Tablodan görüldüğü gıbı Demok— rat iktidar zamanında tarlara ulaşan dış yardım, sonra Eisenhower İdaresinin işba- şına gelmesiyle küçülmüştür. Halbu- ki az gelişmiş memleketlerin iktisa- di yardıma olan ihtiyacı gittikçe art- maktadır. 1863 de Birleşmiş Millet- ler mutehassısları yıllık yardım ih- tiyacının 12 milyar doları bulduğunu hesaplamışlardır. Daha az cömert ik- tisatçılar bile az gelişmiş memleket- lere yapılacak yıllık iktisadi yardı- mın 2 milyardan aşağı olmaması ge- rektiğini düşünmektedirler. Aksi tak- dirde hürriyet içinde iktisadi kalkın- mayı gerçekleştiremiyen bu memle- ketlerin, komünist metodlarına baş- vurmalarını normal karşılamak lâ- zım geldiğini düşünmektedirler. Rus- ların da az gelişmiş memleketlere dış yardıma başlamaları böyle bir tehlikeyi arttırmaktadır. Diğer ta- raftan Amerika, Rusyadan müstakil hareket etmeye çalışan memleketlere yardımı diplomatik bakımdan zaruri saymaktadır.' Nitekim Yugoslavya- dan sonra, Polonyaya yardım yapıl- mıştır. Buna rağmen Marshall yar- dımıyla Avrupanın kalkınmasında büyük rol oynayan Amerika, az ge- lişmiş memleketlere yardım etini ge- rektiği gibi uzatamamaktadır. 1959 yılı yardım programı - Kongre tara- fından budanmamış haliyle- bile der- de deva olmaktan uzaktır. Progra- mın kısaca incelenmesi bunu göste- recektir: 1958 - 1959 YARDIM PRO JESİ (Milyon dolar) Askeri Yardım 1.800 Savunma Desteği 835 Kalkınma İkraz Fonu 625 Hususi Yatırım 212 Hususi Fon 200 Teknik Yardım 164 Çeşitti 106 3.942 Tablodan görüldüğü gibi Ameri- kan yardımının hemen üçte ikisi -2.635 milyon- askeri masraflara gıt— mektedir. Bu miktarın "savun desteği" denen 835 milyonu, sılah yardımı gören memleketlerin askeri potansiyelini takviyeye — ayrılmakta- dır. ım az çok iktisadi ma- hiyette sayılabilir. 164 milyon, tek- nik yardıma -belki en faydalı yardım- gitmektedir. u para az gelişmiş memleketlere Amerikan teknisyeni -halen az gelişmiş memleketlerde 4800 Amerikalı teknisyen — vardır- gönderilmesine, bu — memleketlerden Amerikaya stajyer — yollanmasına, kalkınmaya faydalı — araştırmaların yapılmasına harcanmaktadır. Kal- kınma İkraz Fonu istisna edilirse, iktisadi yardım için geriye ancak 518 milyon dolar kalmaktadır. 200 milyonluk Hususi Fon Cumhurbaş- nının emrindedir ve âcil hallerde kullanılmaktadır. Geçen yapılan acele yardım bu yıl Ürdüne fondan ö- AKİS, 9 AĞUSTOS 1958 EFisenhower Senatörlerle başı dertte denmiştir. 212 milyonluk hususi yar- dim, faydalanan memleketlerin si- yasi ve iktisadi istikrarını temine gi- decektir. 106 milyonluk çeşitli mas- raflar mültecilere yardım ve muhte- lif kültür programları içindir. İktisadi yardımın kıfayetsızlıgı geçen sene kurulan "Ka ma İ Fonu"nun ehemmıyetını arttırmak— tadır. Fon, milletlerarası bankaların kabule yanaşmadığı rantabl olmıyan projelerin dış finansmanını temin gayesiyle kurulmuştur. Vâdesi 35-40 yıl arasında değişen krediler açacak- tır. Ne yazık ki bu fon şimdiye kadar bir varlık gösterememiştir. Pass- man'ın bıçağından bu yıl da kolay- ca kurtulamıyacağına göre, Kalkın- BİTMİYEN İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Fonu önümüzdeki yıllarda da, u- yandırdığı büyük ümitlere, cevap ve- remiyecektir. Bereket Amerikan Yardımı bun- dan ibaret değildir. 1934 te kurulan Export - Import Bank birçok haller- de, hükümetin imdadına yetişmekte- dir. Bu banka 1957 mali yılında 36 memlekete 1 milyar dolar tutarında kredi açmıştır. Maamafih ihtiyaç o kadar çoktur ki, banka çabucak ka- nuni kredi hududu olan 5 milyara erişmiştir. Export - Import'un yeni krediler verebilmesi için bu hudut 7 milyara çıkartılacaktır. Bundan baş- ka sermayesini büyük ölçüde Ame- rikanın temin ettiği Dünya Bankası ve kısa vadeli krediler veren Para Fonu vardır. Ne var ki, zaten dış ti- caret güçlükleri içinde — bulunan az gelişmiş memleketlere bu teşekkül- lerin açtığı krediler kifayetsiz oldu- ğu kadar, pahalıdır. Rusların yüzde 2-2,5 faizle -Dulles bu fikirde değil- kredi açtıkları bir devrede, bu teşek- küllerin istediği faiz yuzde 4, hattâ bazan 6'dır. Doğu ve Batı bloku arasında baş- lıyan ve füzeler devrinde soğuk har- bin yeni bir şekli olan Ruble -Dolar harbini Hür Dünyanın kazanabilme- si için, Amerikanın iktisadi yardımı- nı büyük ölçüde arttırması lâzımdır. Gıda ve ham madde pazarlarının tanzimi de aynı derecede hayati bir meseledir. Gıda ve ham madde fiyat- larının anormal düşüşleri yüzünden az gelişmiş memleketler hâlen mil- yarlar kaybetmektedirler. Eisenhower ve Dulles biraz ge de olsa, bu hakikati anlamışlardır. Ne çare ki seçmenlerin parasından ve kendi burunlarından ötesini görmiyen Passman gibi birçok Kongre üyesi, böyle bir teşebbüsü baltalamaktadır. Bu yetmiyormuş gibi, Eisenhower de, büyük bir muvaffakıyetle netice- lenen Marshall Plânını sahneye ko- yan Truman'ın liderlik — vasıflarına sahip değildir. KAVGA YAZAN Tarık HALULU TÜRK KARA SULARINDA YUNANLILAR BALIK AV- LIYABİLİR Mİ? — 6-7 EYLÜL! BİLDİKLERİMİZİ SÖY- LİYELİM Mİ? — KIBRIS TÜRKTÜR CEMİYETİ NİÇİN KAPATILDI? — MAKARİOSUN GİZLİ TEMASLARI — İNGİLTERE TEDHIŞI NEDEN BASTIRMIYOR? KIBRI- SA SİLÂH SATANLAR — SUÇLU KİM? FİYATI: 150 KURUŞ TAŞRA İÇİN ÖDEMELİ OLARAK P. K. 582 — ANKARA 23