YURTTA OLUP BİTENLER ödemek ve yoklardan -geçici olarak değil- kurtulmak mümkün olacak- tır. Aksi halde sekiz senede sarfedi- len 280 milyon altının bile bizi düş- mekten kurtaramadığı sıkıntılar da- ha feci bir şekilde başlıyacaktır. O halde kredilerin geçici bir ferahlık uğruna feda edilmemesi, yarını dü- şünerek kısa zamanda ihracatı art- tıracak veya Zzaruri ithalâtı kısacak istihsal sahalarına yoneltılmesı lâ- zımdır. Yani bugünkü üç aylık bey- lik için yarın tehlıkeye atılmamalı- dır.. Gelgelelim resmi — propaganda derhal refah türkülerine başlamıştır. Ancak halk efkârının zamanında aydınlatılması ve sarih bir iktisadi siyasetle ortaya çıkılması bu ve bu- nun gibi mahzurları önliyebilirdi. Ne var ki sekiz yıldır takip ettiği siya- setin tam tersini sahneye koyacağı- nı söylemeğe- İktidarın cesareti yok- tur. Bu sebeple alınması zaruri olan tedbirlerin — yürütülmesinde — büyük güçlükler çekecek ve aydınlatılmı- yan bir halk efkârının desteğinden mahrum kalacaktır. D.P. Üç cereyan eçen haftanın sonunda — garip . bir hâdise oldu. Anadolu Ajansı ve Radyolar bir davet neşrettiler. Daveti D. P. Genel Başkam Adnan Menderes yapıyor ve kendi Meclis Grubunu 8 Ağustosta toplantıya çağı- rıyordu. Genel Başkanın son derece nazik olduğu ve milletvekillerinin azami derecede hoşuna gitmeye ça- lıştığı davetin lisanından kolaylıkla anlaşılıyordu. Arkadaşlarının lerini hassaten rica ediyor, adeta, tatillerini — yarıda — bıraktırdığından dolayı özür diliyordu. Hadisenin garip — tarafı şudur: Anadolu Ajansı ve Radyolar bu da- veti fütursuzca yayınladılar. dolu Ajansı ve Radyolar ki, Server Somuncuoğlunun emriyle nin bundan evvelki aynı mahiyette davetini parası ödenmiş ilân olarak dahi — yayınlamayı reddetmişlerdi. Halbuki şimdi, daveti yapan Adnan Menderes, toplantıya çağırılan da D. P. Meclis Grubu olunca Server Somuncuoğlu itirazı hatırından da- hi geçirmiyordu. z şey Türki- yede nasıl bir rejimin mevcut bulun- duğunu ve "partizan idare, partizan idare" diye feryat eden Muhalefetın ne kadar haklı olduğunu bu küçük misalden daha iyi ortaya koyabilirdi. Nitekim geçen haftanın sonunda bir çok insan — -üstelik bunların hepsi C. H. P. li de değildi- spikerler "D. P. Genel Başkam Adnan Menderes"- in davetini okurlarken — boğazlarına bir yumruğun tıkıldığını hissettiler. Bu yumruk haksızlık yapıldığını, a- çıktan zor kullanıldığını, meselâ so- kakta bir adamın küçük bir çocuğu dövdüğünü görenlerin — boğazlarına tıkılan yumruktur ve doğurduğu his "tehlikeli bir çaresizlik" tir. — Haki- katen Anadolu Ajansı ve Radyolar, her türlü kanunu, usulü ve aklıselimi, hakkı bir kenara iterek — "gözlerin içine baka baka" D. P. nin davetini yayınlar, C. H. P. ninkini yayınla- mazsa boğazına yumruk tıkılan va- tandaş ıçın yapacak bir şey yoktur. ma bu "tehlikeli çaresizlik" — akıllı iktidarların mutlaka önlemeye çalış- tıkları bir histir Uzun sürecek toplantı D avet, yayını anış tarzı hariç, hay- ret Uuyandırmadı. Bu haftanın başında Ankarada bir muhalif millet- vekili : — Adnan M&ıerds "Görüyorsunuz. ne kadar kolay!" ” — Dış politikası hezimete uğra- mış lider elbette ki bu hezimetin en ziyade akis , uyandırdığı bir sırada Muhalefetin karşısına — çıkmayacak- tır; şimdi, hem o hezimetin unuttu- rulması ve hem de D Meclis Grubu azalarının gözlerinin kamaş- ması için nihayet yarın müştereken ödiyeceğimiz bir borcun şartlar ka- bul edilerek temini Görülmemiş Ba- şarı olarak ilân edilmektedir. Böyle bir hava içinde lider, İnönünün kar- şısına çıkamasa bile, kendi Grubunun karşısına fatih edasıyla bir an ev- kaçırmıyacak- vel çıkmak fırsatını edi. tır Başkentte tahmin edilen, hafta- nın sonunda cuma günü saat 15'de Meclis Grubu toplandığında Genel Başkan Menderesin toplantı a- çıldıktan sonra salona gireceği ve destekleyicileri tarafından — sürekli şekilde, alkışlarla — karşılanacağıdır. Bu, Grubun havasını verecektir. Mü- teakiben bizzat Genel Başkan -Za- ferin tabiriyle- Görülmemiş Başarı- yı arkadaşlarına anlatacaktır. Men- deresin izahatı pembe rengin hakim bulunduğu bir tablo olacaktır. Sene- lerden beri halka söylenilen "Refah yarın geliyor" şarkısı boylec D. P. milletvekillerine, — yen imkânların trompetlerinin de arttırdıgı bir tonda tekrarlanacaktır. Genel Başkan ken- di Grubuna, alınan yeni borçların te- mini sırasında alakalılara yapılan ıslahat vaadlerinin tahakkuku için kabulü gereken yeni iktisadi tedbir- leri de teferruata asgari derecede inmeye —gayret ederek çıtlatacak, bunlar için bir prensip kararı alma- ya çalışacaktır. Toplantı bir günde bitmeyecektir, zira iktisadi tablo için paletin bütün pembe boyası kullanıldıktan sonra sıra Muhalefetın tutumuyla tabii meş "İnönü meselesi" ne gelecek ve fırçalar alabıldıgıne kara — renklere bulanacaktır İlk ihtimal: Artık halledelim! anın ortasında D. P. mi Bletvekıllerı başkente yavaş yavaş gelirlerken aralarında üç cereyanın bulunduğu görülüyordu. Çarşamba gününden itibaren Anadolu Klübü ve Ankara Palasın salonları dolma- ya başladı. Üç cereyanın birincisi, bu Muhalefetle çalışılamıyacağına göre, hazır hava da müsaitken işi temizlemek, vatan ihaneti olduğu sabit -Zaferce sabit- hareketlere mani olacak yeni tedbirleri getirmekti. İk- tidar işte, bir Görülmemiş Başarı kazanmıştı. -Yani, borç bulmuştu!- Elimize şimdi dunya kadar para ve imkân geçecekti: -Yani, bu borcu kullanacaktık!-. Bir yandan Muha- lefetle, İnönünün tahrikleri, Güle- kin isyana teşvikleriyle uğraşılacak, diğer taraftan sağlam iktisadi sistem kurulacaktı. Bun imkân var miy- di? Olmazdı boyle şey.. Zaten sekiz senedir İktidar, hep Muhalefetin yü- zünden memleket işlerini halledeme- mıştı Muhalefetin hangi yolda oldu- ğunu gelsin de, İçişleri Bakanı Ge- dik anlatsındı. Bunların yapmadıkla- rı yoktu, yapmayacakları yoktu. Din- sındı artık bu fitne! Bu fitne diner z D. P. İktidarı rahata kavuşa- caktı | Fitne nasıl dinecektir? Bunu İçiş- leri Bakanı Gedik başarıyla dindire- bilir. Mesele, Grubun ona bu yetkiyi vermesidir. Bir prensip karan alın- dı mı, Muhalefete "metelik verilme- yeceği" tasvip olundu mu, Muhalfet- le "ciddi şekilde meşgul olunacağı" muvafık görüldü mü, dâva halledil- miş sayılacaktır! AKİS, 9 AĞUSTOS 1958