YURTTA OLUP BİTENLER " —Meseleleri aklı selim süzge- cinden geçiriniz" dedi. Bu sözler salonda başlangıçtaki gibi alkışlarla karşılandı. Kravatsızların ilk hezimeti Sohtorikin (o basireti dile getiren ko- nuşmasından sonra gündeme ge- çildi. İlk olarak Kongre Divanı seçi- lecekti. İşte, kongrede bir Kravatlı - Kravatsız mücadelesi yaratılmak is- tendiği ve bunun ilk merhalesinin Kravatlılar tarafından kazanıldığı bu seçimlerle kendini belli etti. Doğrusu istenirse, oKravatsızlar ilk ravundu açık farkla aldılar. Gerilerde post se- ren ve Kravatsızları idare eden gru- bun bu seçimlere gösterdiği aday, C. H.P.nin Temsilciler Meclisi üyesi Muin Küleydi. Kravatlılar ise Küle- ye karşı genç bir avukatı aday gös- termekle yetindiler. Kravatsızların Kongre Divanına Başkan adayı ola- rak çıkardıkları genç C.H.P.li,' 34 yaşındaki avukat Abdullah Vehbi U- gurdu ve C.H.P. Üsküdar İlçe Baş- kanı bulunuyordu. İlk olarak Muin Küley oya arz olundu, sonra da genç avukat Abdullah Vehbi... Netice genç avukatın lehinde tecelli edince, Kra- vatsızlar ilk mağlübiyeti, miş Oldular. İkinci mağtübiyet ise, İkinci Başkanlık seçimlerinde kaydedildi. Böylece Kravatsızlar, da- ha işin başından itibaren ayaklarının suya erdiğini hissettiler. Aslında, işin idarecileri durumun- da bulunan baş hizipçiler, Yaşar Ke- çeli ve Oğuz Oran, daha pek erken saatlerde sinema holünde paçaları sı- vamışlardı. O saatlerde sinemanın tam kapısına bir de gazete müvezzi yerleşmişti. Sâdece Tanin satmakla vazifeli bulunan müvezzi, her önüne gelene bir Tanin uzatıyordu. Ne var ki, Gülekin sosyal gazetesine pek iti- bar eden yoktu. Saat 11'e doğru arka tarafta bir gürültü koptu. Birden herkes geriye gelenin Gülek olduğunu i. Sosyal gazetenin oportünist patronu Gülek pek keyifliydi. Dur- madan ellerini sallıyor, alkış bekli- yordu. Ne yazık ki, Sohtorikin daha fazla alkışlanması, bu alkış sevdalı- sını pek sarsmıştı. Kendisine ayrıl- mış olan yere gitmek için yolu uzat- mayı tercih etti. Yol uzadıkça alkış- lanacağını ümit ediyordu. Fakat ev- deki hesap çarşıya uymadı ve Gülek umduğuyla değil, o bulduğuyla yeti- nerek, yerine oturmak zorunda kaldı, bir daha da başını kaldırmadı. . Şu satırların yazıldığı sıralarda İstanbul İl Kongresi kendisinden bek- lenen vekar ve olgunluk içinde de- vam etmektedir. İşte, geride bıraktığımla haftanın 18 sonunda başlayan İl Kongresiyle bir defa daha bir mesele teşrihe tâbi tu- tulmuş ve üzerinde kafa yorulmuş oldu. Bu, İl teşkilâtı içindeki Kra- vatlılar ve Kravatsızlar mücadelesiy- di Yorgan ve kavgas İstanbul İoneal hazırlıkları çe- tin oldu ve uzun sürdü İstanbul teşkilâtını Ur zamanlar ikiye bölmüş olan Kravatlılar ve Kravatsızlardan arta kalanlar bu defa Genel Merke- zin yanında ve karşısında yer almış- lardı. Genel Merkezcileri Ali Sohto- rik ve arkadaşları idare ediyorlardı. Genel Merkezin karşısındakiler ise Kasım Gülekin kuvvetini teşkil edi- yorlardı. Gülek, evvelce Kravatsız- ları kendi etrafında topladığı gibi, bu defa da onlara, bir huruç için güve- niyordu. Geride kalan haftanın ortaların- da bir gün İstanbulda, Binbirdirekte, Uğurlu Handaki yazıhanesinin 27 27 96 numaralı telefonunda bir suale ce- vap veren beyaz saçl: Ekrem özden: — İl Kongresine gelecek 546 de- legeden ancak yüzde beşinin reylerini toplıyabilirler" şeklinde konuştu. Aynı perşembe günü, fakat bir saat kadar sonra, Galatadaki Sam- nin kanaatine karşı diyecekleri soru- lan yuvarlak oçehreli Oğuz Oranın verdiği cevap, sâdece, hem de iki e- liyle nanik yapmak o İki avukattan oldu. yaşı elliyi geçkin İsmail Rüştü Aksal Yolu gösterdi birincisi, C.H.P. İstanbul teskilâtının Kravatlılar diye bilinen grubunun, nisbeten daha genç olan ikincisi ise, Kravatsızlar denen grubun başınday- dı. Konu, 1957 denberi ilk defa ola- rak yapılan C.H.P. İstanbul İl Kong- resinde grupların kudretlerinin mu- kayesesiydl. Ancak, gerçek ne Özde- nin ileri sürdüğü kanaatte, ne de O- guz Oranın, hem de iki eliyle yaptı- ğı nanikteydi. Aslında, C.H.P. İstanbul teşkilâ- tında hizipçilik, seçimler arefesinde bulunulmasına rağmen, memleket çapındaki gidişatın aksine, eski ha- raretini kaybetmiştir. Zira Kravat- lılar ve Kravatsızlar (o gruplarının doğmasına, iktidardaki eski D.P. ile mücadelede uygulanacak metod üze- rindeki anlaşmazlık sebep olmuştur. Kravatlılar fikirle ve yumuşak, Kra- vatsızlar ise sert bir mücadele taraf- tarıydılar. Ne var ki, eski D.P. nin başaşağı edilmesiyle sebep kaybolup gitmiş, fakat hizipler, daha ziyade uzun ve kıyasıya bir çekişmenin ya- rattığı şahsi (oantipatilerin tesiriyle ME çakılı okalmışlardır. Bun- n Gülek faydalanmaya kalkışmış ve © Kravatsızları Genel Merkeze kar- şı Ür grup olarak tutmaya çalışmış- tır. Şimdi Kravatlılar, Kravatsızları oportünizmle itham etmekte, C.H.P. iktidara geldiği takdirde, eski D.P. zihniyeti ve usülleriyle çalışacakla- rını ileri sürmektedirler. Kravatsız- lar da, Kravatlıları, inhisarcılık, hal- ka inememek, katılık, hareketsizlik ve 'takım zihniyeti taşımakla suçlan- dırmaktadırlar. o İddialarına (göre, Kravatlılar (oKravatsızlara üvey ev- lât muamelesi yapmaktadırlar! İstanbul C.H.P. teşkilâtı, Kadı- köy ve Zeytinburnu hariç, 18 ilçenin patırtısız, hâdisesiz Zeytinburnu | İlçe Kongresi muazzam gürültüler içinde iki defa yapılmış, fakat ikisinin de iptali gerekmiştir. Zeytinburnundaki keşmekeş mahallidir ve bir Kravat- lılar - Kravatsızlar ihtilâfı mahsulü değildir. Falsolu sesler, 70 Un nüfus- lu kozmopolit bir çevrede, iktidarı ufukta gören ve gemilerini yürütmek için ilçe çapında C.H.P. teşkilâtına hakim olma sevdasına kapılan bir ta- kım menfaatpereslerden çıkmakta- dır. Böyle mazileri karanlık ve bozuk zihniyetli kimseler, C.H.P, ileri ge- lenleriyle yakınlık kurmak geri dü- şüncesiyle, İl Kongresi e cam fazlasıyla mühimsemişlerdir Zeytinburnunun, seviyeli İstanbul C.H.P. teşkilâtında sırıtması üzerine, müteşebbis İl İdare Kurulu kolları sıvamış ve bir Tahkikat Komisyonu kurarak meseleyi incelemiş ve zecri tedbirler almıştır. Neticede İl Haysi- yet Divanına sevkettiği beş Zeytin- AKİS, 14 AĞUSTOS 1961