YURTTA OLUP BİTENLER Üçüncü ihtimal: Statüko kalsın! u iki kutbun ortasında, D. P. B Grubunda bir üçüncü cereyan haf- tanın ortasında Ankarada seziliyor- du. Ne vardı? İste, memleket gül gibiydi.. Ne Muhalefetin şikâyetleri, ne Dr. Gedikin endişeleri haklıydı. Adalet istiklâli, Basın hürriyeti, Se- İ iyeti.. Bunlar 1958 Türkiye- sinde "ihtiyaca yeter" derecede mev- cuttu. Miting yapmanın faydası ney- di? Gazeteler yazmıyorlar, muhalif- ler konuşmuyorlar mıydı ? Dr.Gedikin endişelerine gelince, yok İsmet Pa- şa Rus elçisiyle görüşmüş, yok Na- sıra mesaj gönderiyormuş, yok Ka- sını Gülek Irak ihtilâlinden dem vu- rarak halkı ayaklanmaya teşvik e - dıyormuş, bunlar üzerimde durulma- ğa değer meseleler değildi. Hükü- met kendi işine bakmalı ve mevcut tedbirlerle iktifa edip daha verimli olmaya çalışmalıydı Biz bize ben- zediğimize göre "bünyemize en uy- gun rejim'i de keşfetmiştik. Bunu ne ileriye, ne geriye götürmeye lüzum vardı. Şimdi dış yardım da bulmuş- tuk, daha ne istiyorduk ? Üçüncü cereyan başkentin siya- si çevrelerine bu haftanın ortasında, eclis Grubunun tam arifesin- de en kuvvetlı cereyan olarak gö- ründü. Halbuki, içinde bulunduğumuz çıkmazda kalmanın tek yolu bu cere- yanın başarı kazanması ve statüko- nun düşünülebilecek en iyi statü ol- duğuna D. P, Meclis Grubunun ka- rar vermesidir. O takdirde dış yardı- mın bize içerde yapacağı, -tabii D. P. ye de..- en büyük yardım körle - tılmış olacaktır ve huzursuzluk de- vam edip gidecek, mürakabesizlik ne- ticesi israflar iki sene içinde 'bizi ye- --den borç aramaya sevkedecektir. Fakat Menderes kendi Grubuna bu haftanın sonunda bir Görülmemiş Başarının mimarı olanak, kuvvetli şekilde gireceğinden rejimi ıslah an- cak o, "Yaylacılar"a meylederse ger- çekleşecektır Bunun içinse, fazla bir ümit yok- tur. Seçimler yapılacak una mukabil, D. P. kendisini -mu- vakkaten dahi olsa- şimdi avantaj lı gördüğünden Muhtar ve Belediye seçimlerine süratle gitmek niyetinde- dir. Dış yardımın sağladığı hava kay- bolmadan ve seçim usulleri değişti- rilmeden- Belediye seçimleri — işinin hallediliverilmesi bu haftanın ortasın- a Ankaranın Demokrat çevrelerinde tarafta topluyordu. Hattâ aynı ha- va içinde ongrelerinin, Bü- yük Kongre dahil, bitirilivermesi de yüksek kademelerde — arzuya şayan bulunuyordu. Dış yardımım bir kısmı- nın hemen istihlâk maddesi şeklinde piyasaya sürülmesi ve piyasada bir ferahlığın — yaratılması bu taktiğin birinci perdesini teşkil edecektir. Her halde D. P. Meclis Grubu, mühim kararlar almak mevkiindedir ve çalışmalar, fazla çetin olmasa da, uzunca süreceğe benzemektedir; Gru- 12 bun toplantıları boyunca milletvekil- erine Cumhurbaşkanı Bayar ve Baş- bakan Menderes Çankayada ve muh- temelen Marmara — köşkünde toplu veya daha mahdut, çeşitli davetler yapacaklardır. C. P. H. Sakin adam u haftanın ortalarında Türkiyede İktidardan Muhalefete, Basından Piyasaya, — müstehlik — vatandaştan müstahsili vatandaşa hemen herke- sin heyecan içinde bulunduğu sıra- da hadiseleri bir adam Heybeliada- da, son derece sakin, son derece so- gukkanh bir halde, fakat büyük dik- katle takip edıyordu Heybelıadanın bir zamanlar Lozan Zaferi adını şıyan, fakat İktidar degışıklıgıyle beraber Refah Şehitleri adını al caddesinden geçenler tahini renkteki kârgir evin balkonunda oturan ve ek- seriya bir şeyler okuyan veya kü- çük torunuyla — oynayan bu beyaz saçlı adamı muhabbetle seyrediyor- lardı. Beyaz saçlı adam İsmet İnö- nüydü Muhalefet lideri, Cumhuriyet Hü- kümetinin yeni bir borç bulduğunu geçen haftanın sonlarında haber al- . Bu, İnönü için sürpriz olmadı. Zi- ra Muhalefet lideri bir kredi bulmak için temaslar yapıldığım biliyordu. Hattâ geçen haftanın başında, An- karadayken, Avrupa İktisadi İşbir- liği Teşkilâtı çerçevesi içinde Tür- kiyeye aşağı yukarı 200 milyon do- larlık bir kredi açılacağı kendisine haber verilmişti. İsmet — İnönü bu Şemsettin Günaltay İşin — politikası kredinin tâhakkukunu hem temenni, bem talimin ediyordu. 'Memleketin böyle bir "kan verme" ameliyesine muhtaç bulunduğu Muhalefetin ev- velden beri söylediği' şeydi. Kan a- labilmek için bir takım ıslahatın ya- pılmasını ise C. H. P. sözcüleri 1954' ten beri tekrarlıyorlardı. Türkiyeye yeniden borç verildiği — öğrenilence İnönü, İktidarın bu ıslahat hareketi- ne girişmek, yani tuttuğu yanlış yol- dan dönmek niyetinde olduğunu ka- bul ederek memnunluk duydu. Fakat hemen arkadan İktidar bunu bir Gö- rülmemiş Başarı şeklinde propagan- daya kalkışınca Muhalefet lideri bir tün, belki de C. H. P. İktidarı ta- rafından ödenecek bu yeni dolarla- rın da iç politikaya âlet edilme te- mayülü karşısında dudağım mekten kendisini alamadı. iktidardan ne bekliyordu, İktidar ne yapıyordu! İsmet İnönü bu hafta zamanının çoğunu üç lisanda gazete ve mec- mualardan -İngilizce, Fransızca, Al- manca- dünya hâdiselerini ve bunla— rın bizimle alâkalı kısımlarını takip- le geçirdi. Bilhassa bize açılan yeni kredilerin mahiyeti hakkında o kay- naklardan bilgi edinmeye çalıştı. Okudukları ile İktidar ileri gelenle- rinin söyledikleri arasında fark var- dı. Vazıyete doğru bir teşhis koya- bilmek için İstanbuldaki ve Ankara- daki iktisatçı, maliyeci — arkadaşla- rından raporlar istedi, bunları alâ- kayla inceledi. Bunları yaparken bir devlet adamı olgunluğunu, basireti- ni ve ihtiyatını elden kaçırmadığı goruldu Ne büyük gazete manşetle- ri, ne İktidar sözcülerinin Görülme- miş Basarı edebiyatı ve ne de bâzı C. H. P. lilerin "bu, beş para etmez" iddiaları İsmet lnonunun hükümleri üzerine tesir etti. Bilâkis, hâdisele- rin hakiki mahiyetine nüfuz etmeye çalıştı. Haftanın ortasında Muhale- fet liderinin hem İktidarı ve hem de Muhalefeti böylesine heyecana — ve- ren mesele hakkında son derece sa- rih değil ama bunun mahiyetini ta- mamile kavrayan bir fikri vardı. Milletvekillerininheyecanı una mukabil haftanın — başında Ankarada, C. H. P. çevrelerinde, biraz da hâdiselere kuş bakışı baka- mamaktan doğan bir heyecan havası hüküm sürüyordu. Ankarada bulu- nan Muhalefet çevreleri hemen daima bu mevzu ile meşgul olduklarından, ister istemez mübalâğaya kapıldılar Hele ubunun, muhtemelen Meclisi toplantıya çağırmak — üzere hafta sonunda toplanma kararı bir ok C. H. P. milletvekiline "fener- siz yakalanmak" endişesi ilham etti. Nitekim haftanın başlarında Meclis- teki C H. P. Grubunda bir araya geldiler ve hazırlıklı bulunmak için ne yapılması gerektiği — noktasında durdular. C P. Grubu da pek âlâ- toplantıya — çağırılabilir ve durumu müzakere edebilirdi. Zira başkentte- ki Muhalefet çevrelerinin kanaatince AKİS, 9 AĞUSTOS 1958