Üzerinde Bir İnceleme aristokratik cumhuriyet.' diye tavsif etmek icap eder. Bunun ise Milli Mücadeleden beri Devletimizin teme- lini teşkil eden milli hâkimiyet esası ile bağdaşmadığı ortadadır. Gerçi ön tasarı da, ikinci maddede milli hâ- kimiyet esasını benimsiyor. Ancak, milli hâkimiyet esasına hususi bir mâna veriyor. ünkü tasa- rı bu milli hâkimiyeti "Türk halkı Anayasanın kurdu- ğu organlar aliyle ve koyduğu esaslara göre kullanır" diyor. Milli ,, hâkimiyetin halkın kendisinden başkası taralından kullanılabilmesi Fransadan bize geçen ve Mili Mücadeleden beri benimsenen bir anlayıştır. Bu anlayış her, tarafta bu şekilde benimsenmiş değildir. Meselâ, Almanyada ve İtalyada câri olan telâkkiye gö- re milli hâkimiyeti halk seçim veya referandum yoluy- la bizzat kendisi kullanır. Halkın bizzat hâkimiyetin| kendisinden başka bir organın kullanması Fransada da bizde de mümkün görülür, Ancak, milli hâkimiyeti kullanan organın halk tarafından seçilmiş olması Fransada câri olan bir telâkki olduğu gibi, bizde de Mili Mücadeleden beri takarrür eden bir esastır. Bu esastan inhiraf etmek son on yıl uğrunda mücadele edilen ve 27 Mayıs hareketinin esas umdesini teşkil eden demokratik anlayışa aykırı düşer. “İkinci meclisin meslek temsilcilerini ihtiva etme- sinin mahzurlarım muhtelif vesilelerle söylemli oldu- gum için tekrara lüzum görmüyorum. Böyle bir ikinci meclis kurmaktansa ikinci meclis fikrinden vazgeçmek hayırlı olur. Eğer az çok muvazene unsuru ve faydalı ola cak bir ikinci meclis istiyorsak, bu meclisin de demok- ratik usülle seçilmesine ihtiyaç vardır. Fakat herhalde ikinci meclise hükümetin murakabesinde nihai karar yetkisi tanımak doğru olmaz. Zaten Anayasa Komis- yonu da bu esastan devam ediyor ve ikinci meclise hükümeti düşürme yetkisini taşımıyor. Ancak bütçe- yi ikinci meclisle birlikte karara bağlamak yetkisi ta- nımakla hükümetin başlıca faaliyet sahasında ikinci meclisi söz sahibi yapıyor ki, isabetsizdir ve sisteme aykırı düşer. "3 — Ön tasarı hükümetin yürütme sahası üzerin- deki yetkilerini daraltan bir takım prensipleri ihtiva ediyor. Meselâ» Silâhlı Kuvvetler Başkomutanının As- keri Şüraca seçilecek adaylar arasından üç yıl süre ile tâyin edilmesi, Başkomutanın doğrudan Cumhurbaşka- nna bağlanması, Askeri Şüranın teklif olunan kuru- luş tarzı, iktisadi devlet teşekkülleri yöneticilerinin tâyininde Mili İktisat Şürasına tanınan yetkiler yü- rütme vahdeti ile hükümetin meclise ve dolayısiyle millete karşı sorumluluğuyla bağdaşamaz. “Bizim geçmiş sıkıntımız hükümet üzerinde mil- li murakabenin lâyıkıyla isteyememesinden ileri gel- mekteydi. Sıkıntılarımızı giderme çâresi, hükümeti za- afa düşürmek değil, milli murakabeyi kuvvetlendirici tedbirler almaktır. Tapılan teklif hükümetin yetkileri- ni daraltmakla aynı zamanda milli murakabe imkân- larını da daraltıyor. Şu da var ki ön tasarı Başkomuta- nı doğrudan doğruya Cumhurbaşkanlığına bağlamak suretiyle bu makama hususi bir nüfuz imkânı yarat- mış oluyor. Hatırlanacağı üzere 1924 Anayasasını mü- AKİS, 28 EKİM 1960 Tahsin Bekir Balta Bilim adamı zakere eden 2. Büyük Millet Meclisi, Atatürk Cumhur- başkanı olduğu sırada bile Başkomutanlık sıfatım Cumhurbaşkanlığına tanımak istememiş ve Ordunun başkumandanı olan Genelkurmay Başkanını ona bağ- lama yönüne gitmemiştir. Yeni Anayasa metni tespit edilirken bilhassa şu cihetler göz önünde tutulmalıdır: Kanaatim şudur: "1 — Yasama organlarının mutlaka millet tara- fından seçilmesi. "2 — Cumhurbaşkanına parlâmanter hükümet sis- teminin icabı olan tarafsızlığı esası ile bağdaşmıya- cak özel bir durum izafesinden kaçınılması. "3 — Hükümetin yürütme an tümüne hâ- kim olan bir organ vasfının muhafaz. "4 — Hükümet üzerinde kuvvetli | ve sıkı bir mil- li murakabenin sağlanması "5 — Devletin bütün muameleleri üzerinde şümul- lü bir kazai murakabenin -Anayasa mahkemesi dahil- tesisi. “6 — İdari teşkilâta müteallik teferruat hüküm- lerinden kaçınılması, bir kelime ile Anayasa metninin mütad olarak Anayasa sahasına giren hususlara inhi- sar etmesi. "Son söz olarak tekrar şunun üzerinde ısrarla du- ruyorum: Demokratik bir anayasa rejimi, ancak de- mokratik usüllerle kurulabilir. Bu İtibarla yeni Anaya- samızın milletçe seçilen bir meclis tarafından tedvini zaruridir." 23