yerleşen münfesih D.P. ve Hür. P.li Alican, aslında Y.T.P. nin İstanbul müteşebbis İl İdare Kurulunu açıklı- yacaktı. Fakat Y.T.P. Genel Başkam olarak İstanbul basınıyla ilk karşı- laşmasına, 66 dakika devam eden ki- tabi bir tiradla başladı. Üstelik Y.T. P. nin siyasi ve iktisadi rejime dair fikirlerine taallük eden sıkıcı tiradı nın ilk kısımlarında Batı memleket leriyle arasındaki mesafenin maale- sef gittikçe açıldığını belirttiği Tür- kiyede lâfla geçirilecek vaktin olma- dığım söylemişti. Koyu gri flanel Ur elbise içinde son derece şık duran A- lican, tiradına başladığı zaman elle- rini önünde kenetlemişti. Sonradan kendisi de sıkılmış olacaktı ki, yan cebindeki teşbihini çıkararak çek- meğe başladı. Fakat esas sabır- sızlık gösteren başta Genel Baş- kan Yardımcısı genç Raif Aybar ol- mak üzere, basın toplantısında hasır bulunan otuz kadar Y.T.P. liydi. Çi- çeği burnunda Genel Başkanın önün- deki kaymak kâğıda Arap harfleriyle yazılmış ve bitmek bilmiyen notlara dehşetle bakıyorlardı. Neyse ki ver- diği tahammülsüzlüğü farkeden Ali- can, notlarında atlamalar yaparak bir haberden ziyade başmakale mal- zemesi olabilecek akademik tiradım biraz kısa' kesti. Bitirdiği zaman da» kendini kay- betmiş ve basın toplantısının maksa- dını unutmuştu. Gazetecilerin hatır- latması üzerine müteşebbis İl İdare Kuruluna açıkladı. İsimler AKİS'in daha önce bildirdiklerinden pek az farklıydı (Bk. AKİS - 8: 350). Ali- can, Genel İdare Kurulunun İstanbul teşkilâtını kurmak için görevlendir- diği yedi kişilik heyetin teklif ettik- lerinden Ziya İskenderoğlu, Mehmet Ali Sarı ve Nadide Okanın isimlerini silmiş, yerlerine müteşebbis İl İdare Kurulunda vazife almayı kararlaştı- ran Türkiye Milli Talebe Federasyonu eski Genel Başkam Ali İhsan Çelik - kan ile naşir Osman Nebioğlunu lis- teye ithal etmişti. Onbir kişilik liste- yi, minyatür adam F. K. Gökay İsviç- reden döndükten sonra kendi seçece- ği kimselerle onbeşe çıkaracaktı. Parlak fikirler Derken suallere geçildi ve gazeteci- ler hemen Alicandan, seçimlerin erken yapılmasının bunların meşrui- yetini zedeliyeceği mealinde Ankara- da verdiği beyanatını biraz daha aç- manın, teşrih etmesini istediler. A- lican, bamteline basılmışcasına yeni bir tirada başladı. Efendim, 27 Mayı- sı- üzerine sureti katiyede herhangi bir gölge düşsün istemiyorlardı. 27 Mayıs hareketiyle politikacıların on- AKİS, 20 MART 1961 Aydın Yalçın Sa er ne güzel değil mi? Bu kadar tecrübeden geç- miş, şahsiyetleri hakkında am- e efkarımızda kâfi güven ve kanaat uyandırmış bizler gibi. Yeni Türkiye Partisi kurucula- rı ve idarecileri." Dale Carnegie kim oluyor- muş? işte, hakiki saadetin sır- rı: Hiç kimse seni övmezse, elin armut devşirmiyor ya, sen de kendi kendini översin! İmza? Aydın Yalçın! Hangi Aydın Yalçın mı? Şu, Türk milletinden oy is- teyenAyda Yalçın, canım! beş yıldır başaramadıkları bir mese- le hal yoluna girmişti! Anayasa ve Seçim Kanunları en demokratik a- saslar içerisinde ortaya çıkmaktay- dı. Bütün mesele, siyasi bünyemizi yeni baştan organize etmeğe kalmak- taydı. 27 Mayıstan sonra D.P.. mah- keme kararıyla feshedilmiş ve Türki- ye siyasi hayatından çekilmişti. 13 Şubatta nihayete eren bir kararla Türkiyede yeni siyasi teşekküller ku- rulmuştu. Y.T.P. kendi menfaatlerini tamamlyla bir tarafa itiyordu! Sade- ce seçim tarihi tesbit edilirken şu intikal devresini bir an önce nihayete erdirmek arzusu kadar, buna katıla- cak siyasi teşekküllerin taazzuv im- YURTTA OLUP BİTENLER kanlarını da dikkate almak memle- ket menfaatleri bakımından ehemmi- yetli bir unsurdu. Y.T.P. nin kuruluş dilekçesinin üzerindeki mürekkep da- ha kurumadan seçimlere gidip te, C. H.P. nin rakipsiz olarak kazanması- na imkân verilemezdi Memleket menfaatleri seçimler n erken yapılmasını zaruri kılıyorsa Y. T.P. hiçbir itiraz sesi yükseltmezdi. Y.T.P. nin davranışı diğerkâmdı. Ya seçim erken yapılır da iştirak nisbe- ti çok düşük olursa, dört sene müd- detle münakaşalar duyulmaz mıydı? İktidara gelecek bir partinin meşrui- yetini şüpheye düşürecek bir hareke- te fırsat verilmemeliydi. O sâdece bir . polemik açılır mı, açılmaz mı diye dikkati çekmişti ve hâlâ ısrar ediyor- du. Yaptığı bir ikazdı ve vazifeleri cümlesindendi. Y.T.P. tarih olarak 27 Ekim üzerinde duruyordu. Seçimlerin 27 Ekime kadar sapılması bir zaru- retti. Eğer Y.T.P. nin seçim tarihinin tesbitinde muvafakati olazımsa, gel- sinler, münakaşa açsınlardı. Eğer er- ken seçim zaruretine kendilerini ikna edebilirlerse boyun eğeceklerdi. Bu arada, soğukkanlı diye şöhret yapan Alicanı asabiyete sürüklüyen bir sual soruldu. Genel Başkan Ra- gıp Gümüşpala, Adalet Partisinin 15 Mayısta seçime hazır olacağını müte - addit defalar açıklamıştı. Peki, Y.T. P. ninki BEER gecikiyordu? Kızarıp bozaran Alican — Pala demiş 16 Mayıs, bir baş- kası yi dese ki 15 Nisan... Buna 67 vilayette de seçime hazır olmak bakımından imkân var mı?" şeklin- de yüksek perdeden konuştu. Sonra kesin bir cevap olarak ilâ- ve etti: "— Şubatın ortasında kurulan tür siyasi teşekkülün 15 Mayısta 67 vi- lâyette de seçime hasır olmasına maddeten imkan yoktur. Biz seçimle- rin çok erkene alınmasına omuhali- fiz!" Alican, iki saat devam eden basın toplantısında sen olarak siyasi reji- min soysuzlaşmasındaki mesuliyetten bilhassa Aydın oYalçının elinde ölen Hür. P. ni meharetle sıyırdıktan son- ra CHP. yi itham etti ve muhabir- leri eğlendiren bir de klâsrran yaptı. 1946 - 48 CHP. nin sert iktidar, 1948 - 50 müsamahalı iktidar, 1950 - 54 hatalı ve şiddetli bir muhalefet yaptığı, 1954 - 60 ise muhalefeti öğ- rendiği devrelerdi! Aileni inceden inceye ve kurnaz- lıkla eski DP. tün sırtını sıvazlama- yı da ihmal etmiyordu. Meselâ düşük İktldann 1950 - 54 devresini methe- derken -o sırada kendisi de o saflar- daydı- etrafında toplanan kahir ekse» 11