanlar Mu- halefet de bunları çok beğenmiş, bi- ran evvel tatbikini, istemişti. Hatta Türkiyeye gelen Amerık an Dış Yar- dım İdaresi Direktörü Mr. Smith te hukumet programını övmii tü arı hükümetinin sahada alacağını söylediği kararlar lafta kaldı Enflasyon arttı ve ha- 1957'yı an dah r tdbem- mul edılebılır bır hale geldı Polat- kan, dış rıdan alına ak yard ma İin- tizaren, hükü mının - kıs- yeniden sahneye çıkmaktadır. su, kredi veren memleketlere ay- rıca teşekkür etmek lâzımdır. İşin en zor tarafı İ er dışarının zoruyla, ister ken- alınan diliğimizden, kararların tatbıkı fedakarlıkları gerektirecek- tir. ç d halk efk rının ha- zırla mas Ne yazık ki za- ferlere meraklı İktıdar bunu yapma- mış, halk efkârında haksız ümitler uyandırmıştır. Haksız ümit ekenle- AKİS, 9 AĞUSTOS 1958