van cinsleri bir asırda tedrici, fakat korkunç bir bakımsızlığa ve cins bozulmasına maruz kalmıştır. Binaenaleyh bir taraftan bu çinslerin ıslahımı, diğer taraftan hayvan sayısını arttırma işi an- cak geniş bir devlet plânının mevzuu olabilir. Çünkü küçük Az- ya tarihin en eski hayvancılık memleketi ve bütün Akdeniz hav- zasında en müsait hayvancı memleket olmasına rağmen bu mın takada hayvan sayısı hiç bir zaman lâyık olan miktarı bulama- mış ve mevcut hayvanları da dış piyasalarda hiç bir zaman key fiyatleri üstün tululan metelar haline gelememislerdir. Türkiyede 1923 - 1933 arasmda mera hayvanları ancak şöyle bir tezayüt gösterebilmiştir: 1933 1923 Koyun 9.357.000 11.070,000 Keçi 5.834.000 6.672.000 Tiftik keci 2.024.000 3.081.000 Sığır 4.684.000 5.123.000 At 454.000 534.000 Bu rakamlar Türkiyenin hayvan yetiştirme kabiliyetile mütena- sip değildir. Dokuz mliyon nüfuslu Avustralyada 1929 da 103.000.000 koyun besleniyordu. Geçen asrın ortasında ise bu koyunların sayısı bir kaç binden ibaretti. Binaenaleyh hayvan yetiştiriciliğinde hastalıklarla mücadele, sayıyı çoğaltma ve kaliteyi yükseltme işi ancak geniş plânlı bir devlet işidir ki, bu meselenin tahakkuku Anadolunun nüfusça dolması, kurak yerlerin sulanması ve münakalâtın ar- tışı meselelerinimn hallinde de başlı başına müessir olur. Ziraatta ve toprak işlerinde, devletin soysal bir nizama ve ahen- ge vücut vermek için yapacağı müsbet fütuhatı fiyat makası, ge- niş bir maliye plânı, iş kuvvetlerinin devletçi bir zihniyeltle hesa- ba alınması demek olan geniş bir teknik tedrisat plânı ve niha- yet, geniş bir madenler istismarı plânı, irişa mlazemesi kârlarının devlet elinde birikmesi vesaire gibi sahalarda ayrı ayrı mütalea ve letkike çalışmak bize çok verimli ve çok ümit vyerici ulusal ve soysal bir siyasetin yollarını açabilir. Bugün bu kısa sahifelerde 21