YASSTADA DURUŞMALARI Celal Bayar belli olan Milli Emniyetçiler de bulu- nuyordu. Milli Emniyetin İstanbul- daki eski şefi Cemal Sancaka gelin- sualine Salim Başol, salonda hizmet gören alakalı lara döndü; "- Tanığa bir kulaklık verin!." m nların yanında öyle ciddi ithamlar düşüklere tevcih olundu ki, duruşmaların sonlarında Mendere- sin yüzü hiç gülmüyordu. Hele, 6/7 Eylül hâdiselerinin D.P. Meclis Gru- bunda enine boyuna görüşülmesine kendisinin mani olduğu -inkârlarına rağmen- ortaya çıktığında düşük Başbakanın bütün keyfi kaçmış, bir kaç günden beri takındığı kendinden eminn, hatta şımarık tavır kaybol- muştu. Menderesin D.P. Meclis Oru- cundaki marifetlerini arkadaşının, Turan Güneşle Alicanın dikkatle dinlenen ifadeleri ortaya çıkardı. Politikacılar konuşuyor uran Güneş, Coşkun Kırcanın ken- disinden bahsetmesi üzerine ta- nıklığa oçağırılmışta o Duruşmaların ikinci gününde mikrofon başına gel- 12 di. Üzerinde lâcivert bir ceket, aya- konuştuğunu ve hâdiseleri tahlil ka- ma büyük olduğunu belli et- . D.P. Meclis Grubunun 6/7 Eylül hüdiselerinden sonraki ilk celsesinin hikâyesini anlatıyordu. Cumhurbaş- kanı örfi İdare ilânının tasdiki için BM.M, ni içtimaa il etmişti, Öğ- leden sonrasında Mec umumi he- yetinin toplanacağı günün sabahında D.P. Meclis Grubu toplanmıştı. Tu- ran Güneş, D.P, nin Kocaeli milletve- kili sıfatıyla toplantıya katılıyordu. Güneş: ” va son derece elektrikliy- di. Mi. 1. galeyan halindey- diler ve Hükümetin hesap vermesini istiyorlardı" dedi Nitekim (başkanlığa bu konuda bir de takrir verilmişti. Başkanlıkta Hulusi Köymen bulunmaktaydı. Hal- buki Menderes, hadiselerin deşilme- mesini her ne pahasına olursa olsun sağlamak arzusundaydı. Köymen, sâdece Örfi İdarenin ilânı meselesi- nin görüşülmesini, hâdiselerin tafsi- lâtına girilmemesini oya koymuştu. Fakat inanılmaz derecede az parmak kalkınca Başkan şaşırmış ve aksini oya koymadan parmak kaldıranların ayağa kalkmalarım istemişti. Ayağa kalkanlar parmak kaldıranlardan bir kaç kişi fazla olmuş, ekseriyetin aksi tezi tuttuğu anlaşılmıştı. Fakat şarı çıkarmasını ve öyle saymasını söylemişti. Başkan bunu Gruba te lif edince Grup bir anda karışmış, milletvekilleri Köymenin üzerine yü- rümüşlerdi. Bu ne biçim oylamaydı? Bunun üzerine Köymen celseyi tatil etmişti. Tatilde Menderes ve adamları us- lu milletvekilleri üzerinde işlemişler, celse açılınca eski ateş dağılmış ve Genel Başkanın arzuladığı istikamet- te parmaklar kalkmıştı, Turan Güne- şin anlattığı bu hikâyeyi, onu taki- ben tanık mahalline gelen -ve aynı derecede alâka ouyandıran- Maliyi Bakanı Ekrem Alican tevsik etti Başkan, sanık mikrofonuna Adnan Menderesi çağırdı ve ne diyeceğini sordu. Zavallı Menderes, hiç birşey hatırlamıyordu. Sâdece Hulusi Köymene yaptığı teklifi hatırlatı-. yor değildi. - Oylamanın ne şekildi cereyan oettiği dahi o hafızasında! çıkmıştı. Ee, hafıza-i beşerin nisyan la malül' bulunduğunu daima söyle mez miydi? İşte, bunun delilini şah sında veriyordu. "Lâyıkıyla hatırla- mıyorum, reis bey" dedi. "Muhterem reis beyfendi hasretleri" tâbirini ar- tık kaldırmıştı. Bir ara düzeldiğini sandığı işler, hayır, hiç iyi gitmiyor- du. Ama, “muhterem reis beyfendi hazretleri"nin nisyanla malül hafıza- ları tedavi edecek pek tesirli bir ilâ- cı vardı. D.P. Meclis Grubunun o celsesine ait zaptın alâkalı kısmım okuttu. Bunda, Menderesin Köymene yaptığı teklif sarahaten kayıtlı bulu- da yanlış takdir edilebilir. anıdır" dedi ve bozulup, gitti. deres, daha evvel CHP, Meclis Gru- etki Başkan vekili Nüvit Yet- kinin de verdiği ifadeyi beğenmemiş- ti. Yetkin, Mecliste bütün bildiklerin) anlatmış olduğunu söyleyerek bunla- rn Zzabıtlarda bulunabileceğine işa- ret etmiş, faka. vardığı hükmü tek- rarlamıştı: Kanaatince 6/7 Eylül hâ- diseleri mürettepti ve mesulleri Men- deres - Zorlu - Gedik triosuydu. Bu ifade üzerine de düşük Başbakan kalkmış, Meclisteki sözlere bakılma- ması ricasında bulunmuş, burada hu- kuki konuşulmak gerektiği tezini ileri sürmüştü. Bu, Menderesin Mec- lis konuşmalarını hangi prensiplerin ışığında yaptığı Oo hakikatini ortaya koyduğundan salonda büyük alâka uyandırdı. Bunlar okonuşulurken (Nilüfer Gürsoyun ağladığı göze çarpıyordu. Açılan bir savcı yem başında, duruşmaların al dığı bu yeni istikamet birinci de- recede Başkan Başolun takdir uyan dırıcı idare tarzı, ikinci derecede d Fatin R. Zorlu AKİS. 28 EKİM 1960