27 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

27 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RADYO Danışma Kurulu haftanın başında Ankara Radyosunun 1 numaralı, en bü- yük stüdyosu hiç yayına girmedi. Bu stüdyo Danışma Kurulunun toplan- tılarına ayrıldı. 27 Mayıstan iki gün önce sabık iktidar mensuplarının ekseriyeti I numaralı stüdyoyu Dev- let' Operası sanatkârlarının oradyo- dan yayınlanmayan bir konserini din- lemek üzere doldurmuşlar, sonra da stüdyonun dışındaki holde o gecenin şerefine verilen bir kokteylde ağır- lanmışlardı. Fakat geçen hafta için- de, Pazartesinden itibaren, Ankara Radyosunun bu stüdyosu bambaşka bir toplantıya şahit oluyor ve bu top- lantıya katılanlar da İnkılâptan iki gün önce aynı yerde toplananlardan bambaşka bir manzara arzediyorlar- dı. al haftanın. ye vi günü a- ra Radyo tüdyo nu dolduranlar 38/5/1849) tarihli w ve 5392 sayılı kanunun 16 ci maddesine göre Türkiye oRadyolarında yapıla- cak yayınların esasları ve program- ları hakkında görüşlerini bildirmek üzere yılda en az iki defa toplanma- sı gereken Danışma Kurulunun üye- leri idiler. Bir numaralı stüdyoda u- zunlamasına yerleştirilen ve üzerleri- ne çiçek dolu vazolar, kâğıtlar, ka- lemler ve sürahiler konmuş olan ma- saların etrafında Mili Eğitim Ba- kanlığından, Dışişleri Bakanlığından, Genel Kurmay Başkanlığından, An- kara Üniversitesinden, Güzel Sanat- lar Akademisinden, Devlet Konser- vartuvarından ve Basın Derneklerin- den temsilciler yer almışlardı. Bu masaların baş tarafına rastlayan ve stüdyonun enine yerleştirilen (diğer masalarda ise Ankara, İstanbul ve İzmir Radyolarının asker! ve sivil i- darecileri, Radyo Dairesi Müdürü ile beraber yer almışlardı. Bu ikinci grup müşahit sıfatını taşımaktaydı ve rey hakkına sahip olmadıkları hâlde Da- nışma Kurulu üyelerini icabettiği za- man radyo meseleleri üzerinde ay- dınlatmak Oo maksadıyla (o toplantıda hazır bulunuyorlardı. Görünüşe bakı- lırsa, 12 yıl önce yürürlüğe giren Ba- sın Yayın ve Turizm Teşkilât Kanu- nuna göre ayarlanmış olan, sabık ik- tidar koltuğa oturduktan 3 yıl sonra toplanması hoş karşılanmayan ve bu sebepten de 8 yıl toplanamayan Da- nışma Kurulunun, 27 Mayıstan sonra Ankara Radyosunda yapacağı ilk toplantısının ümit verici neticelerle sona ermemesi imkânsızdı. Bir kere Danışma Kurulunda Prof. İlham Lü- tem, Prof. Sadun Esen, Prof. Celâl 34 Tarıman, Prof. Rasim Adasal, Mit- hat Fenmen, Ankara Üniversitesi Rektörü Ord. Prof. Suut Kemal Yet- kin, Ruşen Kam ve "Güzel Sanatlar Akademisi Müdürü Cevat Memduh Altar gibi kendi sahalarında haklı birer isim yapmış kimseler vardı. Ku- rula istenilen bilgiyi vermeye hazır müşahitler grubu içinde de radyoları- mızı ilk günlerinden beri tanıyan Re- fik Ahmet Sevengil, omusiki üstadı Mesut Cemil ve üç radyonun müdür- leri ve kısım şefleri (oturuyorlardı. Fakat acaba Danışma Kurulu üyele- rinden kaç kişi radyolarımızın esas meselelerini ele alacak ölçüde bu ko- nu ile ilgiliydiler? Müşahitlerin için- ma Kurulu radyoculuğumuza yepye- " yayınları şeflikleri arasındaki çalışma farkım bilmeyen bu müşavirlerin Türk Müziğinden yetişmiş olmalarına rağmen, radyo- larımızı okalkındırmak bahanesiyle tahkikata başlamalarıydı. sın Yayın ve Turizm Genel Müdür- lüğünde hakikaten aydın kimseler- den kurulmuş başka bir müşavirler grubu daha vardı. e Çalışmaları son derece ağır da olsa bu ikinci müşa- virler grubunun yukarda sayılan o sebeplerden ötürü radyoculuğumuzun kalkınmasını is- teyenler ve radyoculuktan anlayan- Türkiye radyoları Danışma, Kurulu Kâğıt üzerinde adım atan heyet den kimler, onlara bu meseleler üze- rinde bilgi verebilecekti? (Danışma Kurulu üyeleri oarasında radyoları- mızın iç teşkilâtını şöyle bir gör- müş kaç kişi vardı? Müşahitler ara- sında uzun zamandan beri radyoda çalıştıkları hâlde radyolarımızın me- selelerini o benimsemiş, bu meseleleri çekinmeden ortaya atabilecek ve Da- nışma Kurulundan yardım isteyecek kimler bulunuyordu? Danışma Kuru- lu üyeleri, radyoların kimlerin elinde olduğunu, ne gibi oimkânsızlıklarla programların mikrofona (o çıktığını, elemansızlıktan kaç kişinin günde 13, veya 14 saat mesai yaptığını, tek- nik malzeme bulunmadığı için ne gü- lünç şartlar altında yayın yapıldığını acaba biliyorlar mıydı? Biliniyorlar- sa durum kendilerine nasıl anlatıla-, caktı? İşin en tuhaf tarafı da Danış- lar Danışma Kurulunun alacağı ka- rarlardan pek ümitli değillerdi. Nite- kim Danışma Kurulundan bir gün önce müşahitlerin hazırlık mahiyetin- de yaptıkları bir toplantıda da, orta- ya yalnız eski radyocuların bildikle- ri ve devlet tarafından idare edilen radyolarımızın en büyük kusurların- dan biri bir kere daha ortaya çık- mıştı. Üç radyo arasında hâlâ bir an- laşma, bir çalışma beraberliği yoktu. İşin en korkunç tarafı da aynı şekil- de çalışmaya devam edildiği taktirde bu beraberliğin bir türlü sağlanama- yacağı idi. Üç radyo arasında bir anlaşmanın bulunmaması, beraber çalışma zihniyetinin olmaması ise or- taya bir takım teknik meselelerin çıkmasına yol açıyor ve Danışma Ku- ruluna bel bağlamış olanların ümit- lerini kırıyordu. Bütün bunlar yet- AKİS, 77 TEMMUZ 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: