KADIN Çocuk Hayal ve gerçek Oyuncak sergilerinde bu yıl her za- mankinden bambaşka bir hava var. insanın bu minyatür elektronik hari- kalarını görünce yeniden çocuk olası geliyor. Yakında küçüklerimizin eli- ne, bizim onların yaşındayken sahici- lerini bile hayal edemediğimiz maki- nelerin, âletlerin miniminileri gstsoek. Çünkü oyuncaklarda feza çağı başla- dı. Kocaman bir kutunun içinden çıkan parçalan birleştirince küçüğünüz €- vin bir kö minyatür Ca- de bütün tesisleri, kontrol ve kuman- da kuleleri, radar kuleleri, radar an- tenleri, televizyon aletleriyle sahici bir füze üssü. Tabii artık minimini kı- talararası füzelerin evin içinde uçuş- malarına, küçük çapta infilaklere de alışacaksınız. Dünyanın en büyük oyuncak en- düstrisine sahip Almanya, İtalya, A- znerika ve Japonya, "ilim oyuncağı" yaratmak için yarışa çıkmış bulunu- yorlar. Mesele, atom çağı çocuğunu ilme, yarın içine açılacağı fezaya alış- tırmak, dünyanın yakında alacağı çehreyi ona mümkün olduğu kadar çabuk tanıtmaktır. Şimdiki oyuncak- ların çoğu, sahicilerinin mükemmel birer kopyasıdır, yalnız biraz daha küçük, o kadar. Zaten sevimlilikleri de buradan gelmektedir. Bu oyuncakları küçük müşterilere beğendirmek için ekseriya fabrika- larda veya çocuk bahçelerinde, park- larda sergiler açılmaktadır. Bu ter- temiz, bakımlı sergilere girince etraf- ta tıpkı bir eski zaman panayırında olduğu gibi bir kımıldama sezilmek- tedir. Sergilerin en çok seyirci topla- yan yeri radyo dalgalan ile idare edilen oyuncaklar kısmıdır. Kocaman bir yapma gölün üstü ve içi, kıyıdan görünmez ışınlar ve radyo dalgalarıy- la yönetilen, sanki sihirli ellerle sü- rüklsnirmiş gibi oradan oraya dola- şan minyatür transatlantiklerle, de- nizaltüarla dolu. Çocuklar bunları i- dare etmeyi kendileri için hazırlanmış küçük ilim mecmulanndan yahut o- yuncakla beraber Terilen eğlenceli, zengin broşürlerden öğrenmektedir- ler. Almanların hazırladığı bu broşür- lerden birinde, "Uzaktan elinizi sür- meden gemiler, uçaklar, füzeler idare edebilmek tuhafınıza mı gidiyor? Sizin oyunlarınız için, sevgili (O kü- çükler, en ufak bir kuvvet bile yeter. Ama düşünün ki binde üç watt'lık bir 30 minyatür vericiyle Avrupadan yayın- lanan radyo işaretleri Yeni Zelanda- dakl amatör radyocular tarafından alınmışlardır. Binde üç watt'ın da ne olduğunu değerlendirmek lazım. Nor- mal bir elektrik lâmbasını işletmek için bu minimini vericilerin aşağı yu- karı on bin tanesinin kuvveti lâzım- dır." denilmektedir. Minyatür "Cape-Caneveral"ı yara- tan Alman endüstrisinin çocuklara bir sürprizi daha var: Bir yaşında bir çocuk iriliğindeki bebek robot.. Bu, elektronik (o sergilerinde (o gösterilen, bildiğimiz alelade robotların küçük bir modelidir. Foto-elektrik hücreler- den yapılma elektrikli gözlerle bakı- yor, mikrofonlu okulaklarla işitiyor. Verici radyo ile uzaktan verilen ku- mandayı alınca "Emri aldım", ve "Dediğinizi yapıyorum" diye cevap veriyor, sonra artık küçük idarecisi- nin cam ne istemişse ona göre ağır ağır yalpalayarak yürüyor, sağa, so- la çarkediyor, geriye dönüyor, mer- divenleri inip çıkıyor, gelen misafir- leri karşılayıp hal hatır soruyor. Bu gidişle pek yakında evinizde bir ma- kine adamın ayak seslerini dinleme- ge alışacaksınız. Radyo dalgalarıyla yönetilen o- yuncaklarm birtek kusurları var. Bu, bugünkü büyük füzelerin de der- di. Güdümlü oyuncaklar bazen radyo dalgalanma karışması yüzünden sa- hiplerinin amirlerini unutuyor, ken- kaybediveriyorlar. Geçenler- de Pariste, Tuileries parkında bir çocuk minimini radyo vericisi ile kü- çük uçağım idare ederken oyuncak birdenbire kumandasından çıktı, bir iki yalpa vurduktan sonra bir bina- ya çarpıp paramparça oldu. Çocuk bu kazayı gören fabrika mühendisine koştu, beraber kabahatin kimde ol- duğunu araştırdılar. Emirler mun- tazamdı, yalnız civardaki bir amatör radyocunun tesadüfen tayyareninki- lerle aynı dalgadan yaptığı yayın ço- cuğun kumandasını karıştırmıştı, tayyarecik kendi başına kalınca dü- şüp paramparça olmuştu. Tuileries bahçesindeki bu küçük facia yalnız küçüklere değil, büyük teknisyenlere de bir ders oldu. Çün- kü bugün atılan füze hedefine bu yüzden varamamakta, fezada kaybol- maktadır. Çocuk oyuncaklarındaki en büyük yeniliklerden biri de "İlim Laboratu- arcıkları". Polisliğe özenen küçüğü- nüz "Detektifçilik" kutusunda par- mak izlerini meydana çıkarmaya ya- rayacak, bunun usüllerini öğretecek kitapçıklar bulacaktır. Bu kitaplar- dan dünyadaki bütün insanların par- mak izlerinin değişik olduğunu, Ta- biat Anama beş bin senede bile iki ayrı insana aynı parmak izini ver- mediğini öğrenecektir. Tabii küçük lik bunun için hususi mikroskoplar kullanacaktır. Eğer evdeki bu dağı- nıklığa tahammül edebilirseniz böy- lece pedagoglara göre çocuğunuzun istidatlarım o farkına bile varmadan keşfedeceksiniz. "Gizli Ajan" cep kitabı ise casus maceralarına merak saranlara gizli şifreler çözmeyi, bunlarla gizli ma- sajlar hazırlamayı öğretecektir. Bili- nen alfabenin harflerini (okullanılan- dan değişik şekillerde dizdikçe bam- başka alfabeler elde edilecek, ham de bunlar sayılamıyacak kadar çok ola- caklardır. Küçük cesusun elinde, şif- re bulmak için bir de ufak makinesi bulunacaktır! Onunla yazdığı omek- tuplardan hiç bir şey anlamaz ola- caksınız. Çünkü meselâ A harfinin ye- rinde K, N nin yerinde Y görecek- siniz. Peki ya küçük kızlar? İlim on- lara neler verecek? Onlar da, an- nelerinin verdiklerini. Gözlerini ka- payıp açan ananevi saçlı bebek, kız çocukları için yine oyuncak dünyası- nın krallçesidir. Fakat bebek evinde elektrikli ev filetleri, enfraruj ışınlı mutfacıklar, frijidercikler, çamaşır makineleri, modern banyolar, ne is- terseniz hepsi mevcuttur. Artık bu- günün de değil de, yarının evinin bü- tün konforu bulunacaktır. Bebeklerin saçları boyanacak, biçimden biçime girecekler. Gardroplar modaya uygun küçük elbiseler, şapkalar, ayakkabı- larla dolup taşacaktır. Oyuncak endüstrisinin en son sürp- rizi "Kimya Lâboratuvarcıklar'"dır. Kimya meraklısı çocukların en bü- yük eğlencesi bu lâboratuvaraklar olacaktır. Küçükler orada türlü mad- deleri süzmek için çeşitli (Oimbikler, karıştırmak için cam tüpler bulacak- lardır. Küçük boyda» akla hayale gel- mez âletlerle karşılaşacak, yanındaki broşürden hepsini kullanılışını öğre- nip, ortaya yığınla sıvı, katı, gaz ci- simler çıkaracaklardır. Pedagoglar oyuncak endüstrisinin yeni tutumunu beğenmektedirler. Bu- günün oyuncakları dününkilerden da- ha barışçı, daha çok kafa işleticidir- ler. Tabii bunun neticesi, eski usül topların tüfeklerin pabuçları dama atılacaktır. Roketlerle oynayan çocu- gunuzun kalası düşmanlıklar, harp- ler üstünde işlemeyecek, aksine, elin- de güdümlü füzesi, sizin onun yaşın- dayken aklınıza bile gelmeyen ha- yallere dalacakta”. AKİS, 20 MART 1961