14 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

14 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Duruşmaların Anatomisi Kararı Beklerken Başladığından, hemen tamı tamına on ay sonra, Yas- sıada duruşmaları sona ermiş bulunuyor. Bu satırların okunduğu sırada Yüksek Divanın dirayetli Başkam Salim Başol sanıkları bir kere daha toplamış olacak ve kendilerine, tabiatıyla onlarla birlikte Türk milletine, kararların tefhim olunacağı tarihi açıklayacaktır. Bu tarihin tesbitinde çok dikkatli davranılacağı, gerekli ihtiyat payının bırakılacağı ve o gün, jimnastikhane- den bozma unutulmaz duruşma salonunun tahta sanık sandalyaları son defa doldurulduğunda “dosyanın tet- mucip sebebiyle bir yeni he- açılmasına müsaade edilmeyeceği şüphesizdir. Zira bugünden bilinen, tarihi karar celse- sinde dünyanın dört köşesinden gelecek yabancı gaze- teci veya müşahitlerin bulunacağıdır. Kendilerine ve- rilmiş bir emanete hiyanet eden ve hareketleriyle bir ihtilâle sebebiyet veren kudret sahiplerinden her birinin payına düşen suçluluk derecesinin kıl böylesine o kırk yarılarak tâyin edilmesi şimdiye kadar görülmüş bir hâdise değildir. Yassıada kararları, bu (hususiyetleri dolayısıyla da Adalet tarihine geçecektir. Başkan Ba- şol ve bütün arkadaşlarına, Allahın yardımcı olmasını dilemek bir vatandaşlık borcudur. Yassıadada, ihtilâlin meşru olup olmadığının mu- hasebesi yapılmamıştır. Türk milleti, böyle bir hakkı hiç kimseye vermemiştir. İhtilâlle kapatılan devrin me- sullerinin suçlulukları veya suçsuzlukları da bahis ko- nusu değildir. Türk milleti, kendi iradesiyle işbaşına getirdiği kimselerin kötü İ Haklan eye eyi e meşru hakkını kullanmış, bu a anmayı Türk Silâhlı av vetleri kendi İç Hizmet Ta- limatnamesinin (hükümleri gereğince (gerçekleştirmiş ve mesulleri kulaklarından tuttuğu gibi, suçluluk dere- celerine düşen cezaların tâ- yini için Yüksek Adalet Di- vanına sevketmiştir. Yassı- ada duruşmalarının felsefe- si, işin ta başından itibaren bu olmuştur. Bunun dışın- daki her tefsir, ya iyi niyetli bir hata, ya kötü niyete da- yanan bir demagojidir. İh- tilâl, kendi meşruiyetinin münakaşasına asla cevaz vermediği gibi, bir suçun bulunup bulunmadığı husu- sunu da elinin tersiyle bir kenara itivermiştir. Yüksek Adalet Divanının selâhiyet- leri bu noktanın ötesinden başlamıştır ve böyle olduğu içindir ki şimdi, oradan çı- kacak her karar, mahiyeti ne olursa olsun, hem Türk milletinin, hem Türk Silâhlı davranışları neticesi İnsan ayaklanma her bir sanığın şahsi durumunu inanılması güç bir titiz- likle incelemiştir. Bu inceleme, işlenen suçta her bir sa- nığa düşen sorumluluğun tâyini ve bu sorumluluğa ka- nunlar muvacehesinde isabet eden cezanın tesbiti için yapılmışlar. Bir iktidar itibarını kaybederse, bir ikti- dar milletin itimadını kaybederse, bir iktidar seçmenin oyunu kaybederse "siyasi hata" işlemiş olur. Ama bir iktidar meşruluğunu kaybederse, islenmiş olan bir suç- tur. Zira, gitme zamanı gelmiş her iktidarı yerinden söküp atmak için bir ihtilâli şart görmek, memleket huzuru ve demokrasi anlayışı konusunda biraz tuhaf fikirlere sahip olmak demektir. Bu felsefe içinde yürütülen Yassıada oduruşmala- rında, hâkimlerin kendi vicdanlarıyla ve kanaatleriyle başbaşa kaldıkları şu sırada milletce onlara yardımcı olmanın yolu tam bir sessizlik, sükunet içinde kararla- rını beklemektir. Onların, temyizi olmayan hükümle- mediklerini tesbit ederek salıvereceklerine ise cemiye- timizin kapıları ardına kadar açılacaktır. Bir defa Yas- sıada kararları tefhim olunduktan sonra, Yasssıada sa- nıkları üzerinde münakaşa olmaması şartlar. İdamdan beraate kadar her hüküm, aynı derecede titiz bir araş- tırmanın neticesi olacaktır. Zira Yüksek Divan, bugüne kadar ki tutumuyla hiç bir sanık hakkında hiç bir pe- şin hükme sahip bulunmadığım göstermiş, sâdece dos- yaların verdiği kanaatin ışığı altında hareket etmiş- tir. Bu dosyalar, son celse- nin son dakikasında, bir da- ha açılmamak üzere kapa- nacak, her şey artık sâdece tarihin hükmüne bırakıla- caktır. Bu akibet, on aydır Yassıadada hesap verenlere on yıl boyunca bir defa, bin defa hatırlatılmış, milletce gerekli bütün ihtarlar ve- rilmiş bulunduğuna göre bir tek göz yaşı fuzüli, bir ufak acıma hissi fazladır. Bu milletin, bazı kimselerin sandıklarının tamamen ak- sine, bir takım şeylere asla katlanmadığı, asla rıza gös- termediği bir defa daha tes- cil edildikten sonra aynı hatayı, aynı cezayı göze al- maksızın işlemek herkes için imkânsız olacaktır. Yassıada, elbette ki bir acı tecrübedir. Bu tecrübe- nin hiç geçirilmemesi, şüp- hesiz arzu edilirdi. Ama şu anda bahis konusu olan, bü- tün geçici hislerin üstünde Türk milletinin ebedi saa- Kuvvetlerinin (o makbulüdür. i â ülkü , detidir. Yüksek hâkimlerin Biran > pyeküm Dükilm- Salim Başol kararını, bu ışık altında lerden dikkatle sakınmış, , ş AKİS, 14 AĞUSTOS 1961 Dananın kuyruğu kopuyor beklemek lâzımdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: