YURTTA OLUP BİTENLER Kibarın sözleri, A.P. ne sığınmış eski Demokratların Lider hakkında söyledikleri sözlerin en kibarıydı, İz- mirdeki eski Demokratlar Gümüşpa- laya hiç de iltifatkâr sayılamayacak bir lakap takmışlardı. Doğrusu kendi- lerine biraz hak vermekte gerekiyor- du. Zira bütün bunlar olup biterken. İhtiyar General, Karşıyakadaki e- vinde eli çenesinde, ne yapacağını he- nüz düşünmekle veya düşünmeğe ça- lışmakla meşguldü Meşhur D.P. lilerden Mehmet Yorgancıoğluna gelince, Kibarın sevk ve idaresinde büyük tertipler peşin- deydi. Adalet Partisinin, D.P. nin ha- kiki mirasçısı olduğunu tescil ettir- diklerine inanıyordu. Tek düşüncesi, ihtiyar Generali bertaraf etmek ve hâlen mevkuf bulunan Ali Fuat Baş- gili partinin başına geçirmekti. Böy- lece gemi iyi bir kaptanın idaresinde yoluna süratle devam edecekti. Bu hârika vatandaşa göre Gümüşpala, şimdilik bir paratoner olarak kullanı- labilirdi, İzmirde başrolü Kibarın oy- nadığı komedinin senaryosu bu şekil-" de hazırlanmıştı. Evdeki hesap Ama haftanın o ortasında böylesine pervasız bir- faaliyete girişen bu muhterem zevat, İzmir Emniyeti ta- rafından toplanıverdi. Gerekçe, âm- menin düzenini bozucu faaliyette bu- lunmaktı. İlk nezarete alınan Meh- met Yorgancıoğlu oldu. Daha sonra Osman Kibar yakalandı. Sonra da sı- rasıyla Mehmet Karaoğlu, Saim Kay- gan ve Ali Kinsizer yakayı ele verdi- ler. Emniyet tahkikatı son derece iyi noktalardan yürütmüş ve sanıkların: "Bizim gayemiz D.P. yi eski kudreti- ne sahip kılmaktır. Meşru hükümeti yıkarak, sözümona inkılâp yaptığım zanneden gafiller, (o Yassıadanın kar- şısındaki Hayırsızadayı (o unutmasın- lar" dediklerini tesbit etmişti. İ noktaya kadar tamamen serbest bı- rakılmıştı. Esasen İhtilâl Hükümeti bu adamların tevkifinden bir şey um- muyor, âdeta âdet yerini bulsun ka- bilinden kendilerini nezarete alıyor- du. Zira Kibarların, Yorgancıoğulla- rının ve diğerlerinin ateşi kendi civa- rım bile yakacak kudrette değildi. Hâdiselerin seyrinde acınacak tek adam -maalesef- ihtiyar oGeneraldi. Gümüşpala tevkifler sırasında kendi- siyle konuşan basın mensuplarına dert yanıyor ve: "— Ben 27 Mayıs öncesi politik hayata tamamen yabancıyım" diyor- Hele Gümüşpalanın oğlu Cengiz Gümüşpala hâdiselere pek fazla üzül- müştü. Babasına karşı doğrusu iste- 10 nirse, hayırlı bir evlâttan beklendiği şekilde hareket ediyor ve: "— Baba, bu isten vazgeç, başı- mız derde girecek" tavsiyesinde bu- lunuyordu. ma baba, oğulun nasihatını din- lemek taraflısı değildi. Nitekim uzun uzun düşündükten sonra eski yaveri Nejat Pusatı partinin Haysiyet Diva- nını kurmakla görevlendirdi ve Ge- nel Kurulu da toplantıya çağırdı. Kiminin felâketi, kiminin saadeti Adalet Partisinin üzerinde patlayan bomba, D.P. oyu yarışında hayli mesafe kaybetmiş bulunan ve ola ola müflis ölmüş Hür. P. nin muhteris varisi olabilmiş Y.T.P. idarecilerini kapıldıkları bedbinlik havasından bir nebze sıyırdı. Rakip teşekkül bir kri- zin içine yuvarlandığına göre bu, A- licanm ve arkadaşlarının oekmeğine yağ sürecekti. Gerçi Kuyruklar, A.P. li arkadaşlarının başına gelenler kar- şısnda Y.T.P.. ye karşı da çekingen davranacaklardı ama, vakit ilerleyin- ce bu çekingenlik mutlaka dağılacak- tı. Bu hesapları yapanlar, partilere sicilli D.P. lileri doldurmanın mah- zurlarını hesaplama işine hiç yanaş- madılar. Kendileri gibi dâhileri ve "yüksek seviyede ilim yapanları" -tâ- bir, aydın liderindir- kim kündeden atabilirdi ki?. Nitekim, İzmirdeki hâdise patlak vermek üzereyken İstanbulda Alican gene seçimlerin tarihi üzerinde ko- nuştu. Y.T.P. Genel Başkanı kendisi- ne karargâh olarak gösterişli, fakat yan metrük Pera Palas otelini seç- mişti. Lider, otelin stil döşeli iç sa- lonlarında bir basın toplantısı yaptı. Kırmızı çuhalı dikdörtgen biçiminde- ki masanın baş köşelerinden birine Ekrem Alican İstanbulda basın toplantısında Bir akl-ı evvet zat AKİS, 20 MART 1961