DÜNYADA OLUP BİTENLER. muhtemelen Güvenlik Konşeyındekı Zirve Konferansında - eğer yapılırsa- bir çare arıyacaktır Amı nü kor için, öyle gü Bırleşmış Mlletler bayrağı altında teşkili düşünülen kuvvetlere ümit bağlamaktadır. Hâlen Lübnanda iki Cumhurbaş- kanı bulunmaktadır. Bu durumdan en çok sevinen asile n çok üzülen Chamoun ve dinda: şları tarafından a- foroz edilen başbakanı Sami El Sulh'- mektedir. Maamafih iki Cumhurbaş- kanının mevcudiyeti mühim bir me- sele degıldır Yeni Cumhurbaşkanı General ahap, bu acayip duruma lüzum gördugu anda son verecek maddi ve manevi kuvvete Asıl mühim mesele, Arap da Lubnanın yerinin ne tâyinidir. Bu — hususta Lubnanlılar kadar Batılıların, Rusya ve Nası rın görüşleri de rol oynıyacaktır. tur. Lübnana asker çıkarıldığı zaman imdi sevinenler, Roller degışmıştır İnatçı hâlâ "vazifem bitene kadar C ektedirler. Chamoun umhur- üzülm başkanlığından ayrılmıyacağım" de- 18 merika, mükemmel bir organi- zasyon örneği vererek, 48 saat içinde Orta Doğuya muazzam kuv- vetler yığdı. Dogrusu askerleri hay- ran edecek bir muvaffakiyet.. Buna rağmen harbin dıplomasının başka vasıtalarla devamı olduğunu ortaya koyan meşhur asker ve stratej Cla- usewitz yaşasaydı memnun olmaz ev çakı gibi bahrıyle sılahendazlarının e Do hangi dıplom sinin — emrin oğu Akdeni guneşlı sahıllerınde dolaş— tıklarını sorardı. Bu diplom ma- alesef mevcut değildir. Hem de zirve konuşmalarında Orta Doğu mesele- lerinin bir neticeye bağlanması ihti- malinin belirdiği bir anda. Muhalefetteyken doktriner, ikti- dara — geldiğinden beri — hâdisele- rin ve muttet'ıklerın esiri olan kari- katüristlerin sevgilisi Mr. Dulles es- kisi gibi tereddütler ve öfkeler için- de icrayı sanat etmekte berdevam dır. Asker çıkartmanın hangi siya- setin devamı olduğu bilinmemekte- dir. Çıkartma, Batı menfaatlerinin normal — yollardan korunmasının mümkün olmaması üzerine Arap milliyetçiliği ve Nasırla başka tarz- da bir hesaplaşmaya karar veren bir diplomasinin neticesi olabilirdi. 1956 sonbaharında İngiliz ve Fran- sızları, böyle bir çareye başvurmak- tan vazgeçilen Amerikanın ancak 1958 de hatâsını tamir yoluna gitti- ği kabul edılebılırdı Kuvvete baş- tehlikeli bir sıyasettı, ama yın de bir siyasetti! Bu cins zorlu bır sı- yasetin taraftarları, bu Amerikaya ıçerlemekte haklıdırlar Gelgelelim Amerika hem asker çı- kartmakta, hem bu çıkartmanın “mantıki neticeleri"nden kaçınmak- ta ve ric'at yolları aramaktadır. O halde Türk gazeteleri dahil, bütün dünya basınının bir olduğun çalıştıgı Arap mıllıyetçılıgıyle kı bu yol Kahıre- Doğu Batı Zirve yolculuğu ünyanın meşhur zirve yolcuları, geçen haftanın sonunda, yüksek- PU den geçmektedir -anlaşmak lâzım- dır. Fakat hayır! Ne o, ne bu.. Mr. Dulles için Nasır "hakiki Arap mil- İiyetçiliği"ni - temsil etmemektedir. Bu duru ne olduğu ve neye ya- radığı anlaşılmayan — Eisenhower Doktrininin mucidine, Bağdat Pak- tı üyelerine her buh ndan sonra tekrarlanan artık meşhur garanti- lerden 'bir yenisini vermekten baş- ka yapacak bir iş kalmamaktadır. İşte bu sebeple petrol diyarında bir diplomasi vasıtası olarak iflâs e- den Eisenhower Doktrini Londra- da, ondan çok daha talihli olmıyan Bağdat Paktının imdadına — koş- muştur! Bu, bir müflisin, diğer bir müflisi kurtarmaya çalışması gibi garip bir ş aamafih ortada, gayeleri vazıh bir şekilde tesbit e- dilmiş bir diplomasi mevcut olma- dıkça -mazii dekı gibi- a bir sü- rü garabete şahit olunacaktır New York Times'ın meşhur Sulzberger i azideki garabetlerin bir iki ka- lem darbesıyle nefis bir tablosunu vermektedir: "İsraili tutmak — ve Ara plarla dost olmak istedik. Be- ceremedik. Sömürgecilik aleyhtarı an'anevi fikirlerimizle baş dost İn- giltereyi desteklemeyi bir arada yürütemedik. Arap mıllıyetçılıgının gelışmesını hep ko münist aleyhta lığı cephesinden ölçtük ve ikisini brbırıyle karıştırdık Bagd Pak- tını kurmakla Mısırı ve Hindistanı kızdırdık. Ama aynı Pakta güveni- miz o kadar azdı ki, bir türlü ka- tılmaya cesaret edemedık vs. Neti- cede ortaya diplomatik bir kaos çıktı. Türkiyenin Orta Do sıya— setindeki talihsizlikleri, bu bec riksizliklerin ve — tereddütlerin ini- kasından başka bir şey değildir. A- sıl kabahatli, İngiltere ve Amerika- dır. Cumhurıyet hukumetının baş- hca kusuru, İtalya ve Yunanıstan ibi, bu hikâyenin dışınd çalışacağı yerde, kraldan cı davranması olmuştur. fazla kral- Elbette ki hiçkimse Batının Or- lere doğru bir adım atmışlardır. Fil- hakika göklere tırmanmaktan en az hoşlanan Eisenhower, randevu tari- hini tesbit etmiş -12 Ağustos- ve randevuya bizzat kendisinin gelece- ğini açıklamıştır. Randevu yeri Mos- ova hariç, New York veya diğer bir şehir olacaktır. Yalnız Amerika ve İngiltere, Rusya ve Fransanın daha çok seveceği Birleşmiş Milletler dı- şında hakiki zirve konuşmasına ya- naşmamaktadır. Buyuklerın bir raya gelmesi, Güvenlik Konseyının hususi bir toplantısında yapılacaktır. Toplantıya kimlerin katılacağı da ay- ir meseledir. Meselâ Nasır çağ- rılırsa, Türkiye de zirvede yer almak SULASIZ ta Doğuda savunulacak hayati men- faatleri olduğunu inkâr etmemek- tedir. Ne var b menfaatler şimdiye kadar vuzuhla ortaya kon- mış, gayeler ve vasıtalar karış- tırılmıştır Meselâ Süve yş Kan İnın milletlerarası seyrüsefere çık tutulmasını, Batılılar hayatı bir mesele sayabilirler. Yalnız bu- zaruri midir? Talihsi Ş seferının muellıfı Ingılız ve Fran- sızlar, vasıtayı gaye olarak aldılar ve Kanalın mülkiyetini kaybedince Nasırı çiğnemeye kalkıştılar. Neti- cede, Kanal m altı ay seyrusefere kapalı kalmasına yol açarak bi leri dalı kestiler. Halbuki şimdi ısır idaresinde eskisi gibi ese açıktır. Yarın petrol milli- leştirilirse aynı meseleler tekrar or- taya çıkacaktır Petrolün millileş- tirilmesi, petrolün kaybı sayılarak yaygaralar kopartılacaktır Bu se- beple herşeyden evvel Batının böl- gedeki hayati menfaatlerini tesbit etmesı gerekmektedır Bu menfa- atler, Orta-Doğu petrolünün batı- ya ulaşması, bölgenin istikrara ka- vuşmasıyla bır üçüncü Dünya har- bine sebep mamasmın temininden ibarettir. Bu ıkı sele Batı için hayatıdır Petrolü bizzat işletmek Arap memleketlerinin başında Ba- tıya bağlı hükümetlerin bulunması, vs. Batı için şayanı arzu gayeler bile olsa, hayati meseleler değildir. ayati menfaatler ile Aarzuya şa- n şeyler birbirinden — ayrılmalı, ıkıncı derecede gayeler yüzünden, esas gayeleri tehlikeye atmak aklı selime aykırı bir diplomasiden vazgeçmelidir. aamafih aklı selime aykırı birçok şeylerin cereyan ettiği Orta Doğuda, bazı memleketleri Bağdat Pakt'ına, daha sonra Eisenhow: Doktrinine sokmak bir ga yeym ş gibi davranılmış, bölgede Batı düş- manlığı ve huzursuzluk arttırılmış- AKİS, 9 AĞUSTOS 1958