şüldüğünü bildiklen sonra, sevgİ- li babamızın ne demek istediğini anlamak güç değildâir. — Delikanlı, azad Hindis salına ancak senin çibi toylar ima- mır, Mançuko'nun başına gelenleri bilemler, haşmetlüâ Beşinci JTorjun ne demek istediğini anlamışlardır. arı MlL Hindistana azadlık, çerektişi ka- dar verilecektir. Sir onu Kongracılara yahut Gandicilere söyleyin, Ben kendi hesabima, azadlığın verildikçe a hındıfğına değil, nlındıkça verildi- ğine İnunanlurdanım. Good eve- ning M. Gibson. Ve delikanlı, ar- kadaşının sotmu okşiyarak ödü- dan çıktı. Ötekâ salonda Önüne evin küçük kızı çıkta, Çocukluk arkadaşı. Bel- gi kız. ki de s&ev — Noroye, — Gidiyorum. — Bukadar erken? Sen eğleneenin güzelliğini bir türlü anlıyamıya- önk mısım? — Eğlence güzeldir, günüller azad olursa., Ben, kardeşinin — İsrarı üzerine xgelip görmek İstemiştim, Hindistanla — İngilterenin — ucları birbirinc mnasıl bitişiyor diye. Gör- düm, gidiyorum. Sen eğlenebili- yursun ya ona bak, Nasıl tango- lar, rumbalar iyi oldu mu? Beline iyi sarıldılar mı. Tazocik otin İyi- cb gevşedi, Ürperdi mi? Anan bü- tün servelinizi göslterebikli mi? lefette bulunmuşlar ise de büyük bir ekseriyet raporu tasvip etimiş- tir. Maamatih bütün bunlar dı9n rının gözünü boyamak için oyna nan bir komediyadan — Dbaşka bir şey ceğildir. baban İngilizlerini memhunu bırakabildi Ablan nişanlısını sindirdi, mi? — Mahru! — Ben şimdi gidiyarum luzım. Ve ebiki henim, Gibson, icabıuma bü- kar. Yahlnız şunu bil ki, şimdi şu- raçıkta konuüşürken bile, coenaxe Hindistarın cesedini çiğniyoruz. Haydi sağz kal. Aksilik. On ikli olmuş, elektrikler sünmüşlü. Hem yakışıklı kaçsın, Bombay'ın eşraf evine uygun düş- sün diye, tamı bir dakika. Delükanimın biraz köpüklü dudak- İnrı, yaşlı sıcak gözlere deydi. Üp- memek elinden gelmedi, Küçük kızın yaşlı gözlerini kana kana, inan ateşile, ibadet temizliğile öp- tü ve gitti l": başlıyordu. Denizde dalgalar, oynaşırken Çölde rüzgârlar, söyleşirken. Kutupla nyılar, yalaşırken Şurada burada udumlur, Hayalın büyük karnında Yutulmuş lokmalar gibi, 'Talihleri ile Bozuşurken Badaşırken. 19384 İHe 1938 arasına, adam eli, hükürmsüz, ilibari bir çizgi çekti. Ama hayat tastamam, bölümsüz, duraksız — eski akışında akıp gi- diyordu. Daha çok maklalar geçirmeğe ne- den yeltenmeli? Bunların azı da bu, çÇiğniyorur, çoğu da, Hayalı, nasıl olsa, hizler 1924 sonundaki kadar anlamış bu- lunuyoruz. Hayalı, nasıl olsa, biz- den sonrakiler, başka türlü anla- yıp başka türlü anlatacaklardır. Biz romanımıza devam edelim (Bundan sonrakı parçalarda, sıra ile Roos evelt'in messalı, MVüassolini - La- vııl in başbaşa görüşmeleri, Sar işi gibi eğlenceli konular gelecektir. Ehem- miyetle taysiye ederiz) 84