YURTTA OLUP BİTENLER İstiklâl marşını dinledikten sonra yanındakilerle beraber alanın çıkış kapısına doğru yürüdü. Karşılayan- lar, Gürsel için açık mavi renkte ka- palı bir Chevrolet (o hazırlamışlardı. İhtilâl Hükümetinin başı bu otomobi- li reddetti. İlerde Orduya ait açık bir jip vardı. Yanına İçişleri Bakanı- nı, Alpaslan Türkeşi, Fazıl Akkoyun- luyu ve Mucip Ataklıyı alarak jipe bindi. Jipi üç tane jip daha takip e- diyordu. Jiplerde ellerinde otomatik tabancalar bulunan genç teğmenler yer almışlardı. Vali ve diğer zevat arkadaki arabalardaydılar. Kafile, hava alanına kadar gele- bilen halkın coşkun tezahüratı ara- sında şehre doğru yola çıktı. Şehrin varoşlarında caddenin kenarlarına dizilen Trabzonlular (Başkanı içten gelen sevgiyle alkışlıyorlardı. Gür- tel oOTrabzonluları, oEisenhower'den sonra Türkiyede alışılan selam usu- lüyle -iki elini kaldırarak- o selâmlı- yordu. Evvelâ Belediye binasının bulun- duğu meydana gidildi. Belediye bina- lında mikrofon hazırlanmıştı. o Baş- tan buradan Trabzonlulara hitap edecekti. Gürsel ve beraberindekile- rin binaya girmeleri bir hayli güç ol- du. Halk kordonu yardı ve Başkanın ipinin etrafını aldı. Bu arada bir tür- ü mâni olunamıyan bir hareket ba- bacan Generali fena halde üzdü. Jipin strafını saran vatandaşlar ( atılıyor ve General Gürselin elini öpmeğe ça- balıyordu. Eski bir bina olan Beledi- ye binasının balkonuna çıkabilmek için bir hayli uğraşan Devlet Başka- nı, Belediyeden içeri girerken öylesi- ne hırpalanmıştı ki, birkaç dakika nefes almayı uygun gördü ve Beledi- ye Başkanının makam odasına girdi. Sivaslı öğretmenler.. peskan Gürselin Doğu seyahatinin en enteresan kısmını muhakkak ki, Sıvasa yaptığı ziyaret teşkil etti. Sivas Doğunun en mühim merkezle- rinden biriydi. Üstelik Başkanın bu ili ziyareti de hususi bir ehemmiyet taşıyordu. Milli Birlik (oOKomitesinin genç üyelerine Doğuda Yassıada sa- kinleri âşıklarının bir kürtçülük ce- reyanını her vesile ile (okullanmağa başladıkları ve körükledikleri o bildi- rilmişti. Gerçi ortada öyle üzerinde fazla durulması gereken bir mesele yoktu. Millet İnkılâbı o benimsemiş, Milli Birlik Komitesine alan güveni- ni türlü vesilelerle ortaya koymuştu. Ama ne olursa olsun, Sivaslı aydın- lara meseleyi bir kere izah etmek lâ- zımdı. Sabah Trabzonda Donanmayı zi- yaret eden Gürsel saat 9 da hareket etti. ÇKB. 59 numaralı, havacıların "konfor" dedikleri uçak sabık Baş- 16 Alpaslan Türkeş Çalışan beyin bakan tarafından hususi surette ta- dil ettirilmişti ve hakikaten konforlu bir uçaktı. Uçağın kapısından girin- ce iki taraflı bordo zemin üzerine beyaz çiçekler işli kadifeyle kaplan- mış dörder mükellef koltuk bulunu- yordu. Bu bölmeden küçük bir ka- pıyla ikinci bölmeye geçiliyordu, İ- Mucip Ataklı İyi dostlar. kinci bölmede sol tarafta (gövdeye yapışık bir masa ve masanın iki ta- rafında iki koltuk bulunuyordu. Böl- menin sağ tarafında boydan boya gül kurusu renginde ogoblenle kaplı bir divan vardı. Değişmiyen tek yer makine dairesiydi. Gürsel ve İçişleri Bakanı Kızıloğ- lu ikinci bölmeye oturdular. o Sekiz kişilik bölmede, sâğ tarafta uçakta bulunan bir gazeteci, onun arkasında Fazıl Akkoyunlu, solda Alpaslan Türkeş ve Mucip Ataklı ile Gürselin yaveri genç deniz üsteğmeni yer al- dı. Sivasa yolculuk bir hayli güç ol- du. Hava rüzgârlıydı ve uçuş için müsait değildi. Ancak askerler bu sallantıdan fazla müteessir olmadı- lar. Gürsel bir saatlik yol boyunca iki sade kahve ve iki Samsun sigara- sı içti. Sivas hava alanına gelindi- ğinde Başkan adamakıllı memnun olmuş ve "Yahu bu uçak çabuk ge- tiriyor insani" demişti. Sivasta karşılama diğer şehirler- dekinden farksızdı. Gürsel şehre acık bir jip içinde girdi. Yanında gene dört jip ve otomatik tabancalı genç teğmenler Vardı, Gürselin Sivasa gi- rişini uzaktan görenler bir o ihtilâl başkumandanı olduğunu anlamakta güçlük çekmediler. Halk son derece Sevinçli ve neşeliydi. o Karşılayanlar arasında sevinç gözyaşları dökenle- rin ekseriyetini kadınlar teşkil (oedi- yordu. Gürsel Sivas Vilâyet balkonundan Sivaslılara Konuşması diğer farklı olmadı. Ama Sivaslılar ertesi gün Sivaslı oöğretmenlerden ikinci bir konuşmanın hikâyesini duydukla- rında Başkanın Sivasa neden geldi- ğini anladılar. Salon Sivas Lisesinin konferans salonuydu. Biralara öğretmenler (o o- turmuş, Başkan Gürseli bekliyorlar- dı. Gürsel evvelâ Sivas Kongresinin yapıldığı tarihi salonu gördü. Sonra Atatürkün kaldığı odayı ziyaret at» ti. Sivas Kongresini yapanların yağ- lı boya tablosunun karşısında durdu ve Valiye sordu: "— Bunlardan hayatta olan var konağının hitap etti. şehirlerdekinden mı?" Vali hayatta olanların ismini saydı ve: "— Mahdut kimseler (oefendim" dedi. Bu sırada Cemal Gürselin gözle- rini yaşartacak bir hâdise cereyan etti. Genç bir teğmen bütün askerli' kaidelerini unutup şöyle demişti: Bir de Atatürk Paşam!" Sizler yapacaksınız.. Girselin öğretmenlerle yaptığı o ko- nuşma Doğu seyahatinin en AKİS, 27 TEMMUZ 1960