DÜNYADA OLUP BİTENLER Kongo İndir ayağı pençeni! Kongo Başbakanı o Lumumbanın Kendisinden icabında askeri yar- dım isteyebileceğini telgrafla bildir- mesi üzerine, Başyoldaş Krutçef bar bar bagırmıştı: "İndir aşağı pençe- ni!" Krutçef bu sözleriyle, birkaç bin beyazı azgın siyahilerin okatliâmın- dan korumak için Kongoda çok zor şartlar içinde harekât yapan Belçika- yı bir nevi vahşi hayvan olmanla it- ham ediyordu. Tabii, Krutçef itham- larını burada durdurmadı. Ona ka- lırsa, Kongoyu yeniden bir sömürge hâline sokması için Belçikayı teşvik eden, baş emperyalist oAmerikaydı. Bu. sebeple, aklını, başına alması ge- reken sâdece Belçika değildi. Aklını başına alması gerekenlerin başında a- sıl Amerika geliyordu. Herhalde Sov- yet Rusya, hiçbir şeyden kaçınmıya- cak ve eğer Belçika tecavüzü devam ettirirse oOKongoya askeri yardımda bulunmaktan çekinmiyecekti. Nite- kim, Başyoldaş tehditlerini hemen- cecik daha elle tutulur bir şekle sok- makta gecikmedi. Brükseldeki Sov- yet Büyükelçisi Belçika Dışişleri Ba- kanlığına zehir zemberek bir nota veriyor ve Belçika askeri birlikleri- nin derhal Kongoyu tahliye etmeleri lüzumunu ihtar ediyordu. Belçika bu kuru tehdidin önünde pabuç bı- rakmadı. Kongoya bağımsızlık veren Belçikaydı. Askeri birliklerini de ora- Lumumba İki cami arasında bi namaz AKİS, 27 TEMMUZ 1960 dan çekmekteyken, yeni kurulan Hü- kümete rağmen isyan eden yerli as- kerler beyaz ahaliyi katletmeğe, mal- larını yağmalamağa ve ırzlarına te- cavüz etmeye başlamışlardı. Belçika- 'nın Kongoya birkaç paraşütçü birliği göndermesindeki tek maksat, yapıl- makta olan korkunç bir katliâmı ön- lemek, beyazları en kısa zamanda tahliye etmek ve sonra çekilip git- mek suretiyle sadece bir insani va- zife ifâde etmekten ibaretti. Jenosid su- çuna karşı dahi Belçikanın hareket- siz kalması, bu konudaki andlaşma- da imzası Olan Sovyet Rusyadan bek- lenemezdi. Fakat, Başyoldaşın mâ- kül lâfdinlemeğe hiç mi hiç niyeti yoktu. Nitekim, tehditlerine devam etti: Bir Polonya gemisinin Kongo Ordusuna modern silâhlar teslim et- mek için Kongo Nehri deltasına gir- diğini Belçika haber alma servisleri en kısa zamanda bütün dünyaya du- yurdular. Allahtan, Batıda Kongo meselesi lâyık olduğu şekilde - anlaşılmıştı. Başta Amerika olmak üzere Batılılar, Belçikanın beyazları oOkorumak için Kongoda harekâta girişmesini anla- yışla karşılıyorlardı. Fakat, Belçika- lılar bir asırdır idare ettikleri bu kos- koca diyarda doğru dürüst zenci mü- tehassıs ve idareci yetiştirmekten kaçınmışlar sonra da bu memlekete bağımsızlık vermeğe mecbur kalmış- lardı. Bu tutum Belçikanın kabahat hanesine yazılıyordu. Bu durumda yapılacak iş basitti. Zaten, Lumum- ba Hükümeti de başka şey istemi- yordu: Kongoda asayişi koruma va- zifesini Birleşmiş Milletler Kuvvet- lerine vermek ve bu kuvvetlerin va- ziyete hâkim olmasiyle birlikte Bel- çikalıların çekilmesini istemek-. Nite- kim, Güvenlik Konseyi hayli gürültü çıkartan Sovyet Delegesinin de işti- rakiyle bu yolda karar veriyordu. Ay- rıca başta Amerika olmak üzere Ba- tılılar, Kongoya gönderilecek Birleş- miş Milletler birliklerinin, sâdece Af- rikalım bağımsız o devletlerinin kuv- vetlerinden teşkil edilmesine de ta- raftar oldular. Gerçekten, aksi halde başta Kongo olmak üzere bütün ba- ğımsız Afrika Devletleri, Batının Af- rikanın merkezini tekrar zaptetmek için teşebbüse ogeçtiği (oyaygarasını koparacaklardı. Bunun üzerine, başta Ghana ve Tunus olmak üzere Afrika Devletlerinin askerleri, oLeopoldvil- le'e akın etmeğe başladılar. İlk ge- len kafile, bir İngiliz Generalinin -Alexander- komutasındaki dört zen- ci Ghana askeri oldu. Askerleri siya- hi ahali çılgınca alkışlıyordu. Fakat, bu arada gencecik, ordusunun komu- Krutçef "Ben bir garip ademim..." tasını bir İngiliz komutana vermesi- ni bilen Ghana'nın dirayetinden hiç- bir Kongolunun misâl alması bahis konusu olmuyordu. General Alexan- der Leopoldville'de karargâhını kur- duktan sonra, Gineden, Liberyadan, Maliden, Birleşik Arap Cumhuriye- tinden, Libyadan, Fastan, Kamerun-