DÜNYADA OLUP BİTENLER Doğu - Batı Batının tutumu Başkan oOKennedy Almanya' ve Ber- lin buhranı ile ilgili olarak aldığı tedbirleri tamamlamak üzeredir. Bir kere, kesenin ağzını tutan Kongre, Başkanın istediği ek kredileri vermiş, hemen hemen kum! seferberlik ode- nebilecek tedbirleri onaylamış bulun- maktadır. Birçok sınıf, silah altına çağırılmaktadır. Talim-terbiye için kurulmuş zayıf mevcutlu tümenler, savaşa. hazır bir hale getirilmektedir. Öte yandan, Polaris füzeleriyle mü- cehhez denizaltı gemileri programına hız verilmiştir. Hazerde ihtiyaç olma- dığı için, Amerikanların deyimiyle, "Naftalinlenmiş" olan gemilerin (o Ö- nemlice bir kısmı kılıflarından çıka- rılıp hizmete sokulmaktadır. Daha iyisi, Başkanın, müttefikle- rinde de aynı kararlılığı bulmuş ol duğu anlaşılmaktadır. Atlantik ittifa- kı içinde kimse mesuliyetten kaçın- mamaktadır. Yalnız İzlanda, "Or- dum yok" demektedir. O zaten ma- lümdur. Lüksemburg ise, "Benimki ordu sayılmaz ki" demeye getirmek- tedir ki, bu da müsellemdir. Bütün bunlar, geride bıraktığımız hafta içinde oldu. Evvela Batılı Dışiş- leri Bakanları (o Pariste toplandılar. Batı Almanya Dışişleri Bakanı da bu toplantıların bazılarına katıldı. Netice olarak, Berlindeki haklardan vazgeçilmiyecektir. Zora boyun €- ğilmiyecek ve fakat şartlar müsaade ederse, müzakereden o kaçılmıyacak- tür “Hemen ardından toplanan NATO daimi konseyi de bu kararı benimse- miştir. Şimdi Batılı Dışişleri Bakan- ları memleketlerine dönmüş bulun- maktadırlar. Hükümet ve devlet baş- kanlarına o raporlarını vermektedir- ler. Yalnız, bu arada Amerika Dışiş- leri Bakanı Dean Rusk İtalyada bir lâmelif oçizmiştir. Evvelâ, Sovyet Rusya ziyaretinden yeni dönmüş olan İtalya Başbakanı Fanfanı ve Dışişle- ri Baltanı Segni ile "Ne dedi size Krutçef?" kabilinden (görüşmüştür. Sonra da Como gölü kıyısında dinlen- mekte olan ihtiyar Şansölye Adena- uer'iziyaret etmiştir. Krutçef ne demiş? Krutçefin (o İtalyan devlet adamları- na ne dediği, ne demiş olabileceği hakkında, yine geride ( bıraktığımız hafta içinde sel gibi mürekkep akı- tıldı. Bazılarına göre Sovyet Baş- bakanı diyesiymiş ki, "Kennedy aklı başında adam. Meseleleri iyi görüyor ve değerlendiriyor. Ama yanındakiler muzır kişiler. Hele o Auenauer yok 28 mu, bıraksan gözünü kırpmadan harp çıkarır" Bazı yorumculara ve iyi haber aldığını sanan gazetecilere göre ise iş tamamen başka türlüdür. Bunların kanaatince Krutçef, Atlantik savun- masının en zayıf halkalarından biri saydığı ve hür dünya memleketleri arasında en kuvvetli komünist parti- sini barındıran İtalyayı tehdit yolu ile ittifaklarından ayırmak istemiş- tir, İtalyanın, topraklarında füze üs- leri kurulmasına rıza göstermiş ol- masını da ileri sürerek, Sovyetlerin bu konudaki "korkunç" üstünlük- lerinden bahsetmiş ve bir de yeni bir bomba bahsi üzerinde durmuştur. Bu, acaba, Sovyet Rusya Başba- kanının, 9 Ağustos s gecesi Kremimde feza pilotu German Titofun başarısı- nı kutlamak için tertiplenen (kabul ği bir nutukta bundan, adlı adınca değil, fakat "mutlak silah" olarak bahsetmiştir. Halbuki şimdi .. silâh- ların hepsi "mutlak silâh" olma yo- lundadır ve herhalde Krutçefin bom- bası dünya yüzünde tek bomba değil- dir. İki tebliğ, iki nutuk Batılı Dışişleri Bakanları Pariste, Berlin ve Almanya muvacehesin- deki tutumlarının değişmemiş oldu- gunu bildirir ve bu, NATO daimi konseyince de benimsenirken, Mosko- vada Varşova Paktı memleketlerinin komünist parti liderleri de bir top- lantı yapmaktaydılar. Bu toplantı sonunda yayınlanan tebliğde de Al- manya ile barış akdetmek, bu suret- le İkinci Dünya Harbinin son kalın- tılarım ortadan kaldırmak zarure- tinden ve bu hususta komünist dün- Berlin şehri Çıbanın başı resminde bahsettiği bomba mıdır? O gün Kızıl Meydanda söylediği nutuk- ta Krutçef, Almanya ve Berlin mese- lelerine ve Batı ile mevcut ihtilâfa asla temas etmemiştir. Ama sonra, akşam karanlığı basıp da Kremlinin Avizelerinden süzülen ışık kadehler- de türlü renkler yaratmaya başlayın- ca, ruh hali değişmiş olacak ki Baş- akan -haber ajanslarının bildirdik- lerine göre-, Sovyet Rusyanın 100 milyon "tnt" kudretinde bir bomba- ya ve bunu dünyanın her hangi bir noktasında hedefine götürecek füze- ye sahip olduğunu açıklamıştır. * Hesaba göre Krutçefin bombası 945'de Hiroşimaya atılan atom bom- basından 50 bin kere daha kudretli- dir. Kudretlidir ama, yeni değildir. Zira Krutçef 14 Ocak 1960'da Sovyet Rusya Yüksek Şürası önünde söyledi- yanın kararlı olduğundan bahsedil!" yordu. Tebliğden dört gün o sonra, Varşova Paktı Silâhlı Kuvvetleri Başkumandanı General Konyefin Al- manyadaki kuvvetlerin başına, geti- rildiği (o bildirildi. Sovyetler (o kuvvet gösterisine başlamışlardı. Buna mu- kabil Krutçefin ve perşembe günü Başkan Kennedy'nin söylediği . nu- tuklarda, bir yandan bu karşılıklı uzlaşmaz durumlar teyid edilirken, diğer yandan da müzakereye kapının yine açık bırakıldığı görülmüştür. Bu. arada Krutçefin bir taktik değişikliği de farkedilmektedir. Sovyet (Rusya Başbakanı, evvelden Almanya ( ile barış için Hitler Almanyasına karşı koymuş 52 memleketin bir konferans akdetmesinden bahsederken, simdi aynı is için dört büyüklerin toplantı- sını ileri sürmektedir. AKİS, 14 AĞUSTOS 1961