Ah şu Erzurum" barı.. A Sam yemeği Vali Konağında ye- nilecekti. Ama bu öyle ahım şa- hım bir şey değildi. Yemek Vali ta- rafından veriliyordu. oCemal Gürsel ve beraberindekilerden başka yemek- te Vali. 3. Ordu Kumandam ve bir- kaç yüksek rütbeli subay vardı. Gür- selin sağında Vali, solunda 3. Ordu Kumandam yer almıştı. Mütevazi ye- mek evvelâ soğuk mezelerin sunul- masıyla başladı. General Gürsel mu- tadı olan iki kadeh sulu rakının üze- . Gürsel resmiyeti bir tarafa bı- rakmıştı. Zira Devlet ve Hükümet Başkanı daha evvel subaylarla hu- susi bir toplantı yapmış ve öğrene- ceklerini , öğrenmiş, söyliyeceklerini söylemişti Saat 22 ye doğru Başkan Gürsel yemekten kalktı. Yüzünden son de- rece memnun ve neşeli olduğu anla- şılıyordu. Bu sırada 3. Ordu Kuman- danlığı binasının önüne büyük bir kalabalık toplanmıştı. Halk ellerin- de meşaleler, şarkı söylüyordu. o Bir Erzurum folklor ekibi Erzurum ba- rını oynuyordu. 3. Ordu bandosu da bir köşede gösteriler yapıyordu. Er- zurumda bir bayram havası esiyor- du. Vali konağından çıkan Devlet ve Hükümet Başkanı kapının o Önünde duran bir jipe atladı. Üstü açık olan jip ağır ağır 3. Ordu Kumandanlığı binasına doğru o ilerlemeğe başladı. Kalabalık Gürselin geldiğini görmüş ve o tarafa yönelmişti. Jipin etrafını aldılar. Alkışlıyorlar ve "Yaşa Pa- la..' diye bağırıyorlardı. Gürsel teza- hürat arasında Kumandanlık binası- nın önüne geldi. Arkasından Gene- raller ve refakatindeki (Milli Birlik Komitesi üyeleri de gelmişlerdi. do bu sırada Harbiye marşını mağa başladı. Toplanan binlerce ki- şi hep bir ağızdan marşı söylemeğe koyuldular. Gürsel ve beraberindeki- ler de marşa iştirak ettiler. Daha sonra Devlet Başkam ağır ağır mer- divenleri çıktı. Tezahürat yapan hal- kın toplandığı meydana hâkim bal- konda göründü. Balkonun sol tara- fındaki bir sütuna Uzun ekibini seyretti. Başkanın bu anlar- da çocukluğunu, gençliğini, (o Erzu- rumda geçen günlerini hatırladığı anlaşılıyordu. Gözlerinde birkaç damla yaşın toplandığı görüldü. Gür- sel bir müddet sonra gülümsedi. E- lini kaldırarak hemşehrilerini (o sus- turdu. Devlet Başkanı Doğu seyaha- AKİS, 27 TEMMUZ 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Gürsel Sivasta karşılanıyor Değişen devrin getirdiği tinin ikinci konuşmasını yapıyordu. Ancak bu konuşmaya da bir * sohbet denilebilirdi. General Gürsel hemşeh- rilerine kısaca durumu anlattı. Bu İnkılâp neden yapılmıştı ? Sakıtların, memleketi ne hâle düşürdüklerini izah etti. Şimdi neler yapılması ge- rekmekteydi ? Bunların başında va- tandaşların her türlü kin ve nefreti bir tarafa bırakıp birbirlerini meleri geliyordu. Sonra, çok çalış- mak lâzımdı. Aksi takdirde Batı me- deniyetine erişmenin imkânı yoktu. Şu veya bu şekilde vatandaşlar ara- sında görüş, din, mezhep ayrılığı olabilirdi. Ama unutulmamalıydı ki hepsi Türktü. Asıl olan da buydu Kısa süren konuşmadan sonra ge- ne tezahürat arasında Başkan Gür- sel Vali Konağına döndü. a.. gün Trabzona gidilecekti. Doğu seyahati programına Trab- zonun da dâhil edilmesinin sebebi vardı. Milli Birlik Komitesine bu * sa- hil şehrinden bir çok mektup gelmiş- ti. Milli İnkılâp hareketinden hoşlan- mayan bir zamanların mutlu azınlı- ğı D.P. liler İnkılâp eleyhinde hare- ket etmekte ve sineğin küçüklüğüne rağmen yapabileceği bulantıyı Trab- zonda hasıl etmeğe o çalışmaktaydı- lar. Devlet ve Hükümet Başkanı iş- te bu yüzden Trabzona gitmeği ve vatandaşlarla temas etmeği ouygun bulmuştu. Erzurumdan hareket saa- ti olarak 14.30 kararlaştırılmıştı. An- cak hava uçak için müsait değildi. Bu bakımdan Erzurum dar ancak sa- at 17 de hareket edilebildi. Trabzon semalarında ÇKB 59 nu- maralı askeri ouçak görüldüğünde bekliyenler delin bir nefes (aldılar, Zira hazırlık çok daha erkene göre yapılmış, hattâ bir ara Trabzonlu- lar endişelenmişler ve Gürselin gel- mekten vazgeçtiği zehabına dahi ka- pılmışlardı. Şehirde Erzurumda oldu- gu gibi sıkı emniyet tertibatı alınmış- tı. Tek fark, halk sabahın çok erken saatlerinde hava alanına gelmiş ve bir daha da yerinden kımıldamâmış- t. Devlet ve Hükümet Başkanını karşılamak, görmek istiyorlardı. Em- niyet halkın bu isteğine karsı dur- . Güzel olan, hava alanı ile şe- hir arasındaki mesafevi ki rı otomobillerle kateden bu kirayı hangi partiden nı düşünmemesi, kendi ödemesiydi. Devlet (Başkanını gör- meğe gelenler kiralık (o tezahüristler değildi. Uçaktan evvelâ Cemal Gürsel in di. Arkasından İçişler Bakanı Mu- harrem İhsan Kızıloğlu göründü O- nu, Başbakanlık Müsteşarı Alpaslan Türkeş ve diğer Milli Birlik Komite- si üyeleri takip ettiler. General Gür- seli Trabzonda bulunan Donanma- 21 parça top atışıyla selâmladı. Mera- sim kıtasını teftiş eden Devlet Baş- kanı piste kadar sokulabilen Oo bazı sevgi tezahürü âşığı zevatın ellerin kendisine has babacanlıkla sıktı. Bu arada genç olmasına rağmen el öp- mekteki maharetine hayran kalınan bir delikanlı. Gürselin eline atıldı ve Devlet (Başkanının o.müdahalesine meydan bırakmadan şapur şupur öp- tü. Gürsel gencin yüzüne biraz acıya- rak, biraz da kızarak baktı. Sonra: — Biz el öpmeyi kaldırdık. KI, ayak öpme yok artık. Ama sen pek açıkgöz davrandın" dedi. 15