Cilt: XX, Sayı: 351 AKİS HAFTALIK AKTUALİTE MECMUASI 20 MART 1961 YURTTA OLUP BİTENLER Millet Kardeşlik Haftası Bitirdiğimiz hafta cuma günü Baş- bakanlık obinasının beton merdi- venleri altında nöbet tatmakta olan genç adamlar birden o toparlandılar ve merdivenin üst başında görünen koyu renk elbiseli Devlet Başkanım selâmlamağa hazırlandılar. Orgene- ral ağır ağır basamakları inmeğe başladığında saatler 12.30'u göster- mekteydi. Sağında yakışıklı yaveri Hava Albayı Agasi Şen, solunda ise Devlet Bakanı Sıtkı Ulay bulunmak- taydı. Şapkasını hafifçe sağa eğik giymiş Cemal Gürsel sağ elinde, zarif ve pırıl pırıl bir baston tutuyordu. Babacan Orgeneralin merdivenin basamaklarını inmeğe başlamasıyla, aşağıda bekleşen gazetecileri bir te- lâştır aldı. Gerçi hemen her gün Baş- bakanlığın önünde nöbete geçiyorlar ve ihtilâlin liderinden hiç değilse dost ça bir selâm alıyorlardı ama» bu gün- kü bekleyişin başka bir önemi vardı. O gün Başkan Gürsel, Türkiye rad- yolarında yayınlanacak bir konuşma- sıyla isim babası olduğu "Kardeşlik Haftası"m açacaktı. Sabırsızlığın ve heyecanın sebebi buydu. Funun için- dir ki Orgeneralin alt basamakta bir müddet duraklaması icap etti. Zira bir gazetecinin sorduğu sual ihtilâlin liderini cevap vermeğe (o sevketmişti. Suali soran genç gazeteci şöyle di- yordu. "— Adalet Partisindeki tevkifler- le ilgili bir açıklama yapacak mısı- nız Paşam?" Bu sual Orgeneralin gülümseme- sine sebep oldu. Artık bir ayak üstü sohbeti farzdı. Cemal Gürsel etrafını alan genç muhabirleri mütebessim bir çehre ile süzdü ve konuşmağa baş- ladı. Başkanın ilk sözleri: Memleketteki huzuru kimse bozamaz" oldu. Daha sonra paiğra ilâve e Eski kaşlarını bir parça KE rezaletlerin hortlaması na indiği vermiyeceğim. Memleketin huzurunu bozanların, rahat durma- yanların kafasını (omutlaka ezmeğe, kat'i suretti kararlıyım. Bundan kim se istisna edilemez Kardeşlik Haftasının resmen açıl- masından tam beş saat evvel, hem de müfret mütekellim olarak söylenen bu son derece sert sözler gazeteciler üzerinde bir soğuk duş tesiri yaptı. Gazeteciler ne de olsa müfret müte- kellim sigasını pek tutmuyorlardı. Başkan yürümek üzereydi ki, bir başka gazeteci tarafından yolu kesil- di. Bu gazeteci de bir sual soruyordu. Sual şuydu: "— Kardeşlik Haftasından sonra siyasi faaliyete izin verilecek mi?" Başkanın bu suale cevabı kısa ve kesin oldu: "— Bu hususta hiç bir taahhüde giremem." Orgeneral oObu sözlerden sonra merdivenin önünde bekleyen Cadil- lac'ın kapısından içeriye adımını attı.. Fakat bir başka gazeteci yeni bir su- al sordu: "— Paşam, artık seçimlerin tari- Orgeneral Gürsel Bir tereddüdün hikayesi hini solmuyoruz. Acaba niçin?" de- di. İhtilalin başı bu. suali sâdece güle- rek cevaplandırdı ve şapkasını hafif- çe çıkararak genç adamları son bir defa daha selâmladı ve numarasız Cadillac hareket etti. Gazeteciler hayretle (o birbirlerine baktılar. Sıcak ve samimi bir ses Halbuki, bu hâdiseden beş saat son- ra, 19.30'da Türkiye Radyo Pos- talarından yükselen ses sıcak ve sa- mimiydi. Cemal Gürsel, heyecanı â- şikâr bir edayla Türk milletini kar- deşlik duygularını kuvvetlendirmeye davet etti. Düşük iktidarın liderleri içimize ve ruhumuza fesat tohumla- rı ekmişler, bizi birbirimize düşman etmişlerdi. Memleket çapında bir hu- sumeti körüklemişlerdi. Ama artık muhteris politikacılara kapılmamak lâzımdı. Başkan Gürsel ayrı siyasi görüşe sahip olmanın ve ayrı partile- re dağılmanın o kardeşliğe halel ver- memesi gerektiğini aynı sıcak ve sa- mimi sesle ifade etti. Bu sözlerin, beş saat evvel pek sert konuşan Başka- nın hakiki arzuları, yürekten temen- nisi olduğunu anlamak için kâhin ol- maya lüzum yoktu. Aslında mesaj, Ankara Radyosu- nun bir ekibi tarafından haftanın ba- şında Cumhurbaşkanlığı Köşkünde banda alınmışta. O gün sabahleyin Sıhhiyeden hareket eden Ankara Rad yosuna ait bir Land Rower, süratle Bulvarı katetti ve Çankayaya tır- manmağa başladı. Saatler 9.25'i gös- termekteydi. Otomobilde Ankara Rad yosunun ekibi bulunmaktaydı. Köş- kün kapısında Başyaver Agasi Şen tarafından o karşılandılar ve hemen Başyaverlik odasına alındılar. Bu- rada yarım saatlik bekleme başladı. Zira Devlet ve Hükümet Başkam Gürsel hazırlanmakla meşguldü. Ni- hayet bekleme müddeti bitti. Radyo- cular yukarıya davet edildiler. Mer- mer merdivenler aceleci adımlarla çı- kıldı ve saf tarafta bulunan L şek- lindeki salona girildi. Salon son de- rece sade döşenmişti. Salonun tam kıyısında duvarı baştan başa kapla- yan bir kütüphane bulunmaktaydı. Ortaya konulmuş uzunca masanın AKİS, 20 MART 1961