YURTTA OLUP BİTENLER tebessümünü takıyor ve bir köŞeye çekiler rek: — Bize her zaman hücum edi- yonlar: Kuşatılmamak için kendimi emniyete aldım" Şeklinde İnciler sa- vuruyordu. Gümüşpalanın feveran etmesi i- çin, bir genç gazetecinin. Genel İda- re Kurulunun o teşkilâta gönderdiği ve Anayasa oylamasında kullanılan "Hayır" oylarının tahlil edilip, genel seçimlerde A.P. ne ne dereceye ka- dar faydalı olacağının bildirilmesini isteyen gizli tamimini bahis konusu etmesi kafi geldi. Daha sonra Pala Paşa hiçbir suale cevap vermedi. Eğlenceli sahneler Müteşebbis (o İl İdare Kurulu, koktey- le 400 kişinin geleceğini hesapla- mış ve Hilton Oteliyle adam başına 25 liradan anlaşmıştı. Mamafih daha sonra, nümeratörün kaydettiği faz- lalıklarla birlikte, o parasızlıktan şi- kâyet eden ATP., hem de sâdece İs- tanbul teşkilâtı olarak Hilton Oteli- ne tam 10 bin 350 Ura ödedi. Değir- mene suyun nereden geldiğini hesap- layanlar zengin D.P. kuyruklarım hatırlamaktan kendilerini alamadı- lar. Kapıdan giren aç gözlüler doğru- ca açık büfeye saldırdığından, kısa zamanda yiyecek ve içkilerin hepsi sömürüldü. 18 - 20 arasındaki kok- teylde, büfenin 19.20'de kapatılması zarureti hasıl oldu. İçkiler yerliydi ve en fazla istihlâk olunan, tabiatiy- le rakıydı. "İyi niyet okokteyli"nde hazır bulunanları yakından müşahe- de edebilenler, uzak ta olsa. Adalet Partisinin iktidara geçmesi halinde memleketin durumunu düşünerek ürperdiler ve dehşete kapıldılar. Kokteylin en eğlenceli olayı, sar- hoş bir A.P. linin gelip te orta boy- lu ve sert hatlı esmer Gürkana, han- gi ilçeye mensup olduğunu sorması oldu. Sivil kıyafetli Kurmay Albay tiksinti ile tersliyerek: — Ben Birinci Ordu ve Örfi İda- re Kumandanını temsil (oediyorum" dedi. Gazeteciler, uzun zaman zihinle- rini kurcalıyan bir suale, gene mâ- hut kokteylde cevap buldular. Gü- müşpala birine benziyordu ama, ki- me? Birisi pat diye ortaya atınca, hepsi rahatladılar: Tamam, merhum Peyami Safaya! Pala Paşanın çarşamba günkü basın toplantısı da, tahammül gös- teremediği gazetecilerle her teması gibi, gene bir kavga ile sonuçlandı. Bütün patırtı, Gümüşpaladan, neden idam mahkümu Ahmet Çiftçiyi sa- vunur gibi okonuştuğunun sorulma- sından çıktı. Damarlı kahverengi gözlüklü ve yakasında altından bir A.P. rozeti taşıyan başarısız politi- 16 ka stajiyerinin zıvanadan çıktığını farkeden Genel İdare Kurulu üyele- ri hemen cankurtaran simidini attı- lar. Yardımcısı EMİNSU'cu Tümge- neral Necini Ökten, yanına sokulup: "— Paşam, karar safhasına gel- dik, sil ll SİZİ bekliyorlar" de- di ve "lider"i aldı götürdü Gümüşpalanın boşluğu, bilhassa dış politika ve iktisadi konulardaki suallerde ortaya çıkmaktadır. Gaze- teciler keşfettikleri bu madeni isle- meğe başlayınca, bir heyet tarafın- dan cevaplandırılması için suallerin bir gün önceden yazılı olarak veril- mesi âdet haline getirilmiştir. Saç- ları kırlaşmağa başlıyan Gümüşpa- laya sorulan suallerden biri de, kaç yabancı lisan bildiği dl. Yazılı cevap nie şöyledir r yabancı TN Orta dere- cede fransızca" Uzun bir süredir kudret sahiple- rim meşgul eden ve Devlet Başka- nıyla karşılıklı tartışan adamın bu adam, teşekkülün bu teşekkül oldu- gu düşünülürse gülmek mi, yoksa ağlamak mı gerektiği hususu bir önemli sual haline gelmektedir. C.H.P. Heyecanlı ve gergin kongre (Kapaktaki politikacı) Bitirdiğim aftanın sonlarında, cumartesi günü, İstanbulun meş- hur İstiklâl caddesinin en mütena yerlerinden birinde Oo bulunan Atlas sinemasının soğutma tertibatile mü- cehhez ferah salonları son derece he- yecanlı ve gergin geçen bir kongreye şahit oldu. O gün C.H.P. İstanbul teşkilâtının yapılmaktaydı Sinemanın geniş salonunu dolduran ve mütemadiyen terlerini kurulayıp ellerindeki gazetelerle (o yelpazelenen kalabalık, salonun arka kapısından giren son derece şık, kır saçlı, kır bıyıklı adamı ayakta alkışlarken sa- atler 14'ü göstermekteydi. Bütün de- legeler tarafından sabahtan beri bek- lenmekte olan Genel Sekreter gelmiş- ti. Salonun ön sıralarındaki yerine ge çinceye kadar alkış devam etti. Öğle- den evvel verilen bir takrir gereğin- ce, tenkitler faslında genel konuşma- ların yapılmaması karara bağlanmış- tı. Başkanlık Divanı, sıhhi durumunu nazarı itibara alarak, Aksalın bir an önce konuşmasını mümkün kılacak bir takriri delegelerin oylarına sundu. Takrir alkışlarla kabul edildi ve Ak- sal kürsüye geldi. Bir taraftan flâş- lar parlar, muhabirler (kalemlerini oynatırlarken, bir taraftan da bir tek nisyen konuşmayı banta almağa ça- lışıyordu. Aksal konuşmasında, Genel ola- rak, C.H.P. nin çalışmalarından bah- setti. Kongrelerin ne derece olgun ve faydalı bir hava içinde geçmekte ol- duğundan bahisle, esas rotanın on gün sonra yapılacak kurultayda tes- bit edileceğini belirtti. Konuşması il- giyle tâkibediliyordu. Bir ara: mütad yıllık (kongresi " — C.H.P. düşmanlığını hazırla- yanlar, D.P. devrinin acı günlerine katılmış ve o günlerin havasından kendisini kurtaramamış olanlardır. Biz, C.H.P. olarak bugün parti ka- patılması fikrinin karşısındayız" de- diğinde, salonda şiddetli bir alkış yükseldi. Oğuz Oran, Ekrem Özden Bir Kravatsız bir Kravatlı AKİS. 14 AĞUSTOS 1961