min sosyolojisi, yani tarihi materyalizma prensipleri arasındaki ayrılığı, tamamen telifi gayri kabil buluyorum. Ziya Gökâlpın bahsettiği gölge hadiseler Tariht materyalizm- de yoktur.Filvaki tarihi materyalizma, Cemiyet mlünasebetlerinin esasında yatan istihsal münasebetlerile, bunlara irtikazeden içti mai ve fikri münasebetler arasında kademe farkları bulmuştur. Fakat bu kademelerin biribirlerine karşı mütekabil münase- betleri naza riyesini de tedvin etmek suretile, cemiyet içinde passif, yani sadece münfail bir takım gölge hadiseler tasav- vuruna yer bırakmamıştır. 2 — Millet mefhumunun telâkki tarzı: Türkçülüğün esaslarında Ziya Kökâlp milletin sadece ırki, kav- mi, coğrafi, dini.. gibi tek cepheli bir kategori şeklinde iyzahı- nı reddederek bunları kül halinde alır ve milleti “aırki, kavmi, cografi, dini, iradi ve harsi bir birlik, şeklinde tasvir eder. Bu tasvir o devrin edebiyatında, zannederim, kısaca "dilde birlik, dinde birlik, dilekte birlik “şeklinde ifadesini bulmuştu. Bu tasvirin tek cepheli millet iyzahlarına karşı şümulü, fakat buyünkü hbayat şartları bakımından isahetsizliği aşikârdır. Aşikâr bir şeydirki, bizatihi bir tarihi kateyori olan milletin tarihi orijinlerini tarihin derinliklerinde perakende unsurlar şeklinde buluruz. Bu unsurların, milletin tarih içindeki kıde- mini ve beşer medeniyetinin seyrindeki yerini ve ehemmiyetini göstermek itibarile aranmasının ve benimsenmesinin bir manası vardır. Fakat, modern bünyesile milleti, tarih içinde ve bir kül balinde bulmanın imkânı yoktur. Meselâ bugünün —Avrupa- sındaki büyük millet bünyelerinin ancak bir buçuk, iki asırlık bir hayatı var. Bir buçuk, iki asır evvel bu bünyelerin yerinde, ırk, lehçe ve yaşayış tarzı itibarile gayrı mütecanis kalabalık- lar yaşıyor ve bunlar bugünkü manasıyle bir ırk, lehçe ve iktisat vahdeti arzetmiyordu. Bugünkü millet vahdeti her şeyden evvel bugünkü tekniğit işidir. Ve en ileri milli birlik, en ileri teknikli memleketlerde bulunur, Teknik, milli hudut içindeki pefkende elemanları, perakende iş ve hayat adamlarını biribirine rapteder ve biribirile karşı- laştırır. Bugünkü millet birliğinin esasında her şeyden evvel iktisadi hayat iştiraki ve İŞ BİRLİĞİ vardır. Bir milli hudut içinde bir iş birliğini, yahut bir iktisadi mukadderat iştirakini 37