Hulasa Ziya Gökâlpım tarihimizde, hiçbir zaman ihmal olunamaz bir yeri vardır. Fakat. yine aşikâr bir şeydirki bu yer, bize her zaman için “ mamulünbih,, ve değişmez naslar getiren klasik bir peygamber yeri değil, devrinden evvel mü- esses bülün nasların tağayyürünü ve yeni ahlak, yeni hukuk, yeni siyaset, hulasa yeni cemiyet şartlarının ve kaidelerinin geleceğini haber veren bir mübeşşir yeridir. Ziya Gökâlp, bütün yazılarında, şartları ve kaideleri de- gişmez ölü bir hayatı değil, daima değişen bir yeni hayalı arar, “Eshi hayatı değiştirmek, iktisadi, ahlâki, ailevi, bedit, felsefi, siyasi hususiyetlerile yeni bir yaşayış yaratmaktır.,, der. Filvaki, yeni Türkiye de yeni bir hayat peşindedir. Yeni Tür- kiye de, yeni iktısat, yeni ahlak, yeni hukuk, yeni siyaset normlarını arıyor, Hızını çok - evvelden alan ve Ziya Gökâlp- le süratlenen bu arayış hareketinin durmaması ve arayışın hiç bir merhalede kesilip tereddi etmemesi için, daima değişen hayat şartlarına uygun yeni normlar peşinde hiç durmadan koşmak lâzım ! Bu itibarla Ziya Gokâlp, Türk fikriyatının terakki seyri için- de, geri cönülüp dayamnılacak tefekkür sistemi değil, ileri gidip işlenecek ve tamamlanacak bir telakki tarzıdır. Ali Nüzhet beyin kitabımn üçüncü kısmıza mevzu olup, Ziya Gökâlpın telakki sistemini teşkil eden unsurların hepsi üstün- de tevakkufa bittabi imkân yoktur. Ziya beyin, esasları bilhassa iki broşüründe hulâsa edilen usul ve prensiplerini, bu vesile ile ve doğrudan doğruya bu bro- şürler üzerinden tekrar okuduk, Bu prensiplerden bir kısmı, ya zaman ile hallini bulmuş, ya tetkik mevzularından bir kısmı (meselâ Türk esatiri, Eski Türk hukuku, Sosyolojisi) bizim iştigal sahamızın haricinde kalmıştır. Meselâ, İslâmcılık, Osmanlıcılık, Türkçü- lük teslisi, yahut Şarklılaşma ve Garplılaşma tedahülleri gibi, o zaman münevver fikirleri derinden işgal eden meselelerin ve bu meselelerle beraber, onlar Üzerinde varılmış hüküm ve neticelerin, artık hayat ile nasıl kat'i bir tasfiyeye oğradığı aşi- kârdır. Artık, dini, din ile Geraberde bütün din telükki ve vasıla- larını, devletin iştigali sahasından ayırıp, dinin dünya ve fikre 35