YASSTADA DURUŞMALARI el pazar günkü toplantıda ya- pılm O gün Başkent sokaklarında in cin top oynarken, Yüksek Soruşturma Kurulu toplantı halindeydi. Bu top- lantıda alaka çekici örtülü ödenek meselesinin soruşturması o neticelen- dirilerek, kararnamelerinin hazırlan- ması için dosya raportör üyelere tak- dim edildi.Örtülü ödenek konusunda pek derin bir soruşturmaya lüzum görülmüştü. Bunda bir parça da, düşüklerin dışarda kalan kuyrukla- rının açtıkları tezvir kampanyasının tesiri vardı. Kuyruklar, yolsuzlukla- rın sadece sakıt ve sabık iktidar dev- rinde yapılmadığını her vesile ile ifa- e ediyor ve soruşturmanın daha ge- rilerden başlatılması lüzumunu sa- vunuyorlardı. İşte bunun için örtülü idenek (o hakkındaki (o soruşturmaya daha gerilerken başlandı. İsmet İnö- nü, Refik Saydam, Hasan Saka, Re- cep Peker ve Şemsettin Günaltayın başbakanlıkları zamanına kadar u- zanan soruşturma, kuyrukların ümid ettikleri gibi çıkmadı. 14 Mayıs 1950 den evvel verilen tek kuruşun bile, evrakı müspiteye müstenit bulunma- sı Soruşturma Kurulu üyelerinin yüzlerine tatlı bir tebessümün yayıl- masına sebep oldu. Böylece, sakıtla- rın yolsuzluklarını incelemeğe sıra geliyordu. Asıl cümbüş ondan sonra başlıyacaktı. Zira on yıllık D.P. ik- tidarı devrinde yapılan örtülü öde- nek yolsuzluğunun haddi hesabı yok- tu. Yapılan soruşturma sabık Başba- kan Menderesin Devlet kasasını na- sıl babasının çiftliği gibi kullandığını ortaya çıkardı. Devlet hazinesinden ihtiyacı olmadığı için maaş bile al- nadığını yayan düşük (Menderesin, metreslerinin iç çamaşır ihtiyaçları- nı bile örtülü ödenekten karşıladığı- nıispat eden deliller, sefih Başbaka- nı itham eden dosya münderecatına ithal edildi. Menderesin suçları sâde- ce bunlardan ibaret de değildi. Sabık Başbakan kendine ait olan arazilerin vergisini dahi devlet kesesinden ödet- mişti. Tabii Menderes, bu yolsuzluklar zincirinde yalnız değildi. Menderes bütün yolsuz işlerini, başarılı bir çete reisi edasıyla vekilharcı Ahmet Sa- lih Korura gördürtmüştü. Korur, o devrin kudretli adamı sıfatıyla Baş- bakanlığın örtülü (oödeneğini sakın- üyelerini bu tetkikat fazla keyiflendiren, "muhterem bey- fendiciğim" diye başlıyan ve sonun- da "hürmetle ellerinizden öperim" şeklinde biten mektuplar; oldu. Bu 16 mektupların sahipleri (o "sevgili ve muhterem Başvekillerinden dünya- lık talep ediyor ve kafalarını, lerini onun yoluna seriyorlardı. Bü- tün bu eğlenceli vesaik dikkatle ayık- landı ve içlerinde suç unsuru olan- lar dosyalara eklendi. Yassıadada ör- tülü ödenek duruşmaları başlayınca her halde çok eğlenceli sahnelere şa- hit olunacaktı. Sabık Başbakanın metreslerine o- lan düşkünlüğü bu dosyaların tetki- ki sırasında bir kere daha ortaya çı- kıyordu. Meselâ Suzan Sözen nam romancının evinin bütün mobilyası- nın örtülü ödenekten karşılanmış ol- ması, Soruşturma Kurulu üyesi mü- tevazi hukukçuların karış açık bıraktı. en enteresan tarafı, yapılan yolsuz- lukların hiç bir kitaba uydurulma- dan, hiç bir kaçamak formül bul- mak ihtiyacı duyulmadan, icra edil- miş olmasıydı. Anlaşılan, Menderes ve arkadaşları 2000 yılına kadar ikti- darda kalacaklarına hakikaten inan- mışlardı. Düşük Başbakan ve onun yakınları korkusuzca ve ihtiyatsızca Devlet kesesinden çalmakta beis gör- memişlerdi. Kurul bütün bu yolsuz- lukları inceledi ve sabık Başbakan ile Müsteşarı Ahmet Salih Korurun T.C. Kanununun 80, 202 ve 240. maddele- riyle Yüksek Adalet Divanına şevki- ne karar verdi. Yassıadada duruşmalara devam eden Yüksek Adalet Divanı haftanın sonuna kadar 5 duruşmaya ruyet e- derek tamı tamına 20 saat çalışmış- Hayrettin Perk Yorulmayan adam t. Fakat Soruşturma Kurulunun fa- aliyeti gösteriyordu ki, bu tempo kâ- fi değildir. Zira Soruşturma Kuru- lundan havale edilen (okararnamele- rin Adaya şevkiyle üyelerde, duruş- maların tahminin pek fevkinde uzun süreceği kanaati belirmeğe başladı. Yüksek Soruşturma Kurulu âdeta bir delil fabrikası gibi çalışıyor ve rarnameleri henüz Divan tarafından ele alınmamıştı. deki hafta Gaziantepe ait kararna- meyi hazırlamağa başlıyacaktı. Bu hummalı faaliyetin ilk merhalesi, 2 Numaralı Kurul üyelerinin Gazian- tepe hareket etmeleriyle (o katedildi. Üyeler Gaziantepte, hâdiseleri ma- hallinde tetkike okoyulmuşlardı. Bu arada üyeler bir de Mersinde cere- yan eden hâdiselerle | ilgilenecekler- İstanbulda soruşturma faaliyeti a iğ Yüksek Soruşturma Ku- rulu faaliyetini en süratli bir şe- kilde yürütürken, İstanbulda da dü- şüklerle alâkalı soruşturmalara de- vam ediliyordu. İstanbulda üzerinde en fazla durulan düşük Umum Mü- dür, tabii Mithat Dülge ve onun akla sığmaz yolsuzluklarıydı. . Tamamen Yüksek Soruşturma Kuruluna bağlı 14 Bakanlık müfettiği geçen hafta- nın sonunda Dülgenin yolsuzluklarıy- la ilgili soruşturmalarım genişletti- ler. Dülgenin yolsuzlukları Ziraat Bankasıyla alâkalıydı. Bu yolsuzluk lüzumsuz yere kiralanmış ve son de- rece lüks tefriş edilmiş iki apartman ile alâkalıydı. o Apartmanlardan in Şişlide, diğeri ise Tarabyadaydı. sözde lojmanların vazifesi, Kin çokluğundan yorulan banka memur- larının istirahatini temin etmek, ka- falarını yaz aylarında dinlendirme- lerini sağlamaktı. Ama bu sâdece sözde kalmıştı. Lojmanlar, Dülgenin işret âlemlerine sahne olmaktan baş- ka hiç bir işe yaramamıştı. İşin asıl eğlenceli tarafı, burada ikamet edenlerin giderken lojmanın banka tarafından bedeli ödenen eş- yalarım da beraberlerinde götürme- leriydi. Anlaşılan, geçirilen her ge- cenin bedeli Dülge vasıtasıyla Dev- let kesesinden bir hayli pahalıya ö- deniyordu. İstanbulda faaliyette bulunan mü- fettişler bu mevzuu o tetkik ederek vaziyeti bir raporla hem Soruşturma Kuruluna, de Milli Birlik Komi- tesi Genel Sekreterliğine bildirdiler. Soruşturma Kurulunun zaten başın- dan aşkın işleri arasına böylece bir de bu İstanbul yolsuzlukları giriyor- du. AKİS, 28 EKİM 1960