ilk günlerin ataletinden sıyrılmaya heyetinin sağına isabet eden iddia makamında sessiz oturan Altay Egesel son iki duruş- mada canlandı ve şahitler ikamesine başladı. Ayrıca, usülün müsaadesi nisbetinde sanıkların ve avukatları- nın cakal tavırlarını önleme yoluna da saptı. Aslına bakılırsa Altay E- geseli tanıyanlar onun ilk celselerde- ki tutumu karşısında hayrete kapıl- mamış değillerdi. Başsavcı, o sessiz, pısırık adam değildi. Altay Egeseli, meselâ Ankaranın Birinci Dünya Harbi sırasında ovurgunculuğa kal- kan esnafından sormak lâzımdı. Al- tay Egeseli, bugün hâlâ kullandığı iki tekerlekli bisikletiyle Ankara so- aklarını oarşınlarken görenlerden öğrenmek gerekirdi. Altay Egesel, 1913 yılında Susur- lukta doğdu. Babası Susurluk eşra- findan Ömer Efendidir. Ömer Efen- di eski bir askerdir ve Galiçya muha- rebesinde şehit olmuştur Egesel ve annesi Yunan işgaline kadar Susurlukta kaldılar. Babası- nın şehit olması ve Yunanlıların Su- surluğu işgali küçük Altayla annesi- ni Anadoluya göçe mecbur etti. Bu sıralarda Altay henüz ilk mektep sa- gındaydı. Göç Antalyaya kadar uza- mıştı. Burada annesiyle beraber sı- kıntılı günler geçiren Altay, Yunan işgali kalktıktan sonra tekrar doğ- duğu kasabaya döndü. Biraz geç te olsa ilkokula girdi ve başarıyla ilk tahsilini ikmal etti. O sıralarda 15 yaşında vardı. Fakir ailesinin kendi- e gücü yetmiyordu. , beş parasız Ankaraya geldi. 1928 Salına rastlayan bu gelişin gaye- si, bedava yatılı okul imtihanlarına girip kazanmak ve tahsilini ikmal etmekti, imtihanda muvaffak oldu. Ankara Gazi Lisesinin orta kısmına parasız yatılı olarak kaydoldu ve or- ta öğretimini yokluk içinde bitirdi. Bu rada da başarılı bir talebeydi. Yok- luk hakikaten genç adamı fazlasıyla müteessir Ka ve harçlığını te- min için zaman zaman çalışmağa mecbur İmlmlaann Altay bunun için vakit buldukça, şimdiki İtfaiye -o zaman Hergele meydanı denirdi- meydanında manavların yanında çı- raklık eder ve birkaç kuruş kazan- ma imkânım sağlardı. 1930 - 31 ders yılı döneminde Ga- zi Lisesi orta kısmım birincilikle bi- tirdi. Genç adam liseyi de parasız yatılı okudu ve başarıyla lise diplo- masını aldı. lise tahsilinin bir kısmı Ankarada, bir kısmı Bursada geç- miştir. Lise de tamama erince iş yüksek AKİS. 28 EKİM 1960 YASSIADA DURUŞMALARI Fahrettin Kerim Gökay tahsili sağlamağa Altay kararsızdı. Yapacağı tahsilin hangi bölümde olacağım bir türlü kestiremiyordu. Neticede ağabeyisi- nin ısrarı üzerine İstanbula gitti ve Teknik Üniversite imtihanlarına gi- rerek Mühendis Okuluna devama başladı. Ancak Altayın teknik tahsili pek kısa sürdü.Daha birinci sömestrde yapamıyacağını anlamış ve zararın neresinden dönülse kârdır fetvasınca Teknik Üniversitede okumaktan vaz- geçmiştir. Ankaraya döndü. O yılı boşu bo- şuna geçirdi ama bir dahaki yıl bu- nu telâfi etmek için edindiği Hukuk kitaplarından tahsile devama karar verdiği Hukuk Fakültesinin birinci sınıf derslerini zehir gibi o hazırladı. İkinci sene imtihana girerek Ankara Hukuk Fakültesinin ikinci sınıfına kalıyordu. Genç api 1937 yılında Ankara Hukuk Fakültesini bitirdiğinde 24 yaşında bir delikanlıydı. Fakülteyi pekiyi de- receyle bitirmişti. Şükrü Saraçoğlu- nun Adalet Bakanlığı devrine rastla- lik stajını İstanbulda yaptı. İlk vazi- fesi Bâlâ Sorgu Hâkimliğidir. Altay Egesel işte bu sırada dün- ya evine girdi. İstanbula gitmişti. Az kalacaktı. Bu arada felsefe öğret menliği yapan Ferhunde Sipahi ile tanıştı. Kısa bir müddet sonra ev lendiler. Genç evlilerin ilk yılları Bâ lada geçti. 1940 senesinde bir oğul- ları oldu ve adını And koydular. And la beraber tâyinleri de çıkmıştı. Ege- seller Kalecike taşındılar. Altay Ege- selin yeni vazifesi Kalecik Sorgu Ha- kimliğiydi Genç Hâkimin bundan' sonraki yılları her hâkim gibi muhtelif vilâ yetlerde geçti. 1944 yılında Ankara Mili Korunma hâkimliğine tâyin e dildiğinde artık olgun bir hukukçuy- 13