İKTİSADİ VE MALİ SAHADA İdare Meclisleri Yemliklere paydos (Gecen hafta Milli Birlik Komitesi- nin tasvibiyle yürürlüğe giren bir geçici kanuna göre, sermayesinin ya- nsından fazlası Devlete veya bu tarz iktisadi (o teşekküllere ait olan veya özel kanunlarla kurulmuş olan ikti- sadi mahiyetteki müesseselerde mev- cut idare meclisleri (o kaldırılıyor ve yerlerine bir Müdürler Kurulu konu- yordu. Milli Birlik Komitesi, bu kanunu kabul etmeden önce, iktisadi mese- lelerde tecrübesiyle tanınmış birçok şahsiyetlerle uzun görüşmelerde bu- lunmuştu. Herkes bir nokta üze- rinde mutabıktı. İktisadi devlet te- şekküllerinin idare meclisleri öteden beri vazife yapâmıyorlardı. Partizan D.P. iktidarı, bu meclisleri birer yem- lik olarak kullanıyordu. 5-6 idare meclisinden para alan D.P, milletve- killeri veya üyeleri vardı. Kim par- tizan idarenin maksatlarına en iyi hizmet ediyorsa, o kadar çok sayıda idare meclisine üye olabiliyordu. Bu üyeler vazifelerinin gerektirdiği ihti- sasla çok kere zerre kadar ilgili de- a Milletvekili sıfatını da taşı- idare meclisi üyelerinin muraka- bk vazifeli oldukları teşekküllerde bu tarz vazifeler almaları ayrı bir gariplik teşkil ediyordu. Öte yandan idare meclislerinin sa- yısı da pek çoktu. Meselâ, Sümer- bankın bir idare meclisi vardı. Bu yetmiyormuş gibi Sümerbanka bağlı bir müessese ve fabrikada ayrı bir idare komitesi kurulmuştu. Ayrıca idare meclislerindeki oOüye sayısı da lüzumundan çok fazlaydı. Bu yem- liklere (o tâyin olunan D.P. lilerin işleri müessesenin başında bulunan Umum ( Müdürü veya Müdürü murakabe et- mek değildi. Bunlar, çeşitli suiisti- mallere karşı durmak isteyen umum müdür veya müdürlere baskı yapı- yorlar, hattâ onları zorluyorlardı. Bütün iktisadi devlet teşekküllerinin murakabesini yapmakla o vazifeli U- mumi Murakabe Hey'eti ise, çoğu kıymetli ve namuslu ihtisas adamla- rından kurulu olmasına rağmen, Baş- bakanlığa bağlı oolduğu için yeterli bir çalışma gösteremiyordu. Üstelik, bu heyetin raporları, İktisadi Devlet Teşekkülleri Umumi Heyetine -ki bazı Meclis Komisyonlarının üyele- rinden kuruludur- en aşağı iki yıllık bir gecikme ile geliyordu. Bu durumda, İktisadi devlet te- şekküllerinin idare meclislerinde ve murakabe sisteminde bir reform ya- pılması lüzumu aşıktı. Mesele bu re- formun ne şekilde yapılması gerekti- ği idi. Reformu yaparken asıl üzerin- de durulması gereken şey, D.P. dev- rinin ifratlarından kaçarken tefritle- re düşmemekti. Milli Birlik Komitesi- ne türlü telkinler yapılıyordu. Tabii, yapılması en kolay olan telkin, Komi- te üyelerinin gördükleri suiistimaller- den kabarmış olan namus hislerine hitap ederek, idare meclislerinin top- tan kaldırılmasi telkini oldu. Halbu- ki, dertlin nereden geldiği daha iyi teşhis edilebilseydi, Milli Birlik Ko- mitesi idare meclislerini toptan kal- dırmak kararını belki de vermezdi. Dâva şuydu: Müesseselerde ıslahı ge- reken hususlar nelerdi? Müessesele- rin çalışmasını yapılan tâyinlerdeki suiistimaller ne dereceye kadar bo- zuyordu? o Unutulmaması gereken senin lüzumunda ittifak oediyor- du. Ama, eğer Anayasa Mahkemesi üyeliklerine kırk oharamiler çetesin- den tâyinler yapılırsa memleketin ne hâl alacağını tahmin etmek olmazdı. İktisadi devlet teşek- küllerindeki idare meclislerinin başı- na gelen de bundan farklı değildi. Ortada muazzam sarf kararları ver- mekle görevli bir Umum Müdür var- dı. Bu Umum Müdürü, muayyen meb- lâğı aşan sarfiyat kararlarında, ba- zı önemli tâyinler ve ihaleler gibi ko- nularda frenlemeli murakabe etmek gerekecekti. Bunun için, Umum Mü- dürün üstünde bir kurula, yani bir idare meclisine elbette ki ihtiyaç var- dı. Yalnız bu idare meclislerinin her kademede mevcut olmasına lüzum yoktu. Üye sayıları azaltılabilirdi. Üç kişilik tir meclis maksadı temine kâ- fi idi. ..' Halbuki, Milli Birlik Komitesinin kabul ettiği kanun ile, idarecilerin' üstünde bir otoritesi olan idare mec- lisleri tamamen kaldırılıyordu. oBu- nun yerine kurulan ise, sadece bir Müdürler Kurulundan ibaretti. Mü- İNGİLİZCEDEN, Hususi dersler verilir. İkmallere hazırlanır. Evlere gidilir. Tel ; 14*70. dürler Kurulunun manda müessesenin Umum Müdürü olâcaktı. Kurulun diğer üyeleri, U- mum Müdürün emrindeki daire veya şube müdürleri ile o müessesede ça- başkanı aynı za- lışan işçi ve memurların seçecekleri temsilcilerdi. Fakat bu (temsilciler, çoğunlukta 'olmayacaklardı. Ayrıca kamu sermayesinin Özel teşebbüsle işbirliği yaptığı kamu müesseselerin- de, özel teşebbüsün temsilcileri de Müdürler Kuruluna üye sıfatiyle ka- tılacaklardı. Yeni kanunla kurulan Müdürler Kurulunda müessese idare- sini ciddi bir Surette murakabe edebi- lecek bağımsız unsurlar, daha ziyade memur ve işçi temsilcileriydi. Her- halde memurdan maksat da iktisadi devlet teşekküllerinde sevk ve idare mevkilerinde oObulunmayan ve işçiler gibi işçi sendikası oOkurmak hakkı kendilerine tanınacak olan fikir işçi- leriydi. Fakat, bu işçi ve memur tem- silcilerinin yeter oderecede bağımsız olabilmeleri de işçi (o sendikalarının gelişmesine bağlıydı. İşçi sendikala- rına en geniş hürriyetin tanınması bile, bu teşekküllerin kısa zamanda gelişmesi için kâfi bir tedbir ve çâre değildi. İşçi sendikaları çok geniş ve kuvvetli bir hâle gelmedikçe kamu iktisadi teşekküllerinde çalışan me- mur ve işçilerin idare karşısında ta- mamen bağımsız olmaları beklene- mezdi. Bu durumda, sermayesinin ya- rıdan azı özel teşebbüs o tarafından sağlanan kamu teşekküllerindeki ö- zel teşebbüs temsilcisi en bağımsız murakabe unsuru olarak kalıyordu. Pek tabii olarak bir Umum Müdürün kendi maiyetinde ve emrinde olan daire veya şube omüdürleri tarafın- dan cari muamelelerinde bile doğru dürüst murakabe edilemeyeceği gün gibi açıktı. Zaten, aksi halde de, U- mum Müdürün müessese içindeki bi- yerarşik otoritesi sıfıra iniverirdi. Buna karşılık, yeni kanun bazı müsbet unsurlar da getirmişti. Bir kere, idare heyetlerinde çalışanların temsilcilerine yer o verilmesi sistemi prensip itibariyle çok yerindeydi... C. H.P. Araştırma ve Yayın Bürosu da Partinin Sosyal Meseleler Merkez İh- tisas Komisyonuyla bir arada hazırla- dığı kollektif iş mukavelesi ve grev hakkına dair kanun taslağında, kol- lektif iş mukavelelerine -özel teşeb- büste dahi -işçilerin müesseselerin ida re meclislerine katılmasını derpiş e- den maddeler konabileceğini kabul e- diyordu. Bu suretle işçiler, müessese- nin durumunu yakından görecekler ve bu anlayış sayesinde işçi ile işveren a- rasındâki anlaşmazlıklarda anlayış zihniyeti ve yumuşak bir hava daha AKİS, 27 TEMMUZ 1960