Liberal ökonumik çağında sanayileşen ülkeler hep açıkpazar- lara dayanarak sanayileşmişlerdir. Buna karşılık Türkiye, sadece içpazarına dayanarak sanayile- şen ilk ülkedir, denebilir. O hedde, içpazarının büyük bir yüzdesi köye dayanan Türkiye- de, köyün alım gücünü arttıracak ve köyün isştihsaliıni tanzim edecek köy plünı, sanayi plânının en tabü Bbir kardeşidir. Köy istihsalini ve köyün alım gücünü hesaba katmıyan sanayi plânlı, ham madde ve sürüm yönlerinden buhranını hazırlıyor de- mektir. Bunu, şimdiden gözününde tutalım. Yapı plânı ve iskân plânile yaratılacak ideal köylerde bile, köy- lü yine kendi bilgisinc, kendi yöntemine bırakılırsa, beklenilen verimler alımamaz. İstihsalin, satımin ve alımın da bir plân için- de organizasyonu gereklidir. İleri ekim işlerinin, ileri yetiştirme, amnıklama (manipulasyon) ve satım işlerinin de birer bilgi işi olduğzumnu onadığımız gün, sa- dece göreneğe ve geri tekniğe dayanan köylü bilgisinin yetmi- yeceği kendiliğinden anlaşılır. Köylüye modern ekim, yetiştirme, anıklama ve satım işlerini öğ- retmek mocburiyetindeyiz. Dağınık ve az nüfuslu köylerde bu işi başarmak ne kadar gücse, tek, tek köylülerin modern ziraat bilgilerini kendi kendilerinc öğrenmeleri de o kadar imkânsızdır. Onun için modern köyler yapılıncıya kadar, hiç olmazsa toplu istihsal çevrelerinde köy- lüleri şimdiden teşkilâtlandırmağa borçluyuz. Bir yandan ekim işlerinde verimi arttırmak, kaliteyi — yükseli- mek, hastalıklara ve zararlı hayvanlara karsı bilgili dövüşmek, manipulasyon işlerini teknikleştirmek, bir yandan da satımı ve alımı köylü lehinec yapabilmek yani fiat makasını hem satım, hem alım bakımından köylü lehine kapamak ve böylelikle köy- lünün alım gücünü artlırmak yalnız ve yalnız «Mecburi devlet 26