A.P. Genel Başkan Yardımcıla- rından ve Basın la sokulgan doçent Dr. Cevdet Peri "— Paşam, galiba suali yanlış an- ladınız" diyerek yüksek sesle lideri- nin sözünü kesti. İkaz üzerine oOGümüşpala durdu ve genç muhabir sualini tekrarladı. Çelimsiz lider, o sigaradan sararmış eksik ve gayrimuntazam dişlerini göstererek güldü ve: "— AKİS mecmuası, benim için yüzde 25 sağır ve ikibuçuk numara miyop demiş. o Suallerinizi ona göre sorun. Bu adanı gazeteci mi, yoksa göz ve kulak mütehassısı mı? Ara- nızda- AKİS'in temsilcisi var mı?" diye sorunca, ahşap odayı dolduran "basın mensupları kahkahayı bastılar. Zira duymadığı sualin sahibi AKİS'in Fahri Özdilek Ses seda yok muhabiri, hem de Gümüşpalanın a- lındığı anlaşılan satırların yazarıydı. Doktorluğu filân yoktu ama, gözleri ve kulakları hakkındaki malümatı, bizzat Gümüşpaladan almıştı. A.P. Genel İdare Kurulu, İstan- bulda, bitirdiğimiz hafta perşembe günü sona eren ve fâsılasız bir hafta devam eden toplantılar yaptı. Aşağı yukarı 49 saat çalışan Genel İdare Kurulu, toplantılarını hemen hemen tam kadro ile yürüttü. Sâdece Nihat Su, Ankarada, Genel Merkezde nö- betçi bırakılmıştı. 21 kişilik Genel İ- dare Kurulu, kapısını içten kitleye- rek, İl Merkezinin sahibi bulunan Tahsin Demirayın özel çalışma oda- sında faaliyet (gösterdi, teşkilât ve AKİS, 14 AĞUSTOS 1961 propoganda işleri, mali yaklaşan genel seçimler ve dolayısıy- la aday yönetmeliği üzerinde durdu. Bu arada M.B.K. ve Hükümete, 23 daktilo sayfası uzunluğunda ve A.P. nin, kuruluşundan 4 Ağustos 1961 tarihine kadar takip etmiş olduğu politikanın izahını ihtiva eden bir muhtıra hazırladı ve özel ulak - ta- ahhütlü olarak o Sirkecideki Merkez Postanesine verdirdi. M.B.K. ve Hü- kümetin talebi üzerine (gönderilen muhtırada, tabiatiyle A.P. nin mâ- sumiyetinden ve mensuplarının me- lekler kadar saf, evliyalar kadar te- miz olduğundan bahsediliyordu!.. Talihsiz bir sefer Gümüşpalanın son İstanbul seferi, asınla (o münasebetleri bakımın- fevkalâde talihsiz oldu. Zira, İstan- bul gazetelerinin cefakâr iç politika muhabirleri, Gümüşpalayı daha ya- kından tanımak o fırsatım buldular. Gümüşpalanın, daha şimdiden, gaze- tecileri sevmediği bir vâkladır. Le- keli etrafı, basın mensuplarına, "A- damı ürküttünüz, sizden korkuyor" diye haleti ruhiyesi hakkında izahat vermektedir. Basın sözcüsü yardım- cısı Kâmuran Evliyaoğlu da tafrafu- ruşlukla şöyle konuşmaktadır: "— Paşa politikayı bilmiyor. Da- ha acemi. Bu kadarı da iyi. İki - üç sene içinde o da yetişir." Pala Paşa, gazetecilerden umacı görmüş gibi kaçmaktadır. Beğenme- diği bir sual sorulduğu zaman çocuk küsmekte, arkasını dönmekte olunmasını istemekte- dir! Zaten üstüste kırdığı potlar do- layısıyla, ipleri — elinde tutan Genel İdare Kurulu üyeleri de biçare lideri gazetecilerle temas ettirmemektedir- ler. Suallerin yazılı olarak sorulması istenmekte ve cevaplar bazı Genel İdare Kurulu üyeleri tarafından giz- lice hazırlandıktan sonra altları Gü- müşpalaya imzalattırılmakta, sonra dağıtılmakta veya EMİNSU'cu dört yıldızlı Generale okutturulmaktadır. Gümüşpala fevkalâde sıkıştığı za- n da, "şerefli Türk Silâhlı Kuv- vetlerindeki 45 yıllık hizmet" para- vanası arkasına kaçmaktadır. İstanbul İl Başkanı Muhittin Gü- venin Hilton Otelinde, 18 ilçede teş- kilâtın tamamlanmış olması müna- sebetiyle verdiği "iyi niyet koktey- ---ndede, Gümüşpalaya huzur ve ra- hatı haram eden gene gazeteciler ol- du. Bosfor Terasta verilen 400 kişi- lik kokteyl, işletmeye açıldığı 1955 tenberi cakalı Hilton Otelinde dü- zenlenen en kalitesiz toplantı vasfı- na hak kazandı. İstanbul şehri pro- tokolüne dahil ozevattan, 15 dakika kadar kalan Birinci Ordu ve Örfi İ- dare Kumandanlığı otemsilcisi Kur- meseleler, YURTTA OLUP BİTENLER may Albay Vahit Gürkan hariç, Eni kimsecikler yoktu. C.H.P. ve özür beyan etmişlerdi. Ortalarda ii ze çarpan, eski D.P. nin "eser"lerini gezip görebilmek için düşük Başba- kandan otomobil dövizi talep etme- siyle şöhret yapan fıkra yazarı Ord, Prof, Dr. Sabri Esat (o Siyavuşgildi. Geriye kalanlar, kılıksız - kıyafetsiz, ikinci sınıf kimseler, eski D.P., yeni A.P. mensuplarıydı. Tecrübeli iç po- litika muhabirleri için çehrelerin hepsi âşinaydı. İnsanın, bir çoğuna "merhaba" diyeceği geliyordu. A.P,, nereden ne dökülmüşse, ona kucak açmıştı. Meselâ bir zamanlar Parko- tel kapılarında düşük Başbakan için pusuya yatan Adananın yanar döner siması Cavit Oraldan tutun, pek iti- bar gören azılı eski D.P. li ve İzmit" Sıtkı Ulay Gülen adam Süreyya Sofuoğluna kadar bütün be- lirli tipler oradaydılar. Ama sorar- sanız hepsi de, 1946 ruhunu taşıyan eski D.P. liydiler!.. Gümüşpalanın, A.P. nin kuruldu- gu bütün illerin OBaşkanlarının da dâvetli bulunduğu Oo gövde gösterisi mahiyetindeki kokteyle azimli geldi- ği kısa zamanda anlaşıldı. Kararlıy- dı, kızmıyacaktı. Gazetecilere: "— Bana sinirli odemişsiniz. Ba- kın, gülüyorum" diye lâf attı. Civar vilâyetlerden gelen A.P. li- lere takdim ediliyor, Hilton Otelinin buzdan' hususi surette hazırlattığı A. P. rümuzunun önünde pozlar vererek bol bol resimler çektiriyordu. Çehre- sine, o kendine has sevimsiz ve sabit 15